Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
02 Ekim, 2023 00:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Kastamonu’da göletlere 1 milyon balık salındı

Kastamonu’da 2023 yılı içerisinde il genelindeki göletlere yaklaşık 1 milyon yavru sazan balığı salındı.
Su kaynaklarındaki nesli tehlike ve baskı altında olan türlerin desteklenmesi, gölet ve barajlardaki mevcut balık stoklarının korunması ve ekonomik değeri yüksek balık türlerinin artırılması amacıyla Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından bilimsel temele dayalı balıklandırma çalışmalarına aralıksız devam ediliyor. 2023 yılı balıklandırma çalışmaları çerçevesinde ortalama 1 - 3 gram ağırlığında olan yaklaşık 1 milyon adet aynalı (pullu) sazan yavrusu, Amasya Yedikır Su Ürünleri Üretim İstasyonu Müdürlüğü’nden temin edilerek Kastamonu’ya getirildi. Proje çerçevesinde, Tarım ve Orman İl Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu, Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Mehmet Çabuk, Araç İlçe Tarım ve Orman Müdürü Bülent Bilen, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve ilçe müdürlükleri personelinin katılımıyla, il genelindeki baraj ve göletlere 1 milyon yavru sazan balığı salındı.
Uygulanan bu proje çerçevesinde, Kastamonu’da, 2013 yılında 30 bin, 2014 yılında 210 bin, 2015 yılında 119 bin, 2016 yılında 90 bin, 2017 yılında 20 bin, 2018 yılında 80 bin, 2019 yılında 52 bin, 2020 yılında 20 bin, 2021 yılında 158 bin, 2022 yılında 158 bin ve 2023 yılında 1 milyon adet olmak üzere son 11 bir yılda toplam 1 milyon 937 bin 500 adet yavru sazan balığı göletlere bırakılmış oldu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
12 Haziran, 2025 22:22 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Karabük’te zarar tespiti yaptı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Karabük’te zirai dondan etkilenen meyve bahçelerinde incelemelerde bulundu.

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, beraberinde Karabük Ziraat Odası Başkanı Hasan Benlioğlu ve ilçe oda başkanları ile birlikte Karabük’te zirai don nedeniyle zarar gören meyve bahçelerini inceledi.
Afetin şiddetinin de giderek arttığına dikkat çeken Bayraktar, "Eksi 25-30 dereceleri gören tek ısı değerleriyle karşı karşıya kaldık. Buna hiçbir ürünün dayanması mümkün değildi. Hiçbir ürünümüz de zaten dayanmadı. Şimdi tabii mevsim kaymaları yaşıyoruz. Kışın kar yağışı bekledik Türkiye'de birçok bölgemizde Karabük de dahil olmak üzere kışın yeterli yağışları alamadık. Yeterli kar yağışı olmadı. İlkbaharda yağışlarını bekledik. Fakat ilkbahar yağışlarını beklerken ilkbahar ayında kışı yaşadık kar yağışıyla karşı karşıya kaldık. Arkasından gelen don hadisesi maalesef başta meyve olmak üzere birçok ürünümüze de zarar verdi. Tabii zarar gören illerimizden bir tanesi de Karabük ilimiz. Türkiye genelinde 65 ilimizde zarar söz konusu. Karabük ilimizde de yine ceviz, badem, elma, kiraz, vişne gibi ürünlerimiz ve bunun yanında diğer meyvelerimiz de yüzde yüzlere oranlarda zarar gördü. Allah böyle bir afeti bir daha göstermesin. Bu gerçekten tarihimizin en büyük afeti. Biliyorsunuz birkaç sene evvel bir deprem yaşadık. Bu da tarımda yaşadığımız bir deprem gibi bir afet. Şimdi burada tabii özellikle böyle bir afet karşısında üreticilerimiz örgütlerini yanında görmek istiyor" dedi.

"Destekleri üreticimize veremezsek bu afet bir miktar daha göç oluşturabilir"
Bayraktar, "Tarihin en büyük afeti karşısında gerekli desteklerin bu manada çiftçimize verilmesi fevkalade önemli. Çiftçilerimiz özellikle bankalara borçlu olarak üretim yapıyorlar. Tarım Kredi Kooperatiflerine borçlu olarak üretim yapıyorlar. Oralardan aynı ve nakdi kredi kullanıyorlar. Şimdi çiftçilerimizin böyle bir süreçte özellikle bazı bahçelerimizde ağaçlarımız ciddi zarar gördü. Çiftçimizin borçlarının birkaç yıla ertelenmesi önem arz ediyor. Çünkü çiftçimiz böyle büyük bir afetle karşı karşıya kaldı ki bu borçları ödeyebilme kabiliyetini kaybetti. Zarar gören bahçelerimizin daha fazla bakıma ihtiyacı var. Yani bahçelerinde kalabilmesi için ve bu özellikle zarar gören bahçelere tabii daha fazla masraf etmesi de gerekiyor. Daha çok bakım yapması gerekiyor. Onun için nakde ihtiyacı var. Biz bu destekleri üreticimize veremezsek bu afet bir miktar daha göç oluşturabilir. O zaman ne olur? Üretici olan çiftçi şehre gittiğinde tüketici oluyor. Peki çiftçimiz tüketici olursa üretimi kimle yapacağız? Yani tüketicileri nasıl besleyeceğiz? Üreticiyi şimdi desteklemezsek tüketici haline getirirsek ne yapıyoruz? Tüketenin oranını arttırıyoruz, sayısını arttırıyoruz ama üreten azalıyor burada. Üretim ayağı yani üretimdeki arzdaki Allah muhafaza azalma ülkenin gıda güvenliğini sağlama noktasında ciddi problemlerle karşı karşıya kalmamıza sebebiyet verebilir. Yani göçü önleme noktasında da destek istiyoruz" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin