MUSTAFA AKAY
CHP’nin çiçeği burnundaki Genel Başkanı Özgür Özel’in son zamanlardaki davranışları nedeniyle, acımasızca eleştirildiğine tanık oluyoruz bugünlerde.
Her eleştiri insanın ufkunu genişletir, doğruyu bulmasında yarar sağlar.
Ancak, her eleştiri doğru da değildir.
Kimileri, eleştiriyi, eleştiri anlamında değil, karalama anlamında kullanırlar.
Bunu genelde, karşıt partiler yaparlar.
Ancak, önemli olan aynı davaya gönül vermiş insanların, acımasızca eleştirileri yaralar insanı.
“Kol kırılır yen içinde kalır” diye bir deyimimiz var.
Bu aile için söylenmiştir.
Evin içindeki, sıkıntıların dışarıya yansıtılmamasını vurgular.
Ülke, bizim ailemiz gibidir.
İçeride mücadelemizi kıyasıya yapar, dışarıya gelince, birlik oluruz.
Böylesi olması da gerekir.
Özgür Özel’in ABD ziyaretinde ortaya atılan rüşvet iddiaları karşısında suskun kalması eleştirildi bolca.
“Vay efendim, nasıl aklarmış iktidarı” şeklinde feveran ettiler birileri.
Bizce, Özgür Özel, doğrusunu yaptı. Başka bir amaçla gidilen ABD’de birilerinin çerezi olmadı.
Bir başka eleştiri de “normalleşme” çabaları üzerine bol bol yapılıyor şimdilerde.
Türkiye’de siyasetin ana unsurlarından birisi, kemikleştirme, kutuplaşma ve gerginlik.
Hiç bir gerginlik sürdürülebilir değildir.
Bazen, diyalog kanallarının açılması gerekir.
“Efendim, gerginliği çıkaran, normalleşiyor mu” diyerek, altında buzağı aramak, bunun bir parçası halin gelmek anlamındadır.
Recep Tayyip Erdoğan’ın, “öfke de bir hitabet sanatıdır” sözlerine takılıp giden CHP, uzun yıllar başarılı olamadı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bu sözün etrafında döndü durdu. Bir söylenene iki karşılık verdi. Ancak, sonuç alınamadı.
Bazen, ezberleri bozan işler yapmak da gerekir. Bize göre, CHP’nin genç Genel Başkanı şimdi bunu yapıyor. Sınırları zorluyor. Bağırıp çağıran, küfreden, takımı yola götürücü tavırlar takınıyor.
Ülkemiz siyasetinde, tavan ne kadar kavga yaparsa, aşağıya bu yansıyor. Akraba akrabaya, kardeş kardeşe düşman oluyor. Oysa, siyasetin temel amaçlarından birisi kardeşliktir, barıştır. Bu aynı zamanda demokrasinin de birincil koşullarından birisidir. Şimdi, Özgür Özel, tabanda bunun olabilirliğini kanıtlamak için can siparane çalışıyor.
Bu çabalar, kendi partisi içinde büyük tepki doğuruyor. Kavgadan beslenenler, kendi partileriyle kavga etmenin zeminini bulmaya yaratmaya başlıyorlar.
Ülkede, iktidar partisiyle, muhalefet partisinin tokalaşmasını gündeme taşıyarak, göç toplamak isteyenler ise, yurttaşın sorunlarından bi haberler. Gündem, ekonomi olmalı demeleri gerekenler, bir tokalaşmaya takılıp gidiyorlar.
Bu da yetmiyor gibi, genç bir Belediye Başkanı hakkında olmadık söylentiler çıkarıp, partiyi yıpratıyorlar.
Daha çok olmadı, Bu ülke ve parti, altılı masa denilen bir hikayeyle uyutuldu. İki yıl oturup, çay kahve söyleşisi yapanlar, ülkeye neler kaybettirdiklerini hiç değerlendirmiyorlar.
Özgür Özel, izlediği siyaset ile, en keskin dilleri bile yola getirdi. Yurttaş, bu politikayı benimsedi ve anketlerde CHP’nin farkı açmasına yol açtı.
Bunu gören, öfkenin sanat olduğunu söyleyen, sanattan bi haber zatlar, tekrar eski huylarına döndüler.
Özgür Özel, şimdi bu sınırları zorluyor. Parti içi muhalefetten tepki almasına karşın, halkın büyük çoğunluğundan destek buluyor.
Özgür Özel, iyi gidiyor. Ekibini de tam kurabilirse, geleceğin lideri olabilir.
Bzaen ezberleri bozmak gerekir. Özgür Özel tam da bunu yapıyor.