Yusuf Korkmaz tarafından
03 Şubat, 2024 12:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

KBÜ’lü Akademisyenlerden Binaların Deprem Performansı Değerlendirmesi

6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerin ardından Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın destekleri ile KBÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Şenol Gürsoy ve Dr. Öğr. Üyesi Zehra Şule Garip, TOBB Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. Erhan Eren olası depremlerin etkilerine karşı yapıların dayanıklılıklarını değerlendirme çalışmaları kapsamında çalışmalara başladı. Karabük’teki kamu binalarında yürüttükleri tasarım gözetmenliği ve proje danışmanlığı çalışmalarını sürdüren akademisyenler, Karabük Valiliği, İl Özel İdaresi ile Karabük Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekipleri ile birlikte şimdiye kadar 16 okul binasının deprem yeterliliği konusunda hizmeti verdi. Karabük Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyeleri, 6 Şubat depremleri sonrasında, Karabük ilindeki okul binalarının deprem güvenliğini incelemek üzere çalışmalara başladı. Karabük Valiliği İl Özel İdaresi ile Karabük Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün yönlendirmesiyle akademisyenler, Karabük genelindeki okul binalarının deprem performansını değerlendiriyor. KBÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Gürsoy, okulların deprem güvenliği ve performansının yeterliliği konusunda Karabük Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Yapı Anabilim Dalı olarak proje danışmanlığı ve tasarım hizmeti verdiklerini belirtti. Bugüne kadar 16 okul binasını incelediklerini ifade eden Gürsoy, mevcut durumun bir ön değerlendirmesini yapmak üzere okul binasını da incelediklerini dile getirdi. Çalışmalarının aşamalarını sıralayan Gürsoy, “Gözlemsel Durum Analizi” ile binanın hasar durumlarını tespit ettiklerini, “Zemin ve Arazi Analizi” ile zemin durumu ve yerleşimine dair incelemelerde bulunduklarını ifade etti. Ayrıca, “Malzeme Yeterliliği Analizi” için beton ve demir gibi malzemelerden numuneler alarak deneyler gerçekleştirdiklerine işaret eden Gürsoy, “Modelleme ve Performans Analizi” ile bilgisayar ortamında binanın performansını değerlendiklerini aktardı. Gürsoy, binanın güçlendirme ihtiyacı varsa, bu durumu belirleyerek gerekli güçlendirme projelerini tasarlayacaklarını ve bunun ardından uygunluğunu kontrol edeceklerini söyledi. Okul binalarının güvenliği ile ilgili bir seferberlik başlatıldığını belirten Gürsoy, “Deprem gelmeden önce yaşadığımız mekanlar depreme karşı güvenilir mi, değil mi ona mutlaka baktırmamız lazım. Deprem olduktan sonra iş işten geçmiş oluyor” dedi. Karabük Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Dr. Öğr. Üyesi Zehra Şule Garip, Türkiye’nin deprem bölgesinde yer aldığını ve binaların mevcut yapı stoğunun iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Deprem yönetmeliği kapsamında bu durumun öngörüldüğünü vurgulayan Garip, ekip olarak sadece Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul binalarını değil, genel olarak tüm yapı stoğunu değerlendirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Garip, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Deprem, Türkiye’nin gerçeği. Bir gün belki de çok kısa bir zamanda karşımıza çıkacak. Yapılarımızın bazıları çok eski, eski deprem yönetmeliklerine bağlı olarak dizayn edilmiş. Güncel hale getirmemiz lazım, gerekiyorsa güçlendirme yapmamız gerekiyor, gerekiyorsa yıkımını gerçekleştirmemiz lazım. Bunun için de incelemelerimizi yapıyoruz. Halkımıza bu konunun göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etmek istiyorum ve gerekli hassasiyetleri göstererek binalarını inceleme konusunda istekli olmalarını öneriyorum. Vatandaşlarımız Karabük Üniversitesi Döner Sermaye Müdürlüğüne başvurabilir, gerekli bilgiyi alarak bizlerle irtibat kurabilir. Her konuda halkımıza yardımcı olma konusunda istekliyiz.” Garip, konutlarda Deprem Yönetmeliğine uygun taşıyıcı sistem seçimlerinin yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Deprem bölgelerinde tercih edilmeyen döşeme sistemlerinden uzak durulmasının faydalı olacağı kanaatindeyim. Bir de bölgenin yerel zemin koşulları da çok önemli. Yerel zemin koşullarının da sıkıntı yarattığı ortada. Önlemlerin bu yönde alınması gerekli, özellikle temel sisteminin düzgün yapılması önemli. Bu tarz önlemler, yapılarımızın sağlıklı olmasını ve güven içinde yuvalarımızda yaşamayı bize sağlayacaktır” ifadelerini kullandı. (Yusuf Korkmaz)
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
09 Nisan, 2025 20:45 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Samsun’da ’Köklerimiz İzinde Kültürel Miras Yolcuğu Projesi’

Samsun’da ’Köklerimiz İzinde Kültürel Miras Yolcuğu Projesi’ ile Türkiye’nin sahip olduğu kültürel mirası yeni jenerasyonlara aktarmak ve yaşatmak maksadıyla Samsun Olgunlaşma Enstitüsünde program düzenlendi. Programda 76 lise öğrencisi, çeşitli atölyelerde sanatsal çalışma ve Türk kültürünü tanıma fırsatı buldu.
Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ve Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, UNESCO iş birliğiyle yapılan aktiflik birinci olarak Samsun kültürünü yansıtan kıyafet defilesiyle başladı. Ardından konuşmalara geçildi. Birinci olarak konuşan Samsun Ulusal Eğitim Müdürü Dr. Murat Ağar, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, sadece akademik başarıyı önceleyen değil; köklerinden beslenen, kültürel kodlarına sahip çıkan, kıymetleriyle var olan bireylerin yetişmesini amaçlayan bütüncül bir yaklaşımı ortaya koymaktadır. Yeni model; öğrencilerimizin ulusal kültürünü özümseyen, birebir vakitte kozmik seviyede kendini tabir edebilen bireyler olarak yetişmesini hedeflemektedir. Bu bağlamda kültürel miras şuuru, artık eğitim sistemimizin vazgeçilmez bir kesimidir. İşte bu anlayışla hayata geçirilen bu manalı aktiflik, öğrencilerimizin geçmişi sırf öğrenmekle kalmayıp tıpkı vakitte deneyimleyerek, hissederek ve içselleştirerek geleceğe taşımasına imkân sunmaktadır" dedi.

Bizim kendi kültürümüzü tanıma fırsatı elde edecekler"
Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Arzu Yıldırım, "Ülkemizin sahip olduğu varlıklı kültürel mirası genç kuşaklara aktarmak gayesiyle, kültürel bilince katkı sağlamak hedefiyle Ulusal Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ve Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, UNESCO iş birliğiyle bir aktiflik yaptık. Aktiflik kapsamında 2 farklı okuldan öğrenciler tespit edildi. 76 öğrenci, kurum binamız içerisindeki 14 atölyede çalışma yaptı. Örneğin ebru, seramik, cam üzere atölyelerde sanatsal çalışmaları deneme fırsatı buldular. Bizim kendi kültürümüzü tanıma fırsatı elde edecekler" diye konuştu.

"Yeni bir bakış açısıyla tekrar sınıflarımıza katmaya başladık"
Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği Dış Alakalar Genel Müdürü Tuba Korkmaz, öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, "Sizlerin çok hoş bilgiler öğreneceğinizi, bu bilgileri hayatınızda uygulayacağınıza eminim. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni yeni bir bakış açısıyla tekrar sınıflarımıza katmaya başladık. Tahminen geç kalınmış olabilir, program dört dörtlük olmayabilir ancak her gün gelişme içerisindedir. Öğrencilerimizin takviyesi, öğretmenlerimizin sahiplenmesiyle bu program çok daha ileri gidecektir" biçiminde konuştu.

"Farkındalık oluşturma yönelik"
UNESCO Türkiye Ulusal Komitesi Lideri Prof. Dr. Öcal Oğuz ise "UNESO programlarını Türkiye ile buluşturmaya, tanıştırmaya, kaynaştırmaya, farkında varılanları, uygulanabilir olanlar hayata geçirmek için faaliyetler yürütüyoruz. Bizim yapıp ettiklerimizin tamamı icra eden, yapan yöneten kurumlara, bir fikir vermeye, farkındalık oluşturmaya yöneliktir" sözlerini kullandı.
Etkinlik öğrencilerin atölye çalışmaları ile son buldu.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.