Ihlas Haber Ajansı tarafından
31 Temmuz, 2024 13:57 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 1

Sultan 2. Abdülhamid’in yaptırdığı okul müze olacak

UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Karabük'ün Safranbolu ilçesinde Sultan 2. Abdülhamid tarafından “rüştiye” olarak yaptırılan bina “Kalealtı Eğitim ve Kent Tarihi Müzesi” olarak hizmet verecek. Eğitim alanındaki hizmetleriyle de bilinen Sultan 2. Abdülhamid tarafından 115 yıl önce “rüştiye” olarak yaptırılan ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından restorasyon çalışması başlatılan binanın yenilemesi tamamlandı. Film yönetmeni, senaryo yazarı ve yapımcı Türker İnanoğlu ile siyasetçi eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Kaya Erdem gibi isimlerin eğitim gördüğü "Kalealtı İlkokulu" uzun süre hizmet verdikten sonra boş kaldı. Eskiden mezunu olmanın ayrıcalık sayıldığı okul, artık müze olarak hizmet verecek. Okul tarihi hakkında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine bilgi veren Tarihçi-Yazar Mehmet Kütükçüoğlu, “1905 yılında ilkokul olarak 1907 yılında ise rüştiye olarak faaliyet gösteren okul hakkındaki bilgileri kitabesinden öğrenebilmekteyiz. İkinci Abdülhamit döneminde İkinci Abdülhamit'e büyük övgülerin dizildiği bu kitabede Safranbolu Kaymakamı Cemal Bey'in bu okulun yaptırılmasında faaliyet gösterdiğini görüyoruz. Tabii bu kitabeyi 1998 yılında çatı aralığından okul müdürü bulmuş ve okulun sofasında da uzun bir süre sergilemişti. Şu anda ilgili yerinde bulunmaktadır” dedi. "Eğitim kalitesi bakımından benzerlerinden biraz ayrışıyordu" Kalealtı okulunun Safranbolu tarihi için çok önemli bir özellik gösterdiğini belirten Kütükçüoğlu, “Safranbolu'nun önemli birçok ailesinin çocukları bu okuldan mezun olmuşlardır. Hatta ülkeye nam salacak kadar meşhur olan öğrencileri vardı. Safranbolu'da vermiş olduğu eğitim kalitesi bakımından benzerlerinden biraz ayrışıyordu. Belki daha farklıdır. Bu bilgiyi verdiği yabancı dilin İngilizce olması, iyi öğretmenleri barındırmış olmasıyla da zenginleştirebiliriz. Tabii mesela iki arkadaş arasında ihtilaflı bir konu çıktığında arkadaşlardan bir tanesi ‘Ben Kalealtında okudum. Benim hesabımda yanlış olmaz' diyerek bir diğerine üstünlük sağlamaya çalıştığını hatıralardan öğrenmekteyiz” diye konuştu. Okulun 1944 yılındaki Gerede depreminde hasar gördüğünü ifade eden Kütükçüoğlu, “Ancak yapım tekniği bakımından hımış özellikleri barındırdığı için sadece alt katında minik çatlaklar oluşmuş ama bazı sınıflar eğitimlerine Gümüş Okulunda devam etmişlerdir. 1948 yılında tekrardan okula dönmüşlerdir. 2000'li yıllarda ise sandalburun dediğimiz mevkide yer aldığımız için kayaların hemen altında bulunmaktadır. Okulun kaya düşmelerine karşı risk barındırması nedeniyle eğitim hayatına son verdiğini görüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda restore edilen okul Kalealtı Eğitim ve Kent Tarihi Müzesi açılması planlanmaktadır. Bu da Safranbolu'nun hem turizmine hem de eğitim geçmişine ve kent tarihine ev sahipliği yapacak olması bakımından da bizim için çok kıymetlidir” şeklinde konuştu. 'Kalealtı Eğitim ve Kent Tarihi Müzesi Projesi Toplantısı Kalealtı Eğitim ve Kent Tarihi Müzesi Projesi toplantısı Vali Mustafa Yavuz başkanlığında yapıldı. Geçmişten günümüze kentin eğitim ve öğretim hayatını belgelendirmek, halkın sosyo-ekonomik yaşamında uzun yıllardır yer alan çeşitli kullanım objelerinin orijinallerini bir envanter düzeninde toplamak amaçlarını benimseyen müzenin oluşturulmasına yönelik toplantı Valilik Toplantı Salonu'nda yapıldı. Toplantının açılışında bir değerlendirme yapan Yavuz, “İlimizin eğitim ve öğretim tarihine ışık tutacak olan 'Kalealtı Eğitim ve Kent Tarihi Müzesi' projesinin son aşamalarına geldik. Bu müze, eğitim ve öğretim geleneklerimizi geçmişten günümüze belgeleme adına önemli bir adım olacak. Ayrıca, ilimizi ziyaret eden misafirlerimiz ve halkımız için, geçmiş dönemlerde bölgemizin eğitim, tarih ve sosyo-ekonomik yaşamına dair çeşitli kullanım objelerini bir araya getirerek geçmişimizi gelecek nesillere aktarmayı hedefliyoruz. Müzenin oluşturulması sürecinde her aşamayı dikkatle planlıyoruz. Bu proje ile geçmişimizi korumak, gelecek nesillere aktarmak ve kültürel mirasımızı daha geniş kitlelere ulaştırmak gibi önemli bir görev üstleniyoruz. Bu müze, sadece geçmişimizi anlamamızı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda eğitim ve öğretim anlayışımızın nasıl bir değişim geçirdiğini göstererek geleceğe daha bilinçli adımlar atmamıza yardımcı olacak. Projenin hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi.

Yorumlar

  1. Hanife Karagöz

    Gurur duyuyorum. Rahmetli dedem Neşet Gökmen 1899 doğumlu. Kalealtı Rüştiyesinde okuduğunu tahmin ediyorum. Köydeki evimizdeki kitaplarını toparkamaya çalıştım. Eksik sayfası olanlar da var. Müze haline gelince mutlaka geleceğim.Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum
    Emekli öğretmen Hanife Karagöz.

Yeni yorumlara kapalı.

Ihlas Haber Ajansı tarafından
12 Mart, 2025 20:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

İngiltere’den döndü, devlet desteğiyle lavanta bahçesi kurdu

Sinop Vilayet Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi (KDAKP) ile yüzde 70 hibe dayanağı alan Didem Kara, kendi lavanta bahçesini kurdu.
Gerze doğumlu olan 15 yıl boyunca İngiltere’de yaşayan Kara, çocukluk hayali olan kırsal yaşama dönerek, Gerze’nin Belören köyünde tarım kesimine adım attı. 15 yıl boyunca İngiltere’de yaşamış olmasına karşın daima hayalini kurduğu kırsal hayat için 2 yıl evvel Sinop’a geri döndü. Kara, çocukluğunun geçtiği Belören köyünde, büyükannesinin evvelden tütün yetiştirdiği tarlada lavanta üretmeye karar verdi. Kara, çocukluk yıllarının geçtiği tarlada lavanta yetiştirme kararı aldıktan sonra, Sinop Vilayet Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen KDAKP’den yüzde 70 hibe takviyesi aldı.
Aldığı takviyeyle lavanta bahçesini kuran Kara, kırsal hayatın daima hayalini kurduğunu belirterek, "Sinop Gerze doğumluyum. Burasıda Gerze’ye bağlı Belören köyü, ananemin çiftliği çocukluğumda buralarda geçmişti. Ben 15 yıldır İngiltere’de yaşıyordum fakat daima hayalim kırsala kendi çiftliğime dönmekti ve 2 yıl evvel döndüm. Bu tarlada ananem tütün yetiştiriyordu. Ben de kendimi ziraî faaliyetin içine nasıl dahil edebilirim, ne yapabilirim diye düşünürken lavanta tarlası kurmaya karar verdim. Bunun hayalini zati kuruyordum uzun vakittir. Bu ortada Vilayet Tarım ve Orman Müdürlüğünden bana bu Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi’nden (KDAKP) bahsettiler. Projeye başvurduk, kabul edildi. Proje yazma takviyesi ve proje eğitimi aldık. Sonrasında tamamladık. Projeyi yaptım, lavanta bahçemi kurdum. Şuan lavantanın ve öteki aromatik bitkilerin yağlarını elde edebileceğim bir distilasyon makinem var. Bu sırada kendi erkek arkadaşımla bir arada çok çalıştık bu proje için. İkimizde hem bu hayali gerçekleştirdik hem gelecekteki hayallerimize yardımcı oldu. Bu müddette ailem ve Vilayet Tarım ve Orman Müdürlüğündeki arkadaşların takviyesi çok değerliydi. Her vakit her kademede daima yanımızdalardı ve hem fikirleriyle hem emekleriyle bize çok takviye oldular. Çok teşekkür ediyoruz" dedi.
Lavanta bahçesini yalnızca üretim alanı olarak değil, birebir vakitte etrafındaki beşerler için bir eğitim ve tecrübe merkezi haline getirmek istediğini belirten Kara, "Lavantalarım büyüdüğünde, lavantalar çıktığında hem kendimin faydalanabileceği hem de etrafın faydalanabileceği bir yer olmasını istiyorum. Lavanta çok hoş bir bitki, imgesi, kokusu, çiçekleri, yağı, tütsüsü her alanda kullanabilen çok gayeli ve çok hoş bir bitki. Lavantalar beni bu kırsal hayata nasıl bağlıyorsa birebir formda etrafımdaki insanların da bağlanması için bir neden olabileceğini düşünüyorum. Hasadına gelebilir arkadaşlarım ve etraftakiler. Bu tecrübesi bir arada yaşayabiliriz, bir arada öğrenebiliriz. Üretimini bir arada paylaşabiliriz üzere bir maksadım var şuan" diye konuştu.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.