Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
16 Ağustos, 2024 04:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Yılda sadece 1,5 ay çalışıyorlar, saatte 3 bin 500 TL kazanıyorlar

Ordu’da hasat edilen fındıkta ayıklama mesaisine başlayan patozcular, yılda sadece 1,5 çalışıyor ve saatte 3 bin 500 TL kazanıyorlar.
Karadeniz Bölgesi’nin en önemli geçim kaynaklarından birisi olan fındık hasadı, sahil kesimlerinde resmi olarak 5 Ağustos tarihinde toplanmaya başlandı. Türkiye’de en fazla üretiminin yapıldığı, orta ve yüksek kesimlerde hasadı devam eden fındıklarını harmana getirip kurutan üreticilerin kabuğundan ayırmak için kullandığı patozların mesaisi ise sürüyor.

Zor şartlar altında 1,5 ay çalışılıyor, saatlik ücreti 3 bin 500 TL
Zorlu çalışma şartları olan ve her yıl ortalama bir buçuk ay kadar, iş yoğunluğuna göre günün yaklaşık 20 saatini çalışarak geçiren, diğer günlerde farklı işler ile uğraşan patozcular için mesai yoğun bir şekilde sürüyor. Güneşli hava ve işlerinin gereği toz içerisinde çalışan patozcular, geçen 2 bin TL olan saatlik çalışma ücretini, bu yıl 3 bin 500 TL olarak belirlediklerini belirtiyor.

"Yeri geliyor sabaha kadar çalışıyoruz"
Patoz ortaklarından Yiğit Çağan, yeni başlayan sezon ile birlikte yoğun bir şekilde çalıştıklarını söyledi. Sahil kesimlerindeki işlerinin 10 güne kadar biteceğini aktaran Çağan, “Sahil kesimi yaklaşık 20 gün sürüyor, sonraki süreçte orta ve yüksek kesimlere gidiyoruz. Bir 20 gün kadar da orası sürüyor, yani toplamda 1,5 ay kadar çalışıyoruz. Yeri geliyor gece sabahlara kadar uykusuz ve toz içerisinde çalışıyoruz. Bu yıl patoz saatlik ücretimiz 3 bin 500 TL’den’ de çalışıyoruz” dedi.

"Hasat ve sonraki süreç zor"
Fındık üreticisi Mustafa Yıldırım, fındık hasadına devam ettiklerini, toplanan fındıkları ise patoz işleminden geçirdiklerini söyledi. Kahverengi kokarcanın fındıklara zarar verdiğini ifade eden Yıldırım, “Kokarca Ordu’da fındığa yüzde 20 civarında zarar verdi. Bakalım bizim fındığımız nasıl olacak. Fındık hasadı ve patoz işleri zor, işçi ücretleri de yüksek. fındığın yüzde 80’i işçiliğe gidiyor. Benim 20-30 ton civarında fındığım oluyor” ifadelerine yer verdi.

"Güneş ve toz bizleri zorluyor"
Hasadını yaptıkları fındıklarını patoza veren Mustafa Yıldırım, güneşin altında saatlerce patoz için çalıştıklarını söyledi. fındığın hasat işleminin de yorucu olduğunu ifade eden Yıldırım, “Süreci komple 2-3 hafta sürüyor. Burada kurutuyoruz, sonra patoz işlemi ve tane olarak da kurutuyoruz. Sonrasında da inşallah satılacak" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Fevzi Aydın tarafından
29 Temmuz, 2025 13:02 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

DOĞAL MÜCADELE…

Günümüzde insanoğlunun, doğayla mücadele alanları hızla artıyor…
Tamamına yakını, dikkatsizlik, ihmal ve insan kaynaklı orman yangıları, sosyo-ekonomik hayatın da en büyük tehlikesi olarak görülmekte…
Doğal afetler tüm dünyanın en büyük sorunu…
Deprem, Yangın, Sel, Hortum, Çığ, Kasırga, Heyelan, Yanardağ ve diğer doğal afetler…
Bazı doğal afetleri önceden kestirmek imkânsız…
Doğal afetlerin bazıları ise ihmal, dikkatsizlik, insan kaynaklı, kazalar, tabiat olayları ve bilgisizlik…
Ülkemizde çıkan yangınlarının çoğunluğu ise, insan kaynaklı olarak sınıflandırılmakta…
Karabük tarihinin en büyük orman yangınını yaşıyor…
Bir hafta önce başlayan yangınlar, Karabük’ün değişik bölgelerine sıçrarken, tam olarak kontrol altına alınabilmiş değil…
Karabük’le başlayan, ülkenin dört bir yanında art arda çıkan orman yangınları, ülke gündemini, hızla çoğalan yangınlara çevirdi…
Yüzölçümüne düşen ormanlık alan bakımından, Türkiye'de birinci sırada yer alan Karabük, sahip olduğu "orman denizi" ile dünyada pek az ormanda görülebilecek kadar, çok sayıda ağaç ve bitki türünü bünyesinde barındırıyor…
Doğal afetlerle mücadele, ülkelerin çok iyi koordine olması gereken konulardan birisi olmalı…
Ülkenin sosyo-ekonomik bakımdan güçlü olması, doğal afetlerin ülkeye verdiği zarar ile de ölçülebilir…
Türkiye’de, birinci sırada yer alan, çok sayıda ağaç ve bitki türünü barındıran, orman denizi, Karabük ormanları için özel önlem alınmalı…
Günümüzde Türkiye’de doğal afetlerin yönetilmesi, AFAD İçişleri Bakanlığına bağlı, doğal afetler ise ayrı ayrı bakanlıklar tarafından yapılmakta…
Türkiye’de doğal afetlerin takibi ve önlenmesi, ayrı ayrı mücadele yerine, Doğal Afetler Bakanlığı bünyesinde organize ve koordine edilmeli…
İlgili bakanlıklarca, alt ve üst yapıların, doğal afetlerden en az etkilenecek şekilde, yapılması sağlanmalı…
Afetlerle mücadele için, Doğal Afetler Bakanlığının, tam teçhizat donatılarak, olaylara müdahalenin tek merkezden kontrolu ile daha başarılı sonuç alınabilir…
Aynı zamanda Doğal Afetler Bakanlığı, ilgili bakanlıkların, doğal afetleri zafiyete uğratacak çalışma ve yapılarına anında müdahale ederek, oto kontrol sağlanır…
Geçmişten günümüze doğal afetlerin, dünyada ve Türkiye’de, yaptığı tahribatı görmezden gelerek, günübirlik mücadele ile çözülemeyeceği kabul edilmeli…
Bugün Karabük, tarihinin en büyük orman yangını yaşamakta…
Ülke genelinde, Doğal Afetler ile mücadele için sistem ve strateji geliştirilmezse, daha çok doğal afetlere davetiye çıkarılacaktır…
Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.