Döviz kurundaki ve sıcaklık değerlerindeki yükseliş fındık fiyatlarını da tırmandırıyor
Küresel ekonomik dalgalanmalar ve kış mevsiminde yaşanan sıcaklık değerlerindeki artış serbest piyasada fındık fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Haftaya 125 liradan başlayan fındık fiyatı, haftayı 130 liradan kapatıyor.
Döviz kurundaki artış ve kış mevsiminde yaşanan sıcaklık artışı sonrası yaşanabilecek zirai don riski nedeniyle serbest piyasada fındık fiyatlarının yükseliş eğilimine geçtiğini ifade kaydeden fındık tüccarı Hasan Himtaş, “Küresel piyasalarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar, iklim değişikliklerinin tarımsal üretime etkileri ve tüketici talepleri fındık fiyatlarını ister istemez hareketlendirdi. Geçtiğimiz haftayı 123 liradan kapatan fındık fiyatı, bu haftaya 125 liradan başlamıştı. Bugün itibarıyla ise 130 liradan alıcı buluyor. Özellikle hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde gitmesi zirai don riskini artırınca fındığın verimini ve rekoltesini düşürebileceği endişesi fiyatları biraz daha yükseldi. Henüz ay başında olduğumuz için tüccarların stopaj, vergi, çek, senet ve kredi gibi ödeme zamanları olduğu için şuanda 130 lira seviyesinde. Ay ortalarına doğru fındık fiyatının 140 lirayı göreceğini söylemek mümkün” dedi.
Acele etmeyen üretici, kazançlı çıktı
Üreticinin hala elinde yüzde 20’lere varan fındık olduğunu da kaydeden Himtaş, “Serbest piyasada fındık fiyatı yükselince üretici elindeki fındığı pazara getiriyor. Fındık fiyatı 130 lirayı görünce günde 4-5 ton fındık almaya başladık. Üreticinin elinde hala fındık olduğunu gören alıcılar ister istemez gelecek sezon riske girmemek için talep artırıyor. Talep artınca da fiyatlar da yükseliyor. Bilindiği gibi fındık fiyatları arz ve talebe göre de değişiklik göstermektedir. İhtiyacı olmayan üretici acele etmedi bekledi ve bugün piyasada istediği fiyat oluşunca pazara indirmeye başladı. Dolayısyla acele etmeyen üretici kazançlı çıktı” diye konuştu.
Ülkemiz küresel, fırsatçı vampirler tarafından sömürüldüğü sürece, ekonomide düzelme beklemek saflık olur. Sadece küresel vampirler değil, kanımızı emen, aç gözlü aşağılık vampirlerden kendi içimizde de var. Hem içeriden hemde dışarıdan sürekli sömürülüyoruz. Ne pahasına olursa olsun bu sömürü düzeninden kurtulmak zorundayız. Ülkenin bu sarmaldan bir an evvel çıkması gerekiyor.
Değerli okuyucularım, ülkemizin küresel para baronları ve büyük sermaye sahipleri tarafından yıllardır nasıl sömürüldüğünü 2 yıl önce kaleme aldığım bir makalemde o günün rakamlarıyla basitçe anlatmıştım. Şimdi, güncel rakamlarla, herkesin anlayabileceği bir şekilde bir kez daha bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Konunun daha iyi anlaşılması için, öncelikle, şu iki soruyu tekrar soralım.
1.) Bu kadar büyük parayı, daha doğrusu vurgunu dünyanın hangi ülkesinde yapabilir siniz?
2.) Bu para kimden çıkıyor?
Dolar düşüyor, ekonomi uçuyor! Dolar yükseliyor, ekonomi batıyor! Öyle mi acaba? Buyrun bakalım! Yükselse de, düşse de birileri sürekli kazanıyor, kaybeden hep ülkemiz!
Düşük kur, yüksek faiz/Yüksek kur, düşük faiz! Yıllardır bu ikisi arasında gidip geliyoruz. Birilerinin işine gelen de işte bu! Her ikisinin de düşük olması için üretime dayalı güçlü bir ekonomiye sahip olmak gerekiyor. Bu dalgalanma devam ettiği sürece güçlü bir ekonomiden söz edemezsiniz.
İçimizdeki ve dışarıdaki para baronları sürekli pusudalar. Bekledikleri fırsat ortamı; doların tavan yapmasıyla yine oluşmaya başladı. Eee, ne demişler? “Bekleyen derviş muradına erermiş” 1 dolar şu anda 35 ₺ Muhtemelen, harekete geçmek için biraz daha yükselmesini bekleyecekler. Aslında beklemelerine de gerek yok. 35₺ iyi bir rakam.
Biz doların 40₺ TL. olduğunu varsayalım. 100 milyon doları olan bir küresel yatırımcıyı örnek alalım. ( bu içimizdeki para babalarından biri de olabilir) Bunlar bu gün itibariyle, dolarlarını bozdurduklarında, karşılığında; 100 milyon dolar x 40=4 milyar TL elde edecekler. Malûm, şu anda TL mevduat faizleri % 50 seviyelerinde. Bizim yatırımcı, daha doğrusu fırsatçı vampir 100 milyon dolarını bozdurarak aldığı 4 milyar lirayı % 50 den, TL. mevduat faizine bağladığında, 6 ay sonra 1 milyar TL. faiz geliri elde edecek ve parası 5 milyar TL. olacak. Oyununun 2. perdesi işte tamda burada başlıyor. 5 milyar TL yi tekrar dolara çevirip karşılığında 125 milyon dolar alacak. Yani 100 milyon doları 6 ayda 125 milyon dolar olacak. 100 milyon doları kendi ülkesinde faize koysaydı, 6 aydaki getiri 2 milyon dolar civarında olacaktı. Bizde ne oldu? 25 milyon dolar. Belki farkettiniz. 6 aylık sürede doları TL karşısında sabit tuttum. Biraz yükseldiğini, 45 ₺ olduğunu varsaysak bile arada uçurum var! 100 milyon doları olmayan biri de ülkesinde %4 -%5 faizle bu parayı temin edip bu büyük fırsattan yararlanabilir. Ülkemizdeki elde ettiği 125 milyon dolardan çektiği kredinin 6 aylık faizi olan 2 milyon doları ve ana parayı aldığı bankaya ödediğinde, cebine en az 22-23 milyon dolar kalır ki, 6 ayda çok büyük getiri.
Ülkemizdeki bu fırsat ortamı küresel para baronlarının iştahını kabarttığı için, zaman zaman hızlı bir şekilde ülkeye çok yüksek miktarda sıcak para girişi oluyor. Ekonomide, sıcak paraya bağlı, suni, geçici bir canlanma hemen kendini gösteriyor. Yalaka basın her zaman olduğu gibi yine “Ekonomide bahar havası” manşetleri atıyor.
100 milyon dolara dünyanın neresinde; bu kadar kolay, bu kadar kısa sürede, 25 milyon dolar getiri elde edebilirsiniz? Böylesine büyük bir vurgunu yapabileceğiniz tek bir ülke var. TÜRKİYE Örneği 100 milyon dolar üzerinden verdim. Aslında rakam korkunç boyutlarda.
Bu faiz kur oyunu; yıllardır bu şekilde oynanıyor. Küresel para baronları ile birlikte içimizdeki para babaları sürekli kanımızı emiyor. Olan zavallı Türk halkına oluyor! Zaman zaman notlar alırım. Arşivlerime baktım. Aynı oyun; 2020 yılında da oynanmış. doların tavan yaptığı Kasım 2020 de. 1 $ = 8.567₺ yi görmüş. O zamanda bu küresel vampirler ülkemize çökmüşler. 4 ay sonra dolar 6.95 TL ye düş(ürül)müş. Ülkenin milyarlarca doları yine bunların cebine akmış!
Bu şekilde gelen yabancı sermayenin faydadan çok zararı vardır. Yabancı sermayeyi, yatırım amaçlı, istihdam yaratacak şekilde çekebilirsek ancak o zaman ülkeye bir faydası olur.
İşin özeti şu; bu bir kısır döngü. dolar yakında tekrar düşecek, sonra tekrar yükselecek. Faiz / kur karşılıklı oyna(tıl)maya devam edecek. Küresel vampirler ( içimizdeki para babası vampirler de dahil ) kanımızı emmeye devam edecekler. Tam bir win win durumu ! Şimdi yukarıda sorduğum iki soruyu tekrar okuyun ve yanıt verin. Bunu hangi akıl, vicdan kaldırabilir? Bu ülkenin bir vatandaşı olarak bunu hazmedemiyorum, öfke doluyum. Ülkemizin sömürülmesine neden olan, bu fırsat ortamını yaratan; küresel oyun kuruculara ve içimizdeki işbirlikçilerine söyleyecek söz bulamıyorum!
Ekonomist değilim, bunları görmek için ekonomist olmaya da gerek yok. Haddim olmayarak alanlarına girdim kusuruma bakmasınlar! Aslında, biraz sorgulamak, araştırmak yeterli. Araştırmadan, sorgulamadan ekonomi iyi, dolar düşüyor. Aaa dolar yükseliyor batıyoruz diye düşünenlere; ülkemizin nasıl sömürüldüğünü umarım anlatabilmişimdir.
Mehmet gider, Ahmet gelir. Hafize gider, Pakize gelir, bu döngü bitmez! Bu acımasız kısır döngüden, bu girdaptan kurtulmanın tek bir yolu var. ÜRETMEK. Aksi halde kurtlar sofrasında yem olmaya devam ederiz.