Karabük Postası tarafından
10 Kasım, 2021 10:06 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Ata’mızı Saygı, Sevgi ve Özlemle Anıyoruz

Dünya Miras Kenti Safranbolu ölümünün 83.yıldönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anıyor. Sabah Misak-ı Milli Demokrasi Meydanında başlayan törende Safranbolu Kaymakamı Mehmet Türköz ve Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse’nin Atatürk Anıtına çelenk sunmasının ardından tüm yurtta olduğu gibi Safranbolu’da da saat 09.05’te 1 dakika boyunca sirenler çaldı. İstiklal Marşımızın okunmasının ardından buradaki program sona erdi. 10 Kasım etkinlikleri Şehit Murat Akdemir Anadolu İmam Hatip Lisesinde gerçekleştirilen programla devam etti. Burada ki törende saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasının ardından Safranbolu Kaymakamı Mehmet Türköz’ün günün anlam ve önemini anlatan konuşması ile devam etti. Kaymakam Türköz konuşmasında şu görüşlere yer verdi. “10 Kasım 1938 günü ebedi âleme uğurladığımız Cumhuriyetimizin kurucusu,  bağımsızlığımızın mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 83. ölüm yıldönümünde Türk Milleti olarak bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anmaktayız. Yalnızca ülkemiz tarihinde değil, dünya tarihi açısından istisna şahsiyetlerden biri olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, elde ettiği zaferler ve kurucusu olduğu Cumhuriyetimiz ile saygın bir lider olarak tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır. Atatürk’ün 57 yıllık hayatını, mücadelesini, milletimize kazandırdıkları ve kazandırmak istediklerini doğru anlama bakımından önemi büyüktür. Bu meyanda Atamızın bize ve ülkemize kazandırdıklarının gururu ile yeni bir 10 Kasım’ı idrak ediyoruz. Demokratik, laik ve çağdaş değerlerle oluşturulmuş en büyük eser olan Cumhuriyet başta olmak üzere elde ettiği başarıların tamamını Aziz Türk Milleti'ne mal eden Atatürk, mücadeleci kişiliği, düşünceleri ve ardında bıraktığı yıkılmaz eserleriyle düşmanlarının bile takdir ve saygısını kazanmıştır. Milletimizin refahı için ömrünün son demlerine kadar durmaksızın çalışmış ve bu uğurda hiçbir fedakârlıktan kaçınmamıştır. Çünkü O "Egemenlik kayıtsız ve şartsız Milletindir" derken, Cumhuriyeti Türk Gençliğine emanet ederken Milletinin azmine, cesaretine, inancına ve kararlılığına güvenmiştir. Türk Milleti de o eşsiz insanı unutmadığını ilke ve inkılâplarına bağlılık göstererek, dün Milli Mücadele'de ortaya koyduğu ruhla bugün yıkıcı ve bölücü tüm unsurlar karşısında Cumhuriyet'e ve Milli İradeye sahip çıkarak tüm dünyaya ilan etmiştir. Aziz milletimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 1919'da başlayıp 1923'te Cumhuriyeti kurarak taçlandırdığı büyük mücadelede, bizleri vatansız bırakmak isteyenleri kanıyla, canıyla, yüreğiyle durdurmuştur. Ne mutlu ki bugün O'nun fikir, öngörü ve eserlerinden aldığımız ilham ile Türkiye'mizi dünya durdukça barış, huzur ve refah içerisinde yaşatmak ve yüceltmek için engel tanımaksızın yolumuza devam etmekteyiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tarihin tanıklık ettiği üstün kabiliyetleri ve eşsiz liderliğiyle milletimizin içinde bulunduğu karanlıkları aydınlığa çevirmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.' diyerek yolumuzu ve yönümüzü çizmiştir. Büyük milletimizin canından değerli bildiği vatan topraklarını parçalamaya yeltenenleri,  binlerce yılda oluşturduğumuz kutsal değerleri çiğneme cüreti gösterenleri,  “geldikleri gibi” gönderen bir iradeye liderlik yapan bu Devlet Adamına çok şey borçlu olduğumuzu asla unutmamalı ve unutturmamalıyız. Bağımsızlık savaşımızın önderi, eşsiz kahraman Mustafa Kemal Atatürk, daima Türk Milleti’nin gönlünde yaşayacak, omuz omuza mücadele ettiği silah arkadaşları ve istiklal savaşımızın kahraman şehit ve gazileri hiçbir zaman unutulmayacaktır. Bizlere düşen en büyük görev, fikir ve başarıları ile yalnızca bize değil, dünya milletlerine de örnek olan Mustafa Kemal Atatürk'ün emanet ettiği Cumhuriyete sahip çıkmak ve gelecek nesillere onun fikirlerini aktarmak olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, vefatının 83. yıl dönümünde, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşları ile tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle yad ediyorum. Ruhları şad olsun.” Program, 10 Kasım ile ilgili düzenlenen çeşitli yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödüllerinin verilmesi  ve ardından Safranbolu İMKB Lisesi öğretmen ve öğrencileri tarafından Atatürk’ün sevdiği şarkıları seslendirmeleri ile son buldu. Etkinlikler, Safranbolu Belediyesi tarafından saat 19.30’da Leyla Dizdar Kültür Merkezinde verilecek kokteyl ve ardından Atatürk Giysileri Koleksiyon Defilesi ile son bulacak.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Fikret Gökçe tarafından
25 Haziran, 2025 13:21 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

NAZIM HİKMET BUGÜNLERDE KORE’DE TUTSAK ASKERLERİMİZLEYDİ…

Bugün, tam 75 yıl önce Kore Savaşı başlamış, Birleşmiş Milletlerin ve ABD'nin çağrısına uyan, bir aylık iktidar Demokrat Parti TBMM kararı alınmadan Başbakan Adnan MENDERES'in talimatıyla Kore'ye bir Tugay göndermişti.

25 Haziran 1953'te yapılan "Ateş Kes" ilanına kadar gönderdiğimiz 4 tugayımızın 741 şehidi Kore topraklarında yatıyor. Bunların 462'sinin bulunduğu Pusan Şehitliği'ni Mayıs 2008'de ziyaret ettiğimde şehitlik direktörüne çelik döküm bir Atatürk maskı hediye etmiştim. Diğer şehitlerimiz Kuzey Kore topraklarında kaldığı için kabirlerinin nerede olduğu bilinmiyordu.

Nazım HİKMET 1952 yılının Haziran ayında, yine bugünlerde İtalyan, Yunan ve Fransızlardan oluşan, Dünya Barış Konseyi denilen bir heyetle Kore'ye gitmiş, esir kamplarını ziyaret etmişti. Yalu Nehri kenarında bulunan 5 no.lu esir kampında siyah-beyaz Amerikalılar, Güney Koreli ve Filipinlilerle birlikte 5 subay, 3 astsubayla 239 Türk tutsak ta bulunuyordu. Nazım onlarla görüştü, çok kötü ve olumsuz koşullara dayanmaya çalışan askerlerimizin son derece disiplinli ve yüksek moralli olduklarını yazdıklarıyla anlattı. Emir-Komuta disiplinine uyarak, hastaları koruyarak, yardımlaşarak ve güreş yaparak zinde kalan askerlerimiz Ateş Kes'ten sonra 5 Ağustos 1953'te serbest kaldıklarında hiç kayıp vermeden yurda dönmüştü. Kampta bulunan 7 bin 245 Amerikalı tutsaktan sadece 2 bin 806' sı kötü koşullara dayanabilmiş, diğerleri hastalık, kurallara uymama ve ölümle sonuçlanan birbirleriyle kavgalar sonucu ölmüşler, 21'i ise Kuzey Kore ordusuna katılmışlardı.

Nazım HİKMET, Kore'ye yaptığı bu ziyaretten çok etkilenmiş ve Adnan MENDERES'e hitaben bir asteğmenin duygularını betimleyen aşağıda yer verdiğim DİYET şiirini 25 Haziran 1959'da yazmıştı.

Bugün, Kore Savaşı'na katılan yaklaşık 21 bin gazimizden 350 kadarı yaşamlarını sürdürüyor. Demokrat Parti'nin Amerikan sevdası ve emperyalizm uğruna feda ettiğimiz şehitlerimizi ve yitirdiğimiz gazilerimizi rahmetle ve saygıyla anarken, hayatta olanlara sağlık ve mutluluklar diliyorum.

DİYET

Gözlerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki gözünüzle bakarsınız,
iki kurnaz, iki hayın, ve zeytini yağlı iki gözünüzle bakarsınız kürsüden Meclis'e kibirli kibirli ve topraklarına çiftliklerinizin ve çek defterinize.
Ellerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki elinizle okşarsınız, iki tombul, iki ak, vıcık vıcık terli iki elinizle okşarsınız pomadlı saçlarınızı, dövizlerinizi ve memelerini metreslerinizin.

İki bacağınızın ikisi de yerinde, Adnan Bey, iki bacağınız taşır geniş kalçalarınızı,
iki bacağınızla çıkarsınız huzuruna Eisenhower'in,
ve bütün kaygınız iki bacağınızın arkadan birleştiği yeri halkın tekmesinden korumaktır.

Benim gözlerimin ikisi de yok.
Benim ellerimin ikisi de yok.
Benim bacaklarımın ikisi de yok.
Ben yokum.
Beni, Üniversiteli yedek subayı, Kore'de harcadınız, Adnan Bey.
Elleriniz itti beni ölüme, vıcık vıcık terli, tombul elleriniz.
Gözleriniz şöyle bir baktı arkamdan ve ben al kan içinde ölürken çığlığımı duymamanız için kaçırdı sizi bacaklarınız arabanıza bindirip.
Ama ben peşinizdeyim, Adnan Bey, ölüler otomobilden hızlı gider,
kör gözlerim,
kopuk ellerim,
kesik bacaklarımla peşinizdeyim.
Diyetimi istiyorum, Adnan Bey,
göze göz,
ele el,
bacağa bacak,
diyetimi istiyorum,
alacağım da.

GÖRSEL : 25 Ocak 1951'de bir keşif taarruzu sırasında karşısındaki Çin Kolordusu'nun 1734 askerini süngü hücumuyla etkisiz hale getiren ve savaşın kaderini değiştiren birliğimiz anısına Kumyang Jang-Ni tepesine dikilen 15 m.lik Türk Süngü Anıtı'nda çelenk sunumu. ( Bu zafer sonunda Çin Kolordu'su çekilmiş, birliğimiz biri astsubay 12 şehit vermişti)

blank

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.