Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
18 Ocak, 2024 11:49 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 1

Türkiye’de 10 bin yakın kişi verem hastası

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Özlem Ataoğlu, dünya nüfusunun dörtte birinin (yaklaşık 2 milyar insanın) verem basili ile enfekte olduğunu söyledi.

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi, Sağlık Bakanlığı Düzce İl Sağlık Müdürlüğü ve Türk Toraks Derneği Batı Karadeniz Şubesi iş birliğiyle Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası dolayısıyla “Veremle Savaş, Hayatı Yakala” adlı konferans düzenlendi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinlikte; Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Özlem Ataoğlu, “Verem Hastalığı” başlığı altında sunum yaparken, Düzce Verem Savaş Dispanseri, Düzce Tüberküloz İl Koordinatörü Uzm. Dr. Esra Toktay Oruç ise, “Düzce’deki Verem Durumu” adlı sunumu ile katılımcıları bilgilendirdi. “Dünyada yaklaşık 2 milyar insan verem” Konferansın ilk sunumunu yapan Dr. Öğr. Üyesi Özlem Ataoğlu, dünya nüfusunun dörtte birinin (yaklaşık 2 milyar insanın) verem basili ile enfekte olduğunu ifade ederek, verem basili ile enfekte olanların yüzde 5-10’unun yaşamlarının bir dönemlerinde verem hastası olma ihtimallerinin olduğunu söyledi. Türkiye’de 2022 yılında verem hastası sayısının 9 bin 851 olduğunun bilgisini veren Ataoğlu, bunların içerisinde akciğer tüberkülozu sayısının 6 bin 188, akciğer dışı tüberküloz sayısının ise 3 bin 663 olduğunu ifade etti. Veremin bulaşıcı bir hastalık olduğunu söyleyen Ataoğlu, “Verem, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen hastaların; aksırma, öksürme ve konuşmaları sırasında havaya yayılan mikropların solunum yoluyla alınması ile bulaşır. Konuşma ile 0-210, öksürme ile 0-3 bin 500 ve hapşırma ile 4 bin 500- 1 milyon damlacık çıkarılır. Bu damlacıklara maruz kalan kişiler de verem bulaşma riski ile karşı karşıya kalır. Hastaların öksürme ve hapşırma sırasında ağızlarını mendille kapatmaları gerekir” dedi. Solunum yoluyla alınan verem mikrobunun verem enfeksiyonuna yol açtığını belirten Ataoğlu, “Bu bir hastalık durumu değildir. Vücutta verem basilinin sessiz durduğu ve adeta hapsedildiği bir durumdur. Enfekte olan kişilerin; yüzde 5’i ilk 1-2 yıl içinde aktif verem hastası olur. Yüzde 5’inde 2. yılından sonra herhangi bir zamanda vücut direncinin düştüğü durumlarda vücutta beklenmekte olan verem mikrobu çoğalarak verem hastalığına yol açar. Yaklaşık %90’nında ise verem hastalığı gelişmez. Verem mikrobu vücutta sesiz olarak kalır” ifadelerini kullandı. Kimler risk altında? Tüberküloz enfeksiyonunun tüberküloz hastalığına dönüşmesini kolaylaştıran durumları; “5 yaş altındaki çocuklar, HIV enfeksiyonu olan kişiler, bağışıklığı baskılayan tedavi alan kişiler, silikoz, şeker hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, lösemi, lenfoma ya da baş-boyun kanserleri, akciğer kanseri olanlar, sigara içenler, ilaç bağımlılığı olanlar ya da alkol kullananlar” şeklinde sıralayan Ataoğlu, verem hastalığının yüzde 60-70’inin akciğerlerde, yüzde 30-40’ının ise diğer organlarda görüldüğünü söyledi. Belirtileri nelerdir? Verem hastalığının belirtilerini; 2-3 haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı, yorgunluk, halsizlik, balgam çıkarma, kan tükürme, nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrısı olduğunu paylaşan Ataoğlu, verem hastalığında erken tanının çok önemli olduğunu, 2-3 hafta veya daha uzun süreli öksürük şikayeti olan herkesin en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları gerektiğinin altını çizdi. İlaçları ücretsiz veriliyor Verem hastalığının tedavi edilebilir olduğunu vurgulayan Dr. Ataoğlu, Türkiye’de verem ilaçlarının Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz olarak verildiğini sözlerine ekledi. Hasta yakınlarının, özellikle de aynı evde birlikte yaşayanların mutlaka Verem Savaşı Dispanserlerine başvurarak muayene olmalarını söyleyen Ataoğlu, hasta yakınlarının taramalarının dispanserlerde ücretsiz olarak yapıldığını, temaslı muayenesi sonucunda hasta olduğu tespit edilenlerin tedavi edildiğini, hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere ise koruyucu tedavi verildiğini dile getirdi. Et etkili yöntem erken teşhis Verem hastalığından korunmanın en etkili yolunun erken teşhis olduğuna dikkat çeken Dr. Ataoğlu, “Verem aşısı (BCG) çocukları verem hastalığından korur. Ülkemizde doğumdan sonra 2. ayını dolduran bebeklere yapılmaktadır. Mikrop çıkaran hasta ile aynı evdekiler, özellikle çocuklar için koruyucu tedavi verilir. Koruyucu tedavide tek ilaç (İzoniyazid) kullanılır. Koruyucu tedavi süresi genellikle 6 aydır” dedi. Tüberküloz hastalarının bulunduğu ortamları havalandırmanın, bu ortamlara temiz hava sağlamanın; havadaki bulaştırıcı damlacıkları seyreltiğini, bulaşma ihtimalini azalttığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Özlem Ataoğlu, odanın güneş görmesinin önemli olduğunu, güneşin ortamdaki basilleri öldürdüğünü, hastaların en azından balgamından mikrop çıkarmayana kadar ayrı bir odada kalmasının uygun olduğunu vurguladı. “Düzce’deki durumu ne?” Sunumunu yapmak için kürsüye davet edilen Düzce Verem Savaş Dispanseri, Düzce Tüberküloz İl Koordinatörü Uzm. Dr. Esra Toktay Oruç ise, 2023 Ocak-Ekim ayları arasında Düzce’de 7 bin 80 muayene yapıldığını bunlardan 62’sinin tedaviye alındığını belirtti. Düzce’de güncel olarak aktif tedavi hasta sayısının 39 olduğunu dile getiren Oruç, hastaların tedavisi için yoğun caba harcadıklarının altını çizdi.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
03 Haziran, 2025 00:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Samsun’da Kurban Bayramı öncesi hayvan sağlığı ve satış denetimleri

Samsun Vilayet Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi Canik ilçesindeki kurban satış yerlerini ziyaret ederek, kurbanlık hayvanların seçimi, sevki, nakil araçları hijyeni ve Tarım Bakanlığı’nın "Tarım Cebimde" uygulaması hakkında kıymetli açıklamalarda bulundu.
İbrahim Sağlam’a Canik İlçe Tarım ve Orman Müdürü, Hayvan Sağlığı ve Yetiştiriciliği Şube Müdürü ile teknik personeller eşlik etti. Sağlam, kurbanlık hayvanların seçiminde bakanlık tarafından tanımlanan küpeli ve sağlıklı hayvanların tercih edilmesi gerektiğini vurgulayarak, büyükbaş ve küçükbaş hayvanların vilayetler ortası sevklerinde gerekli evrakların bulunmasının zarurî olduğunu hatırlattı.
Kurbanlık hayvanların seçiminde dikkat edilmesi gereken sıhhat kriterlerine de değinen Sağlam, "Hayvanların sağlıklı, canlı görünümde, yüksek ateş ve teneffüs sorunu olmadan olması gerekir. Çok zayıf, hamile yahut yeni doğum yapmış hayvanlar tercih edilmemelidir" dedi.
Kurbanlık hayvanların yaş tespiti ve diş denetimi ile ilgili bilgiler veren Sağlam, sığır ve mandaların en az 2 yaşını doldurmuş olması gerektiğini, koyun ve keçilerde ise 6 aylıktan büyük ve erişkin koyun görünümünde olmasının kâfi olduğunu belirtti.
Tarım Bakanlığı’nın fiyatsız taşınabilir uygulaması "Tarım Cebimde" ile hayvanların küpe numaraları üzerinden ırk, cinsiyet, yaş ve aşı bilgilerine ulaşılabileceğini aktaran Sağlam, vatandaşların bu uygulama ile satın alacakları hayvanların sıhhat durumlarını kolay kolay sorgulayabileceğini tabir etti.
Nakil araçlarının paklık ve hijyenine de dikkat çeken Sağlam, hayvanların taşınacağı araçların mevzuata uygun olmasının ve dezenfeksiyonun yapılmasının değerine değindi. Ayrıyeten, kurbanlık hayvanların bakanlıkça onaylı kesimhanelerde ve belirlenen kurban kesim yerlerinde kesilmesi gerektiğini belirten Sağlam, "İlimizde 18 süreksiz kurban satış yeri ve 141 kurban kesim yeri bulunmakta olup, bu liste il müdürlüğü internet sitesinde yayımlanmıştır. Cadde, sokak ve parklarda hayvan kısmı yapılamaz" diye konuştu.
Sağlam, "Kurban Bayramı boyunca vilayet ve ilçe tarım müdürlüğü gruplarımız alanda kontrol ve denetimlerini sürdürecek, nöbetçi veteriner doktorların bilgileri de internet sitemizde yer alacaktır" diyerek, vatandaşları kurban alım-satımında belirlenen kurallara uymaya çağırdı.

Bizi sosyal medyadan takip edin