Ihlas Haber Ajansı tarafından
30 Kasım, 2023 16:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Uzmanı uyardı, uyuz tedavisinde ilaçlar yetersiz kalıyor

Tokat Devlet Hastanesi Deri ve Zührevi hastalıklar uzmanı Dr. Muhammed Hanefi Dirican, "Uyuz tedavisinde ilk basamakta kullanılan ilaçlardan yeterince etki alınamamaya başlandı" dedi.
Uyuz hastalığının toplu kullanım alanlarında yayılma hızının arttığını söyleyen Deri ve Zührevi hastalıklar uzmanı Dr. Muhammed Hanefi Dirican, kendilerine gelen 100 hastadan 30’unda uyuz vakasına rastladıklarını belirtti. Uyuz hastalığının tedavisinde ilk basamakta kullanılan ilaçlardan yeterince etki alınamadığını belirten Dirican, "Uyuz tedavisinde en temelde uygulanan ilaçta klinik gözlemlerde ilaca karşı yarı yarı bir direnç artışı söz konusudur. Bu durumda insanların tedaviyi uygun şekilde uygulamamasından kaynaklı olabiliyor. İlaca bağlı bir dirençte oluştuğu için hastalar genellikle kolay şekilde şikayetlerinden kurtulamamaktadır" ifadelerini kullandı.

"100 hastanın 30’u uyuz şikayeti ile bize başvuruyor"
Uyuz hastalığının yayılmasında ortak kullanım alanlarının etkisinin yüksek olduğunu belirten Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Muhammed Hanefi Dirican, "Uyuz hastalığı parazit yoluyla oluşan bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık kadın erkek fark etmeksizin her iki cinsiyette de görülebilmektedir. Tüm yaş gruplarında farklı insan gruplarında görülebilmektedir. Hastalık yakın temasla bulaşabilmektedir. Ortak kıyafet kullanımı, ortak yaşam alanı kullanımıyla da hastalık bulaşabilmektedir. Yurt, huzur evleri, askeriye gibi yerlerde daha hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Parazit vücuda bulaştıktan yaklaşık 4 veya 6 haftalık süre sonrasında şikayetlere sebep olmaktadır. En belirgin şikayet sıcak ve geceleri artan kaşıntıdır. Bu kaşıntı ellerde, koltuk altında, göbek deliği çevresinde ve kasıklarda yoğunlaşmaktadır. Bağışıklığı düşük yaşlı hastalarda kabuğu kalın yaralara sebebiyet verebiliyor. Kişiden kişiye yaraların miktarı farklılık göstermektedir. Tedavide kullanılabilecek, sürme ve ağız yoluyla alınan hap yöntemleri bulunuyor. Bu tedavi seçeneklerine rağmen artış devam ediyor bunun en büyük nedeni insanların tedaviyi olması gerektiği gibi kullanmamasıdır. Şuan muayene ettiğimiz 100 hastanın 30’u uyuz şikayeti ile bize başvuruyor. İlaç kullanıldıktan 7 veya 10 gün sonra aynı tedavi tekrarlanmalıdır. Diğer dikkat edilmesi gereken konu aktif şikayeti bulunmasa dahi aynı evi veya ortamı paylaşan bireylerin tedavi alması gerekiyor. İlacın sadece kaşınan bölgeye değil tüm vücuda uygulanması gerekmektedir. Erişkinlerde boyundan itibaren tüm vücuda uygulanmalıdır" dedi.

"En temelde uygulanan ilaçta klinik gözlemlerde direnç artışı söz konusudur"
Uyuz tedavisinde istenilen etkinin alınamadığını belirten Dr. Dirican, "Kendi klinik pratikliğimizden gözlemlediğimiz kadarıyla insanlar daha hızlı çözüm alabilmek için farklı yerlerden krem veya sabun alabiliyorlar. Bunlar bazen durumu daha da kötüleştirmektedir. Az veya çok bir kaşıntı durumu varsa hekime başvurulması gerekiyor. Uyuz geçmiş dönemlerde de böyle salgına dönüştü ancak geçmiş dönemlerden farklı olarak uyuz tedavisinde ilk basamakta kullanılan ilaçlarda yeterince etki alınamamaya başlandı. Klinik pratikte bu durum bizim karşımıza çok çıkıyor. Bu hastalığın yayılmasında yurt dışından gelen insanlar, deprem felaketi gibi etkenler etkili oldu. Geçmiş döneme göre belirgin bir artış var. Yüzde 30 oranına yakın bir artış var, bazı bölgelerde bu sayı daha yüksek olabiliyor. Klinikte yapılan çalışmalarda, cansız ortamlarda yapılan çalışmalarda ilaç etkisinde düşüş bulunmuyor. Uyuz tedavisinde en temelde uygulanan ilaçta klinik gözlemlerde ilaca karşı yarı yarı bir direnç artışı söz konusudur. Bu durumda insanların tedaviyi uygun şekilde uygulamamasından kaynaklı olabiliyor. İlaca bağlı bir dirençte oluştuğu için hastalar genellikle kolay şekilde şikayetlerinden kurtulamamaktadır. İnsanlarda da tedavi sürecinde bıkkınlık oluşabiliyor. Hastaların sağlık kuruluşlarından doğru tanıyla tedavi olması daha iyi olacaktır" şeklinde konuştu.

blank
Haber Merkezi tarafından
11 Nisan, 2025 10:19 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Op. Dr. Kadir Mercan Excımer Lazer Göz Tedavisini Anlattı

Medikar Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Kadir Mercan, Excimer Lazer Göz Tedavisi hakkında önemli bilgiler paylaştı. Gözlük ve lens kullanımına kalıcı bir çözüm sunan bu tedavi, doğru hasta seçimi ve gelişmiş teknoloji ile yüksek başarı oranı sağlıyor.

Lazer tedavisinin kalıcı olduğunu belirten Dr. Mercan, lazer tedavisi olan bireylerin ilerleyen yaşlarda uzak gözlük takmasına gerek kalmadığını, yalnızca 40 yaş sonrasında tüm bireylerde olduğu gibi yakın gözlüğü ihtiyacı olabileceğini vurguladı.

Hastaların lazer operasyonu sonrasında hızla günlük yaşantılarına dönebildiğini ifade eden Dr. Mercan, işlem sonrasında uygulanan tekniğe göre ilk gün hafif ağrıların olabileceğini ancak bunun kısa sürede geçtiğini belirtti. Tedavi sonrası kuru göz, ışık hassasiyeti gibi yan etkilerin sık görüldüğünü ama bunların çoğunlukla geçici olduğunun altını çizdi.

1. Lazer tedavisi kalıcı bir çözüm mü? Hastalar zamanla tekrar görme bozukluğu yaşayabilir mi?

1. Lazer tedavisi kalıcı bir çözümdür. Eğer bir yıl içinde gözlük numaranız artmadıysa tekrarlama ihtimali neredeyse yoktur.

2. Lazer tedavisi olan bir kişi ilerleyen yaşlarda tekrar gözlük takmak zorunda kalabilir mi?

2. Hayır, lazer tedavisi olan bir kişi ilerleyen yaşlarda tekrar gözlük takmak zorunda kalmaz. Lazer tedavisi kalıcı bir çözüm sağlar. Tabi, 40 yaşından sonra herkeste olduğu gibi yakın gözlüğü kullanılabilir. Ancak sürekli gözlük takma zorunluluğu bulunmamaktadır.

3. Lazer tedavisinden sonra hastalar günlük hayatlarına ne kadar sürede dönebilir? İş, spor veya araç kullanımı gibi aktiviteler için belirli bir bekleme süresi var mı?

3. Operasyondan sonra üçüncü gün hastalar normal hayatlarına döner, fakat biz hastalarımıza her ihtimale karşı bu hassas dönemde on gün istirahat öneriyoruz.

4. Bu tedaviden sonra kuru göz, ışık hassasiyeti veya başka yan etkiler görülme ihtimali var mı?

4. Operasyon sonrası kuru göz, ışık hassasiyeti gibi etkiler hemen her hastada görülebilmektedir. Ancak çoğu geçici etkiler olmakla birlikte bir ila üç ay içinde tamamen kaybolmaktadır.

5. Lazer ameliyatı sırasında hastalar herhangi bir acı hisseder mi? İşlem sonrasında ağrı veya rahatsızlık hissi ne kadar sürer?

5. Operasyon esnasında hastalar hiçbir ağrı hissetmez. Sonrasında ise yapılan yönteme göre ağrı hissedebilir. Örneğin; LASIK tekniğinden sora ağrı olmaz, fakat NOTOUCH tekniğinden sora ilk gün ağrı hissedilebilir. Çoğunlukla da bu ağrı 24 saat sonunda kaybolur.

6. Lazer tedavisinden sonra iyileşme süreci nasıl ilerliyor? Tam iyileşme süresi ne kadar sürer ve hastalar nelere dikkat etmelidir?

6. Operasyondan üç gün sonra hastalar genellikle tam görüşlerine kavuşur. Fakat tabi ki ışık saçılmaları gibi netliği etkileyen faktörlerin tamamen kaybolması ortalama üç ayı bulabilmektedir.

Gözlüksüz ve lenssiz net bir görüş isteyenler için Excimer Lazer Göz Tedavisi operasyonları, Karabük’te her geçen gün daha fazla tercih ediliyor. Gelişen teknoloji ve uzman hekimlerin tecrübesiyle birlikte, bu yöntem hem güvenli hem de yaşam kalitesini artıran kalıcı bir çözüm olarak öne çıkıyor.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.