Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası
29 Kasım, 2024 20:30
blank
İhlas Haber A.

Nöroloji uzmanından uyarı: “Hareket bozuklukları yaşamı katlanılmaz kılabilir”

A+ A-

Hareket bozukluklarının bedensel motor kontrolünü ve bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen nörolojik durumlar olduğunu ve genellikle güç kaybı olmaksızın ortaya çıktığını belirten Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Yakup Türkel, “Bu bozuklukların nedenleri ise genellikle karmaşık veya bilinmeyen bir yapıya sahiptir. Tedavi süreci karmaşık olup, çoğu seçenek yalnızca semptomları hafifletebilir, bu nedenle düzenli izleme ve yönetim şarttır" dedi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi’nden Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Yakup Türkel, hareket bozuklukları hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Temel olarak 15 farklı yaygın hareket bozukluğu olduğunu belirten Doç. Dr. Türkel, bozukluklarla ilgili, " “Parkinsonizm: Parkinson hastalığı, çoklu sistem atrofisi, ilerleyici supranükleer felç ve kortikobazal dejenerasyon gibi farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Parkinson Hastalığı: Sertlik, kaygı, el yazısının küçülmesi ve kabızlık gibi erken belirtilerle kendini gösterir. Progresif Supranükleer Felç: Yürüyüş ve denge sorunları yanı sıra davranış ve düşüncede değişiklikler görülebilir. Huzursuz Bacak Sendromu: Genellikle akşamları bacaklarda rahatsız edici hisler oluşturur. Ataksi: Koordinasyon ve denge sorunları nedeniyle tekrarlayan düşmelere yol açabilir. Kore: İstem dışı, düzensiz ve öngörülemeyen hareketler. Lewy Cisimcikli Demans: Alzheimer’dan sonra demansın en yaygın ikinci nedenidir ve halüsinasyon gibi farklı semptomlarla kendini gösterir. Distoni: Anormal duruşlar ve günlük aktivitelerde zorluklara yol açabilir. Huntington Hastalığı: Kalıtsal bir hareket bozukluğudur ve ruh hali, hafıza, muhakeme yeteneğini etkiler. Multisistem Atrofisi: Dengesizlik, baş dönmesi gibi geniş bir semptom yelpazesi ile hızlı bir şekilde ilerler. Miyoklonus: Hızlı ani hareketler içerir ve doğru teşhis önemlidir. Tardif Diskinezi: Bazı ilaçların yan etkisi olarak gelişebilir. Tikler: Hafif basit hareketlerden, karmaşık ve kalıcı olanlara kadar geniş bir yelpazeye yayılır. Tremor:Günlük görevlerin yerine getirilmesini engelleyebilir. Wilson Hastalığı: Vücutta aşırı bakır birikmesine neden olan genetik bir hastalıktır" diye konuştu.

“Damgalama ile savaşmalıyız”
Hareket bozukluklarının en önemli sonuçlarından birinin damgalama olduğunu belirten Doç. Dr. Türkel, “Hastalar bu durumları nedeniyle iş ve sosyal yaşamdan soyutlanmaktadır. Bu yılın teması ‘Damgalama ile Savaş’ olarak belirlenmiştir. Toplum olarak bu hastaların durumlarını anlamalı ve onlara destek olmalıyız. Hareket bozuklukları konusunda farkındalığımızı artırmak ve hastalarımıza gereken desteği sağlamak için hep birlikte hareket etmeliyiz” şeklinde konuştu.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

29 Kasım, 2024 20:37
blank
İhlas Haber A.

“Evliyalar şehri” Kastamonu’da onlarca cami ve mescit gazete ilanıyla satılmış

“Evliyalar şehri” Kastamonu’da onlarca cami ve mescit gazete ilanıyla satılmış
A+ A-

Kastamonu’da 1930-1965 yalları arasında, Selçuklu ve Osmanlı’dan yadigar kalan 30 civarında caminin gazete ilanları ile satıldığını söyleyen Araştırmacı-Yazar Mustafa Gezici, “Bin yıllık bir geçmişten gelen medeniyetimizde bozulan bu yapıların birkaç yıllık çalışmayla düzelmesini söylemek doğru olmaz, kapatmamalıydık, ata yadigarı bu eserlere sahip çıkmalıydık” dedi.
Kastamonu’da yaşayan Araştırmacı-Yazar Mustafa Gezici, yaptıkları araştırmaya göre Selçuklu ve Osmanlı’dan günümüze kadar ulaşan Kastamonu’daki 30 civarında cami, mescit ve cami arsalarının 1930-1965 yılları arasında yayın yapan mahalli gazetelere verilen ilanlarla satışa çıkartıldığını tespit ettiklerini söyledi. "Evliyalar Şehri" olarak bilinen Kastamonu’da, satılan cami ve mescitlerin birçoğunun bakımsızlıktan yıkıldığını, birçoğunun ise farklı amaçlarda kullanıldığını belirten Gezici, 16. yüzyılda yapılan caminin bile çok düşük bir fiyattan şahıslara satıldığını ifade etti.

“Vakıfta bunun bedduası dahi vardır"
Camilerin gazete ilanları ile satıldığını belirten Gezici, “Belki de onlarcası satılmıştır, Tosya’da hatta diğer ilçelerde de camiler satılmıştır. Bu o dönemin gazetelerine de yansımıştır. O günün parasıyla 100 liraya, 200 liraya, 300 liraya şahıslara satılmıştır. Kimi caminin yeri boş kalmıştır, bazılarının ev ya da işyeri gibi çeşitli amaçlarla kullanmışlardır. Bu doğru değil, camiler amaçlarına uygun kullanılmalıdır. Vakıf malıdır, vakıfta bunun bedduası dahi vardır. Bu bedduayı almamak gerekiyor. Kastamonu’da bugün birkaç tane cami ya da mescidi örnek verebiliriz. Şu anda üzerlerinde binalar bulunuyor. Dün cami olan yerde şimdi binalar var. Bunlardan bir tanesi Kabe Mescididir. 16. yüzyılda Hacı Tahir Efendi tarafından yaptırılmış ama 1930’lu yıllarda çok cüzi bir paraya satılmıştır. Şu anda arsası boş, duruyor. Bir evin bahçesi konumundadır. Ne yazık ki camilerin ve mescitlerin bazıları yıkılmış, bazıları da farklı amaçlarla kullanılmıştır. Bazılarının mihrapları dahi duruyor. Bir bahçenin duvarında mihrabı görebiliyoruz” dedi.
Yaptıkları araştırmalarda 30 civarında cami ya da mescidin satıldığını tespit ettiklerini söyleyen Gezici, “Ak Mescit ya da Türmenoğlu Mescidi, 1921 yılındaki kayıtlarda var, şehir haritasında mevcut, fakat 1947 yılında 80 lira fiyatla satılmıştır” diye konuştu.

“Bunların durması gerekirdi ama maalesef o günün şartlarında satılmış ve yok olmuşlardır”
Osmanlı’nın vakıf medeniyeti olduğunu ifade eden Gezici, “Osmanlı’nın çöküşüyle birlikte 17. Yüzyıldan 1920’lı yıllara kadar çöküş devam ede ede gelir. 1923 yılında da Cumhuriyet kurulur. Bu yüzden Kastamonu, bir Türkmen memleketidir. Türk boylarının hüküm sürdüğü, hiç istila görmemiş, istila görmemesine rağmen her dönem en çok şehit veren Osmanlı’da iller arasında yer almıştır. Bunların kitabeleri olsun, kuruluş amaçları olsun, vakfiyeleri olsun, bunlar çok önemlidir, bunların durması gerekirdi ama maalesef o günün şartlarında satılmış ve yok olmuşlardır. Vakıf kayıtlarında, İstanbul Devlet Arşivleri kayıtlarında Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında camilerin satılma amaçları gibi bilgiler detaylı olarak bulunabilir. Bunlara araştırmacılar, bilim adamlarımızda detaylı olarak çalışıyor” şeklinde konuştu.

“Satış ilanlarını Kastamonu’nun mahalli gazetelerinde o dönem görebiliyoruz”
Kastamonu’da satılan cami ve mescitlerin satış ilanlarını o dönemin yayın yapan mahalli gazetelerinde görebildiklerine dikkat çeken Gezici, “1930’lu yıllardan 1960’lı yıllara kadar vakıfların satış ilanlarını Kastamonu’nun mahalli gazetelerinde görüyoruz. Vakıflardan satış ilanları şeklinde. Bunların bazıları satılmış, bazıları satılamamış. Yerel olarak satılan cami ve mescitlerle ilgili Fazıl Çiftçi arkadaşımız araştırma yapmıştır. Kastamonu’nun Cami ve Mescitleri adı altında iki ciltlik kitap yazmıştır. Bu kitaplarda yıkılan ve satılan camilerle ilgili bilgilerde mevcuttur. Böyle bir araştırma için Fazıl Çiftçi’ye teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Ata yadigarı bu eserlere sahip çıkmalıyız”
Ata yadigarı vakıf eserlerine sahip çıkmaları gerektiğine işaret eden araştırmacı yazar Mustafa Gezici, “Selçuklu ve Osmanlı’dan itibaren geriye dönük bin yıllık bir geçmişten başlayarak Cumhuriyet dönemi de dahil olmak üzere biz, bir vakıf medeniyetiyiz. Bu vakıf medeniyetinde vakıf malları amaçları doğrultusunda kullanılmalı, bunların yok edilmemesi gerekirdi. Kitabeler, vakfiyeler, korunabilseydi bizlere çok dersler verirdi. Maalesef biz bu dersleri alamadık. Bin yıllık bir geçmişten gelen medeniyetimizde bozulan bu yapıların birkaç yıllık çalışmayla düzelmesini söylemek doğru olmaz, buna çalışmak lazım, vakıflar amacına göre kullanılırsa daha doğru olur. Vakıf malları tamir edilmeli, daha çok işlevsel görevleri yerine getirmelidir. Kapatmamalıyız, ata yadigarı bu eserlere sahip çıkmalıyız” dedi.
Öte yandan Araştırmacı Yazar Fazıl Çifçi’nin “Kastamonu Camileri, Türbeleri ve Diğer Tarihi Eserleri” isimli kitabında da 1930’lı yıllar ile 1965’li yıllar arasında satılan cami, mescit ve cami arsalarının satış fiyatlarıyla birlikte kime satıldığı bilgileri yer alıyor.
Ayrıca 1942 yılında 250 lira bedel ile satışı yapılan Cebrail Camisi de uzun yıllar depo olarak kullanıldı. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından harabe halde tekrar geri alınan Cebrail Camisi, 2005 yılında tekrar ibadete açıldı.

blankNöbetçi Eczaneler

Gülşen Eczanesi
Gülşen Eczanesi
Adres

Candaroğlu Mahallesi, Hastane Caddesi, No:7 Karabük-Eflani

Telefon

(370) 461-2331

Eskipazar Eczanesi
Eskipazar Eczanesi
Adres

Merkez Mahallesi, Cami Caddesi, No:16 Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-3737

100. Yıl Eczanesi
100. Yıl Eczanesi
Adres

100.Yıl Mahallesi 1003 Caddesi, No:26-28/a Karabük

Telefon

(370) 433-4400

Ülkü Eczanesi
Ülkü Eczanesi
Adres

Şirinevler Mahallesi, Mehmet Akif Caddesi, No:1 Merkez / Karabük

Telefon

(370) 415-1350

Ateş Eczanesi
Ateş Eczanesi
Adres

Atatürk Mahallesi, Kaya Erdem Caddesi, No:33/B Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 725-1113

Gökçe Eczanesi
Gökçe Eczanesi
Adres

İnönü Caddesi No:2 Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4455