Bartın’da Engellilerin Tespiti ve Analizi Çalıştayı Yapıldı

Karabük Postası tarafından
21 Şubat, 2015 08:02 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BARTIN ’da yaşayan engellilerin tespiti ve analizini yapmak için başlatılan Engellilerin Tespiti ve Analizi projesinin çalıştayı yapıldı. Bartın Üniversitesi tarafından yürütülen Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı'nca (BAKKA) desteklenen Bartın’da Engellilerin Tespiti ve Analizi projesinin birinci etap çalıştayı yapıldı. Bartın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Prof.Dr. İsmail Ceritli ve Yard.Doç. Dr. M. Said Ceyhan başkanlığında yürütülen projenin amacının Bartın’da yaşayan engellilerin tespiti ve analizini yapmak, daha sonra il bazında engelli haritasını çıkarmak olduğu vurgulandı. Bartın Üniversitesi Konferans Salonunda düzenlenen çalıştaya Bartın Valisi Seyfettin Azizoğlu, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ramazan Kaplan, İl Jandarma Komutanı Albay Tekin Aktemur, Sakatlar Derneği Bartın Şubesi Başkanı Ferit Kurulan, daire amirleri, öğretim görevlileri, engelliler ve öğrenciler katıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Proje Koordinatörü Prof. Dr. İsmail Ceritli, “Biz bu projeyi gündeme getirdiğimizde salt bilimsel bir proje olsun diye düşünmedik. Aynı zamanda toplumsal bir karşılığı olsun. Bir sorunumuza çare üretsin ya da en azından bir teşhis koyabilsin idi. Uzun soluklu ve zahmetli çalışma yürütüldü. Fakat çok keyifliyiz ve mutluyuz. Onlara karşı hayırseverlik hissiyatıyla değil, bunu bir görev olarak biliyoruz” dedi. Projede emeği geçen herkese teşekkür eden Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan, “Bu toplantının konusu olan kardeşlerimiz, bizim insan varlığımız. İçlerinde çok yetenekli insanlar olduğunu biliyoruz. Toplantılara gittiğimiz zaman, değişik kurumlarda ve sosyal hayat içerisinde bu insanlarımızın kendilerine göre çok farklı becerileri olduğunu biliyoruz” diye konuştu. Çalıştay da uzman hocaların yaptıkları çalışmalar konusunda bilgi vereceklerini ifade eden Vali Azizoğlu, şunları söyledi: “Bizlere yapılan çalışmaları anlatacaklar. Bizlerde onlardan aldığımız bilgilerle yolumuzu daha iyi aydınlatarak, insanlarımıza daha güzel hizmet vermenin imkanlarına sahip olacağız. Toplum sağlıklısıyla, sağlıklı olmayanıyla, zengini ve fakiriyle bir bütündür. Eğer insanlar komşularının dertleriyle dertlenmiyorlarsa, sağlıklı insanlar sağlıksız insanların problemleriyle ilgilenmiyorlarsa, engelsizler insanlar, engelli vatandaşların dertleriyle dertlenmiyorlarsa, çözüm üretemiyorsa ve devlet bunlardan bihaberse, o toplumunda geleceğinden çok fazla ümit var olmasını beklemeyelim.” Birinci oturumun başkanlığını Prof.Dr. İsmail Ceritli yaptı. Oturuma konuşmacı olarak katılan Yard. Doç. Dr. M. Said Ceyhan, Yard. Doç. Dr. Ramazan Arslan, Yard. Doç. Dr. Hande Küçükönder, Öğretim Görevlisi Pınar Çelebi Demirarslan ve Öğretim Görevlisi Gökhan Demirarslan slayt eşliğinde yapılan çalışmaları paylaştı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Okuyucudan Gelenler tarafından
15 Mayıs, 2025 15:01 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük’ün Sessiz Tükenişi

Oscar Wilde,* “İnsanın kendiyle yüzleşmeye yüzü yoksa başkalarının hatalarıyla oyalanır durur”* der.

Karabük’ün bugün yaşadığı durumun tam tanımı budur bu söz. Çünkü bu şehirde kimse aynaya bakmıyor. Herkes suçu bir başkasına atmakla meşgul. Herkes konuşuyor ama kimse sorumluluk almıyor. Herkes bir şeymiş gibi davranıyor ama gerçekte kimse elini taşın altına koymuyor.

Bir zamanlar sanayinin gururu olan Karabük, bugün geçmişine yaslanarak geleceğini tüketen bir şehir hâline geldi. Fabrikaları olan ama işsiz gençlerle dolu, STK’ları olan ama halktan kopuk, siyasetçileri olan ama vizyondan yoksun, sermayesi olan ama yatırıma ve kalkınmaya kapalı bir şehir…

Kardemir Üretir Ama Şehri Büyütmez

Kardemir hâlâ çelik üretmeye devam ediyor. Ama bu çelik artık Karabük’ün omurgası değil. Çünkü Karabük’ün omurgası çoktan eğildi.
Kardemir, yıllardır kentle arasına mesafe koymuş durumda. Ne sosyal sorumlulukta var, ne gençlere umut olacak projelerde. Ne çalışanının sosyal refahını konuşuyoruz ne de şehrin kültürüne yaptığı katkıyı.
Kardemir, bu şehrin bağrından çıktı ama artık bu şehirle gönül bağı kalmadı. Şehri büyütmek gibi bir derdi olmayan bir dev, sadece kendi çevresini doyurur. Olan yine Karabük halkına olur.

Koltuk İçin Değil, Şehir İçin Sorumluluk Gerek

Karabük siyaseti uzun zamandır kendi kısır döngüsüne hapsolmuş durumda. Vizyon üretmek yerine var olan sorunları yönetmeye çalışıyor. Hesap soran yok, hesap veren hiç yok.
Yerel ve ulusal temsilciler, halktan uzak, halkın sorunlarından bihaber. Ankara’dan randevu alıp poz vermeyi icraat zanneden bir siyaset tarzı hâkim.
Kentsel dönüşüm duruyor, üniversite-şehir ilişkisi kopuk, gençlik çaresiz, sokaklar sessiz… Ama siyaset bu sessizliği hâlâ bir başarı sanıyor.
Karabük artık günü kurtaran değil, geleceği kuran siyasetçilere ihtiyaç duyuyor.

Sadece Servet Biriktirmekle Şehir Kalkınmaz

Karabük’te iş adamı sayısı çok, ama kent için taş üstüne taş koyan iş insanı sayısı yok denecek kadar az.
Sermaye büyüyor ama şehir küçülüyor. Herkes kendi şirketini büyütmenin peşinde, ama Karabük’ün geleceğine dair tek bir stratejik hamle yok. Ne yeni istihdam alanı var, ne teknoloji yatırımı, ne sosyal yatırım.
Şehirle birlikte büyümek değil, şehirden kopuk büyümek tercih ediliyor. Oysa şehirle bağı olmayan sermaye, ilk fırsatta bavulunu toplar, gider.

Tabela Var, Tavır Yok

Karabük’te STK’lar ya protokolün gölgesine sığınmış ya da derin bir sessizliğe gömülmüş.
Toplumu temsil etmek yerine etkisiz birer göstergeye dönüşmüş durumdalar. Halkın sorunlarını gündeme getirmek yerine, siyasetle uyumlu olmaya çalışıyorlar.
Yılda birkaç etkinlik, birkaç ziyaret, birkaç sosyal medya paylaşımıyla topluma fayda sağlandığını düşünen yapılarla karşı karşıyayız.
Gerçek sivil toplumun olmadığı yerde halkın sesi kısılır, vicdan susturulur.

Gidiyorlar, Çünkü Umutları Kalmadı

Karabük’ün gençleri üniversiteyi bitirir bitirmez gidiyor. Çünkü dönebilecekleri bir iklim yok.
Ne kültürel hayat var ne iş alanı. Ne yatırım var ne de yönlendirme.
Bu şehir, gençliğini her geçen yıl daha fazla kaybediyor. Ve kimse bu sessiz göçün farkında değilmiş gibi davranıyor.
Oysa bir şehir, gençleriyle nefes alır. Onlar gidince, şehir sadece yaşlı bir anıya dönüşür.

Yüzleşme Zamanı

Karabük artık susmamalı.
Bu şehir, hatayı başkasında aramaktan vazgeçmeli. Her kurum, her birey aynaya bakmalı.
Siyasetçi hesap vermeyi öğrenmeli, iş insanı topluma katkı sağlamayı görev bilmeli, STK’lar cesur olmalı, halk taleplerine sahip çıkmalı.
Çünkü artık zaman daralıyor. Ve bu şehir, kaderini bekleyen değil, kaderini kuran insanlar istiyor.

Eğer Karabük ayağa kalkacaksa, bu yüzleşmeyle başlayacak.
Ve bu yüzleşmeden kaçan herkes, bu şehrin çöküşüne ortak olacak.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.