Savaş meydanlarından gelerek, ardındaki şerefli geçmişi ile ülkeye demokrasiyi getiren İsmet İnönü'yü dün 50.ölüm yılında andık. Ruhu şad olsun. Gücünün doruk noktasındayken, çok partili sistemi ülkeye getiren ve yitirdiği seçim sonrası Çankaya Köşkünü terk edip yürüye yürüye giden bu yüce adam, "En büyük yenilgim, en büyük zaferimdir" deme erdemliliğini göstererek, ulusa örnek olmuştur. Ardındaki askeri ve diplomatik zaferleri ele almayacağız bu yazıda. Onları bolca yazanlar var. Ele alacağımız konu, İsmet İnönü ve Karabük olacak. Bugün, Karabük diye bir kent varsa, bunda İsmet İnönü'nün payı çok büyüktür. Eğer, o Demir Çelik Fabrikaları'nın temelin atıp, 1939 yılında bacasını tüttürmeseydi, Karabük yine Safranbolu'nun bir köyü olarak kalırdı. Karabük var eden etkenlerden birisidir İnönü... Karabük ve Karabüklüler O'nun değerini iyi bilmelidirler. Şimdilerde, Kardemir adını alan devasa işletmenin yöneticileri, birimlerinde İsmet İnönü'ye anlatmayı görev saymalıdırlar. Kardemir'de işe başlayan bir gence İsmet İnönü'nün kim olduğunu, ülke için neler yaptığını anlatmak görevi Kardemir yöneticilerine düşer. Elbette, CHP'nin de bu konuda üzerine düşen büyük görevler vardır. Birilerinin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın iki unutulmaz kahramanı için iki ayyaş tanımlaması yapmaları, onların büyüklerinin karşısında ezilmelerinden kaynaklanıyor. Türkiye'de emeklisi en fazla olan illerden birisi olan Karabük'te, Demir Çelik İşletmeleri'nde emekli binlerce kişi yaşamaktadır. Ne yazık ki, bunların büyük bölümü Atatürk ve İnönü'nün değerini bilmemektedirler. Kardemir yönetimi, hiç değilse, yeni kuşaklara bu iki kahramanı anlatarak, minnet borçlarını ödemelidirler. Kuşkusuz, bugün il olan Karabük'teki tüm yöneticilere, sivil toplum örgütlerine başta CHP olmak üzere tüm siyasi partilere de aynı görev düşmektedir. Bu alanda Karabük Basınının da yapması gerekenler vardır. Karabük'te bir İnönü Heykeli eksikliği vardır. Basın bunu ele alarak bir kampanya başlatabilir. Karabük'ün en güzel yerlerinden birisine İnönü Heykeli yapılabilir. Geçmişini bilmeyen, geleceğini okuyamaz. Bu Karabüklünün bir borcudur İnönü'ye... Ülkenin bağımsızlığı için yıllarca, savaş meydanlarında koşturmuş, işitme duyusunu yitirmiş ve gazi olmuş bir kişi için bunu gerçekleştirmek, bu şehre yakışacaktır. IŞIKLARDA UYUYUN KINALI KUZULAR Artık, şehit haberleri sıradanlaştı. Eskiden bir şehit geldiğinde, yer yerinden oynardı. Şimdi, 12 şehit birden geliyor, bir iki kınama ile geçiştiriliyor. Kınaya kınaya, bir hal oldu, ülkeyi yönetenler. Acak, kınıyorlar. Başka yaptıkları bir şey yok. Bu çocuklar niye ölüyor, nerede eksik var, nerede yanlış yapılıyor diye sorgulamak yok. Bir Milli Yas ilan edelim de, ulusun bir noktada birleşmesini sağlayalım diyen çıkmıyor. Olan, genç fidanlara, kınalı kuzuları oluyor. Onların, acılı analarının, babalarının yüreğine kor düşüyor ve ne yazık ki, 2 gün sonra hamasi nutuklar bile atılmaz oluyor. Geride, gözü yaşlı analar, babalar, hanımlar ve çocuklar ve yıllarca içlerinde yanıp tutuşacak acılar kalıyor. Işıklarda uyuyun kınalı kuzular.