Karabük Haber Postası
Topçu Galeri

Şehrin tek kadın ambulans şoförü

Türkiye Yayın: 17.08.2023 10:54
Şehrin tek kadın ambulans şoförü

Gaziantep’te 19 yıldır Acil Tıp Teknisyeni olarak görev yapan ve ‘112’nin Şoför Nebahat’i’ olarak bilinen Sibel Öztürk, ambulans şoförlüğüyle erkeklere taş çıkıyor.

Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü İl Ambulans Servisi Başhekimliği 19 yıldır Acil Tıp Teknisyeni (ATT) olarak çalıştıktan sonra son 3 yıldır ambulans şoförü olarak görev yapan 37 yaşındaki Sibel Öztürk, erkeklere taş çıkartıyor. Öztürk, “Ön yargılar kadının hala küçük araçlar kullanmaya yeni alışıldığı bir dönemde büyük bir aracın kadının kullanması ve bunun ambulans olması özellikle kullanması biraz ilgi çekiyor. Pek beklenilmeyen bir durum ve bu yüzden böyle bir önyargı var. Yani kadın büyük bir araç kullanamaz hele de ambulans hiç kullanamaz gibi önyargı var” dedi.

“Kadın ambulans kullanamaz gibi önyargı var”

Kadınların araç kullanmasıyla ilgili önyargıyı yıktığını ifade eden ve ‘112’nin Şoför Nebahat’i’ olarak bilinen Sibel Öztürk, “2004 yılında Gaziantep’te ATT olarak mezun oldum. 2007 yılında ise ATT olarak kamuya atandım. 2007’den bu yana burada çalışıyorum. 3 yıla aşkın bir süredir ATT şoför olarak görev yapmaktayım. Ön yargılar kadının hala küçük araçlar kullanmaya yeni alışıldığı bir dönemde büyük bir aracın kadının kullanması ve bunun ambulans olması özellikle kullanması biraz ilgi çekiyor. Pek beklenilmeyen bir durum ve bu yüzden böyle bir önyargı var. Yani kadın büyük bir araç kullanamaz hele de ambulans hiç kullanamaz gibi önyargı var” ifadelerini kullandı.

2 milyonluk şehrin tek kadın ambulans şoförü

“Arazi, dar sokaklar veya karlı buzlu bir yol olabiliyor”

Ambulans sürücülüğü normal araç kullanmaktan daha farklı olduğunu belirten Öztürk, “Normal araç olarak hem ebat hem de özellik olarak fark var. Küçük aracınızı kendiniz kullandığınız zaman rahat bir şekilde kullanabilirsiniz, her hangi bir yetiştirme gibi bir durumunuz olmuyor. Birincisi fiziksel özelliği olarak hem geniş hem de yüksel ve uzun bir araçtır. O yüzden bazen manevralarda farklılıklar olabiliyor. Ambulans olduğundan dolayı getirdiği bir faklı durum ise olay yerinin nerede olduğu belli olmayabiliyor. Arazi, dar sokaklar veya karlı buzlu bir yol olabiliyor. Oralara olabildiğince gitmeye çalışıyorsun farklılıklar bunlardır” ifadelerine yer verdi.

“Maalesef ambulansa giderek saygı azalıyor”

Öztürk, “Yaşadığımız sorunlar aslında kadın, erkek olarak değil de genel olarak problemlerimiz var. Maalesef ambulansa giderek saygı azalıyor. Gerektiği saygıyı görmediğini düşünüyorum genellikle trafikte, bazen trafik yoğun olabiliyor. Yolun açılması biraz zaman alabiliyor. Ama bazen trafik olmadığında bile bazı sürücüler istediğimiz şekilde yolu açmıyorlar. Biz çok acil olmadıkça siren sistemini kullanmıyoruz” şeklinde konuştu.

2 milyonluk şehrin tek kadın ambulans şoförü

“Şimdiye kadar olumsuz bir tepki almadım”

Şimdiye kadar olumsuz tepki almadığını ve genellikle olumlu tepkiler aldığını belirten Öztürk, “Özellikle kadınlardan aldığım tepkilerden dolayı çok mutlu oluyorum ve gurur duyduklarını söylüyorlar. Kadının kadını bu şekilde görmeleri hoşlarına gidiyor ve onların verdiği tepki de benim hoşuma gidiyor. Şimdiye kadar olumsuz bir tepki almadım. Genel olarak da takdir ediliyor hoşlarına gidiyor. Nöbet değişimlerinde, 24 saat esasına göre çalışıyoruz. Nöbeti devraldıktan sonra aracın suyu, motor yağı, kaputa bakıyoruz herhangi bir darbe var mı diye lastikler kontrol ediliyor. Aracın çalışır durumda olup olmadığı sirenin çalıp çalmadığı kontrolü yapıldıktan sonra nöbetimizi devralıyoruz” dedi.

“Saniyelerle yarışan hastalar olabiliyor”

Gaziantep’te trafiğin yoğun olduğu saatlerde sürücüler tarafından sıkıntı yaşandığını ve Gaziantepli şoförlerin ambulansa karşı duyarlı ve anlayışlı olmalarını belirten Öztürk, “Trafiğin yoğun olduğu saatlerde özellikle yol verme konusunda biraz sıkıntı yaşandığının farkındayım, ama bazen şuur olarak yol verilmediği ya da yüksek ses ile müzik dinlenildiğinden dolayı duyulmadığı veya ambulansı gördüklerinde hareketlerine devam ettiği çünkü bazen manevra yapabiliyoruz. Vaka adresi değişebiliyor, gittiğimiz yönü değiştirebiliyoruz. Bu gibi durumlarda kaza yapmak ya da yaptırmak istemiyoruz. O yüzden ambulans sesi duyulduğunda aynalardan takip edilmesi ve araçların uyması gerekiyor. Maalesef bu bilinci halen göremiyoruz. Özellikle tepe lambalarımız ya da sirenlerimiz yanıyorsa aktif vakadayız demektir. Ya vakaya gidiyoruz ya da vakayı almış hastaneye sevkini yapıyoruzdur. Bu bizim görevde olduğumuzu gösteriyor. Gördükleri zaman durmaları veya yolun durumuna göre fermuar yöntemi ya da sağa geçme gibi yol vermelerini bekliyoruz. Çünkü bazen çok acil vakalar olabiliyor ve saniyelerle yarışan hastalar olabiliyor. Onlara vakit kazandırmak için bizlere yardımcı olmalarını bekliyoruz. Bu sorumluluğu paylaşmamız gerekiyor” diye konuştu. (İHA)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Terörle çaba ve afetlere yerli ve ulusal aygıt

Teknoloji Yayın: 23.09.2023 00:24
Kaynak: İHA
Terörle çaba ve afetlere yerli ve ulusal aygıt

Savunma sanayii firması tarafından Jandarma Genel Komutanlığı ile ortaklaşa geliştirilen yerli yer altı görüntüleme aygıtları, 1 kilometrelik menzil ile 50 metre derinliği görüntüleyebiliyor. Operasyonlarda tünel ve sığınak üzere yerlerin tespitinde kullanılan aygıt yüzyılın afetinde de depremzedelerin tespitinde büyük muvaffakiyet sağlarken, yaşanabilecek afetlere karşı da eğitimler sürüyor.

Savunma sanayii tarafından geliştirilen yer altı görüntüleme aygıtları teröristlerin yakalanması, mağara ve sığınakların tespitinin yanı sıra yaşanabilecek afetlerde de afetzedelerin yer tespiti için imkan sağlıyor. Aygıt, yüzyılın afetinde de enkaz altında kalanların yer tespitinde değerli rol oynayarak birçok insanın canlı olarak kurtarılmasına vesile oldu.

Zonguldak’ta aygıt üzerinde uygulamalı eğitimler alan Vilayet Jandarma Komutanlığı’nda vazifeli jandarma işçisi, su altına dalış yapan Jandarma Su Altı Arama takımında yer alan dalgıcın yerini muvaffakiyetle tespit etti. Su altı arama kurtarma, mağara, sığınak arama üzere alanlarda kullanılan aygıt, zelzele üzere doğal afetlerde de depremzedelerin yer tespiti için imkan sağlayacak.

“Sığınak, mağara, tünel ve gömülü mühimmatın tespitinde de kullanılıyor”

Firma yetkilisi Remzi Başbuğ, “Birkaç işleve sahip olan cihazımızdır. Bilindiği üzere geçirmiş olduğumuz zelzele felaketinde de kullanılmıştı. Enkaz altı canlı tespitinde yüksek muvaffakiyet göstermiştir. Yalnızca enkaz altında canlı tespitinin dışında da birçok arama faaliyetlerinde de kullanılmaktadır. Bunlardan kısaca bahsedeyim. Sığınak, tünel, mağara tespiti yahut gömülü olan mühimmat tespitinde Jandarma Genel Komutanlığımız tarafından kullanılmaktadır. Aygıtımız Jandarma Genel Komutanlığı ile bizim tarafımızdan geliştirilmiş bir aygıttır. Aygıtımız TSK’nın ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın dışında da arama kurtarma faaliyetlerinde AFAD ve sivil arama kurtarma olarak da kullanıma etkindir. Aygıtımız ormanlık alanda kayıp şahısların tespitinde, sarsıntı bölgesindeki çökmüş binaların altında yahut çökmüş ahşabın altında kullanılmaktadır” dedi.

“Eğitimler yaşanabilecek afetlerde eğitimli kullanıcının hazır pozisyonda olmasını sağlıyor”

Yaşanabilecek afetlerde de aygıtın kullanılabileceğine dikkat çeken Başbuğ, “İnşallah yaşamayız fakat olması beklenilen ilerleyen devirlerdeki sarsıntılarda de arama kurtarma faaliyetlerinde başrol oynayacağını düşünmekteyiz. Zira enkaz altında kalmış şahıslar alışılmış ki köpekler ve ses dinleme aygıtları ile tespit ediliyor ancak aygıtımız da bilindiği üzere geçtiğimiz zelzelede de çok başarılı bir biçimde kullanıldı. Uzaktan tam noktasına ve derinliğine varana kadar yaşanabilecek bir sarsıntıda kullanılır. Şu anda vermiş olduğumuz eğitimde de yaşanabilecek bir sarsıntı durumunda eğitimli çalışanın ve eğitimli kullanıcının fazlalaştırılması ve hazır pozisyonda olmasını sağlamaktır. Önlemler bu halde alınmaktadır” diye konuştu.

“Su altındaki canlı yahut cansız kişiyi tespit edebiliyor”

Filyos’ta gerçekleştirilen eğitime ait konuşan Başbuğ, “Buradaki eğitimlerimiz bir hafta boyunca devam ediyor. Önümüzdeki hafta da devam edecek. Bu faaliyetimiz su altında bulunan yahut kayıp bir kişinin nasıl tespit edileceğine dair eğitim faaliyeti vermekteyiz. Toprak altı, göçük altı ve tıpkı vakitte su altı tespitinde de kullanılmaktadır. Su altındaki canlı yahut cansız bir kişinin nasıl tespit edilebileceğine dair bilgiler aktarmaktayız” halinde konuştu.