Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Tokat’ta üretiyor, yurt dışına gönderiyor

Gündem Yayın: 22.03.2024 08:00
İhlas Haber Ajansı

Tokat’ta yaşayan 77 yaşındaki Tülay Atila, tatil için gittiği Kütahya’daki çini sanatından etkilenerek memleketinde atölye kurdu. Atila, Çini sanatında kısa sürede markalaşarak ilçedeki kadınların da destekleriyle imal ettikleri çini ürünlerinin yüzde 90’ını yurt dışına gönderiyor.
Tokat’ın Niksar’da ilçesinde yaşayan 77 yaşındaki Tülay Atila’nın önderliğindeki çini atölyesi, geleneksel Türk çini sanatını modern bir yaklaşımla yaşatıyor. Atila, çocuklarıyla Kütahya’da bulunduğu dönemde çini sanatıyla tanıştı. Kendi tabiriyle cahil cesaretiyle Niksar’da çini atölyesi kuran Atila, ilk zamanlar bilgi ve tecrübesizlikten dolayı zor günler yaşadı. İki yıl boyunca öğrenme, araştırma ve denemeyle geçen sürecin ardından Atila, ilçedeki ev hanımlarına iş imkânı sağlayarak onların sanat becerilerini keşfetmelerine ve geliştirmelerine imkan tanıdı. Atölyede çalışan kadınlar, başlangıçta çiniyle ilgili deneyimi olmamasına rağmen, ortaya çıkardıkları eserlerle büyük bir başarı elde etti. Öğrendiği tekniği atölye ve sınıfta diğer kadınlara öğreten Atila, internetten de çini sanatıyla ilgili eğitimlerine devam ediyor. Kendi de dahil olmak üzere, online dersler alarak sürekli olarak kendini geliştiren Atila, ihracat konusunda çocuklarıyla iş birliği yaparak ürünleri başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Japonya ve Yunanistan gibi ülkelere gönderiyor. Atila, ilerlemiş yaşına ve sağlık sorunlarına rağmen yaptığı ürünlerle ismini ölümsüzleştiriyor.
Kadınlarına iş imkanı sağladı
Hızlı bir kararla Niksar ilçesinde çini atölyesi kurduğunu söyleyen 77 yaşındaki Tülay Atila, “Kütahya’ya çocuklarımdan dolayı sık sık gittiğimiz için hadi çini yapalım dedik. Ama yapalım ile olmuyormuş. Çok cahilce ve hızlıca işin içine girdik. Tabii bu sefer bu işi bilmediğimizi fark ettim. İki yılım sadece öğrenme, araştırma ve denemeyle geçti. Amaçlarımdan bir tanesi Niksar’daki çalışmak isteyen ama imkân bulamayan ev hanımlarını evlerinde veya atölyede bir iş imkânı sağlamaktı. O da çok güzel oldu. Çünkü gelen bayanların hiçbirinin çiniyle alakası yokken herkes sanatını, becerisini ortaya koydu. Umduğumuzdan güzel işler çıktı. Bütün teknikleri öğrendik ve sınıfımızda, okulumuzda, atölyemizde çalışan bayanlara öğrettik. Online ders de olsa alıyorum. Bilenlerle konuşuyorum. İnterneti çok kullanıyorum. Yani bu bakımdan çok büyük yardımcı gruplarımız var” dedi.
“Beni bıraksalar gece gündüz iş yaparım”
Çalışmayı çok sevdiğini söyleyen, Atila, “Çini seramik gruplarında sorular oluyor. Onları okuyoruz. Yüzde 90 yurt dışına gönderiyoruz. O da bir şans benim için. Çünkü çocuklarım orada Türkiye’den götürdükleri hediyelik eşyaları toptan satıyorlardı. En büyük pazar payımız yüzde 90 ile Amerika. Çocuklarım orada toptan veriyorlar. Fuarlara katılıyorlar. Japonya’da iki firmaya gönderdik. Yunanistan’a gönderdik. İngiltere’ye gönderdik ama çocuklara yaptığımız ürünlerin daha çok olması sebebiyle onların bazı istek ve taleplerini karşılayamadık. Çünkü bizim esas pazarımız Amerika ve çocuklarımız. Japonların dükkânları çok küçük. Küçük küçük ürün siparişi yapıyorlar. Ama yine de gururlanıyorsun yani Niksar’dan Japonya’ya gidiyor. Niksar’dan Amerika. Öleceğim ama bu tabak benim adımı her yerde gösterecek. Kim alır, kim kullanır, kime hediye gider, bilmiyorum. Ama ileride torunlarım bir yerde tesadüfi adımı görürlerse bu bizim diyebilirler. Onlar beni mutlu ediyor. Dizimden ameliyat olduğum için merdiveni zor inip çıkıyorum. Gözümden kataraktan ameliyat oldum. Ama bunlar beni hiç engellemiyor. Merdiven olmasa hayatım çok güzel. Bir de pazar günü olmasa çok güzel olacak. Çünkü pazar günü de atölyeler kapalı oluyor. Beni bıraksalar gece gündüz iş yaparım” şeklinde konuştu.
“Çini sanatıyla 4 yıl önce tanıştım”
Çini sanatıyla 4 sene önce tanıştığını söyleyen Mehtap Baran ise “Ben ahşap boyamaya gitmeyi istemiyordum. İlla tabak diye tutturdum. Açılınca Tülay ablaya iş için başvurduk. 6 ay öğrenemedim, öğrenemedim derken sıkıntılı bir sürecim de vardı. Sağ olsun Tülay ablada sabretti. Seninle devam edelim dedi. Pandemi döneminde çıkışımız oldu ama sonra girdik, 4 senedir devam ediyoruz” diye konuştu.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Gal arısına karşı 600 yırtıcı böcek doğaya salındı

Dünya Yayın: 09.05.2024 16:48
İhlas Haber Ajansı

Zonguldak’ta kestane ağaçlarına zarar veren gal arısına karşı faydalı 600 yırtıcı böcek doğaya salındı.

Türkiye’de 2014 yılında Yalova ve Bursa’da ortaya çıkan ve ana vatanı Çin olan gal arısına karşı mücadele sürüyor. 2020 yılından itibaren Zonguldak’ta da görülen; kestane ağaçlarının tomurcuklarına bıraktığı yumurtalarla birlikte çoğalan gal arası, ağaçların çiçek açmasını engelleyerek zamanla kurumasına sebep oluyor.

Kestanedeki rekolteyi de düşüren, kestane balının üretiminin azalmasına da sebep olan gal arısına karşı mücadele programı çerçevesinde doğaya 600 yırtıcı böcek salındı. Kilimli ilçesine bağlı Göbü Şirinköy’de dğaya salınan “Torymus sinensis”ler ile birlikte kestane ağaçlarının korunması hedefleniyor.

Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, Orman Bölge Müdürü Faruk Bayraktaroğlu, Tarım ve Orman İl Müdürü Nihat Ağan ve görevli personellerin katılımıyla gal arısına karşı mücadelenin süreceği ifade edildi.

Zonguldak Valiliği; ‘Doğada biyolojik denge için faydalı böcek popülasyonu yeterli sayıya ulaşıncaya kadar kestane gal arısının yoğun zarar yaptığı bölgelerde faydalı böcek salımına devam edilecektir” paylaşımında bulundu.