blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
25 Kasım, 2024 08:15 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Kastamonu Valiliği’nden önemli uyarı: ‘Zorunlu olmadıkça trafiğe çıkmayın’

Kastamonu Valiliği’nden yapılan açıklamada, yaşanabilecek don olaylarına karşı vatandaşlar uyarılarak, zorunlu olmadıkça trafiğe çıkılmaması istendi.
Kastamonu’da yaşanan kar yağışı ve soğuk hava sebebiyle il genelindeki tüm okullarda 25 Kasım Pazartesi günü eğitime 1 gün ara verildi. Kastamonu Valiliği’nden yapılan açıklamada ise yaşanabilecek don olaylarına karşı özellike sürücülerin dikkatli olunması istendi. Zorunlu ve acil olmadıkça trafiğe çıkılmaması gerektiğinin belirtildiği açıklamada, tuzlama ve küreme çalışmalarının ise tüm kurumların işbirliğinde yürütüldüğü kaydedildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“23 Kasım Cumartesi gnü saat 21.00 itibariyle ilimiz genelinde yoğun kar yağışı etkili olmuş ve hava sıcaklıklarının hızla düşmesi sonucunda birçok alanda karla kaplı yollarla birlikte don ve buzlanma olayları meydana gelmiştir. Kapanan yollar ve donan yüzeyler nedeniyle oluşan riskleri ortadan kaldırmak ve ulaşımda aksamalar yaşanmaması için ilgili kurumlarımız teyakkuza geçirilmiştir. Gerek yardım faaliyetleri gerekse güvenli ulaşım için Kastamonu il genelinde çalışmalar aralıksız sürdürülürken, kar temizleme çalışmaları ve buzlanma öncesi tuzlama işlemleri de hızla devam etmektedir. Vatandaşlarımızın acil durumlar dışında ve zorunlu olmadıkça trafiğe çıkmamaları, trafik işaretlerine ve uyarılara göre hareket etmeleri önem arz etmektedir. Ayrıca kış lastiği uygulamasına rivayet edilerek kış lastiği ve zincir gibi ekipmanların bulundurulması konusunda dikkatili ve tedbirli olunması vatandaşlarımızın güvenli seyahatleri açısından önem taşımaktadır. Vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamaması için kar yağışı ve olumsuz hava şartları ile mücadele çalışmaları ilgili kurumlarımızın işbirliği içerisinde her alanda devam etmektedir."

Kimdir O?
blank
Tugay Kaban tarafından
24 Aralık, 2024 11:28 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Kimdir O?

        Shakespeare’in zihninde dünya bir sahneydi. Dört yaşındaki oğlum için dünya nedir, merak ediyorum. Pynchon’ın son romanı Bleeding Edge’in ışığından baktığımızda ise dünya bir ekran. Mevzuu buradan Black Mirror’a kadar uzatabilir ve böylece hem karmaşıkmış gibi görünen hem de hacimli bir yazı ortaya koyabilirim fakat bunu başaramamaktan da korkmuyor değilim. O yüzden tasarladığım şekilde devam etmeye çalışacağım.

Sanatkârların düğümlerle doğduğu konusunda sizler de biraz düşünürseniz hemfikir olabiliriz. Ve tabii feylesofların düğümlerle doğmadıklarını da söylememiz gerekir, tıpkı gassallar gibi. Fakat elbette feylesofları bu konuda gassallardan ayıran en önemli noktayı da dillendirmeliyiz. Feylesoflar sanatkârlar gibi düğümlerle doğmazlar lâkin yaşarken düğümlerle bezerler kendilerini. Sanatkârlar düğümlerinden kurtulmak adına icra ederler, feylesoflar düğümlerden haz alırlar. Bir heykeltıraş için dünya yontulmamış bir kayanın yüzü olabilir, bir ressam için ne olacağını düşünmek zor olmasa gerek, fakat bir feylesof için cevap vermek kolay olmayacaktır.

            Her şey zıddıyla kâimdir. Peki, neredeyse bütün sanatkârların her vakit bekledikleri, kimi zaman bir kadın yüzünden, kimi zaman bir dalın kırılışıyla ortaya saçılan, o ilham denilen şeyi kâim kılan nedir? Bunun cevabını arayan bir yazı değil bu, bu sebeple düşünerek vardığım sonucu hemen söyleyeceğim. Sanatkârın kendisi. İlham denilen şeyin asıl engelleyicisi, onun kendi dışındaki diğer bütün özelliklerini barındırandır sanatkâr. Yoksa nasıl ulaşabilirdi ona?

            Peki, bir feylesof için dünya denilen şeyin, ilham denilen o şey olduğunu düşürsek, ortaya ne gibi bir şey çıkacaktır. İçler dışlar çarpımı yapmak gerekir mi? Elbette. Fakat bunu da bu yazı içerisinde yapmayacağım.

            O son megabaytı harcadığımızda, o son sözü mırıldandığımızda ve o son şarkı da tamamlandığında, geriye, geride kalamayacak olan o hiç kimse için hiçbir şey ifade etmeyecek -tabii bütün ifadesizliklerle- şimdiden çevrelenmiş, kapanmış ve herkes için yeniden ve yeniden ve belki de sürekli bambaşka şeylere bürünen bu dünyada, kimdir o ki ‘insan’ denen, o hiçbir şey anlamazmış gibi duran, durduğunda bile bir yıkımı başlatabilecek olana bir şeyler anlatabilsin?

            O’nu arıyor gibi hissetmenin ötesindeyim çoğu zaman. Kalabalıkların uğultusuyla birçok defa geri çağrılıyor olsam da. Ondan insanlara anlatmayı öğrenmek için değil, ondan dinleyince, yapabileceğinin neticesi olabilmek için. Benim için dünya nedir? Ve o kimdir? Roman cevap verebilir mi? Vermese de… Bana roman düşündürttü bunları.

Tugay Kaban

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.