Samsun Müzesi’nde Geç Osmanlı Dönemi’ne ilişkin olan ve güç, rahmet ile dayanıklılığın sembolü kabul edilen "Fatma Ananın Eli" ile birlikte hamaylı gümüş muskalar ziyaretçilerin ağır ilgisini çekiyor.
Açıldığı günden bu yana farklı periyotlara ilişkin dikkat alımlı yapıtları ziyaretçilerle buluşturan Samsun Müzesi, koleksiyonuna tarihi pahası yüksek yeni eserler eklemeye devam ediyor. Mamut kalıntılarından Bizans periyoduna, Anadolu’daki birinci insan izlerinden Osmanlı periyoduna kadar birçok yapıtın sergilendiği müzede, her bir köşe farklı bir tarihi yansıtıyor.
Geç Osmanlı Dönemi’ne ilişkin hamaylı ve gümüş muskaların yer aldığı alanda yapılan bilgilendirmede, "İnsanı makûs güçlerden koruduğuna ya da kısmet sağladığına inanılan taşınabilir objelere muska denmektedir. Hamaylı (Hamail) ise uzunluğuna asılarak bir omuzdan koltuk altına yanlışsız çapraz biçimde taşınan muskadır. Ekseriyetle küçük kutu ya da tüp formunda olan bu objelerin içine, kağıt yahut deri üzerine yazılmış korunma ve şifa metinleri yerleştirilmiştir. Bu metinler ortasında Esmaül Hüsna, vefkler, Hûd Suresi’nin 6. ve 56. ayetleri üzere dualar yer almaktadır" tabirlerine yer verildi.
Aynı kısımda sergilenen ve pirinçten yapılmış olan "Fatma Ananın Eli" figürü ise, rahmetin, gücün ve dayanıklılığın simgesi olarak öne çıkıyor. Ziyaretçilerin büyük ilgisini çeken bu eserler, geçmişte halk inançlarıyla şekillenen kültürel mirasa ışık tutuyor.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde (BEUN) "Âşık Veysel’den Gönül Dünyamıza Akanlar" adlı programda, büyük halk ozanı Âşık Veysel’in sazı, sözü ve irfanı ele alındı. Âşık Veysel’in şiirleri, düşünce dünyası ve kültürel mirası konuşulurken program sonunda seslendirilen türküler salonda duygusal anlar yaşattı.
Farabi Kampüsü Doç. Dr. Ali Arslan Konferans Salonu’nda yoğun bir katılımla gerçekleştirilen etkinliğe; BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, senato üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Program, aziz şehitlerin anısına yapılan saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından açılış konuşmasını yapmak üzere BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer kürsüye çıktı. Rektör Özölçer konuşmasında, Anadolu irfanının bilge sesi Âşık Veysel’i anmak ve anlamak için bir araya gelmenin önemine vurgu yaparak şu ifadeleri dile getirdi:
"Bugün, gönül ve kültür dünyamızda derin izler bırakmış Anadolu irfanının mütevazı ve bilge kişiliği Âşık Veysel’i anmak için burada toplandık. O yalnızca bir saz âşığı ya da söz ustası değildir; gönül gözüyle gören, gönülden söyleyen, gönüllere hitap eden bir yolcudur. Yaşadıklarıyla efsaneleşmiş, eserleriyle ölümsüzleşmiştir. Onun dizelerinde vatan sevdası, hasret, vuslat, doğa, ana sevgisi, sabır ve şükür vardır. ‘İki kapılı bir handa gündüz gece yürüyen bir yolcu’ olarak kendi yolculuğunu tamamlamış olsa da türküleriyle Dedem Korkut’un dediği gibi ‘ölümlü gidimli’ dünyada bize yoldaş olmaya devam etmektedir. Gönül kelamının usta nefesi, âşıklık geleneğimizin güçlü temsilcisi adına bu anlamlı programın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum."
Açılış konuşmasının ardından program, BEUN İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seyfullah Kara ve Teoman Duralı İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Muhittin Turan tarafından gerçekleştirilen sunumlarla devam etti.
Doç. Dr. Muhittin Turan, sunumunda Türk halk ozanı Âşık Veysel’in eserlerini derinlemesine ele alarak, şiirlerinin muhteva ve mana açısından taşıdığı değeri anlattı. Veysel’in mezhepsel bir ayrım gözetmediğini, Allah’a yönelttiği sitemlerin hakka duyduğu aşktan kaynaklandığını dile getirdi. Ayrıca zıtlıkların Veysel’in yansımalarını ele alarak Mehmet Âkif Ersoy ve Mehmet Âkif İnan’dan yaptığı alıntılarla ozanın şiir evrenini zengin bir perspektifle değerlendirdi.
Doç. Dr. Turan’ın ardından söz alan Prof. Dr. Seyfullah Kara ise Âşık Veysel’i anlama çabasının kültürel süreklilik açısından büyük önem taşıdığını ifade ederek, ozanın zengin kültürel dünyasının kapsamlı şekilde analiz edilmesi gerektiğini belirtti. Konuşmaların ardından Prof. Dr. Seyfullah Kara, Âşık Veysel’in iki türküsünü saz eşliğinde icra ederek salona duygu dolu anlar yaşattı. Türkülerin ardından BEUN Rektörü Prof. Dr. Özölçer, programda sunum yapan akademisyenlere teşekkür belgelerini takdim etti. Program toplu hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.