blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
30 Ağustos, 2024 12:15 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Palamut nereye onlar oraya

Ülke genelinde denizlerde av yasağının 1 Eylül’de sone erecek olmasının ardından denize açılacak olan tekneler yeni av sezonu için hazırlıklarını tamamladı. Balıkçı tekneleri 1 Eylül’de başlayacak yeni av sezonu için ‘Vira Bismillah’ diyerek denize açılacak. Yeni sezonda palamuttan umutlu olduklarını belirterek balıkçılar bereketli bir sezon geçireceklerine inanıyor.
Trol ve gırgır ile balık avcılığının 15 Nisan’da başlayan av yasağı dönemi 1 Eylül itibariyle sona eriyor. 1 Eylül’de denize açılacak olan tekneler 4,5 ayın ardından son hazırlıklarını tamamlayarak denize açılmak için beklemeye başladı. Trabzon’un Yoroz mevkiinde bulunan limandan denize açılacak olan tekneler yeni av sezonunda palamudun peşinden gideceklerini belirtirlerken, "Palamut nereye biz oraya” dediler.

Palamuttan beklenti yüksek
Yeni sezonda palamuttan beklentilerinin yüksek olduğunu kaydeden tekne sahiplerinden Emre Köroğlu, “Palamuttan be sene beklentimiz yüksek. Denizdeki görüntüye bakacak olursak bu seneki palamut güzel görünüyor. Beklentilerimiz geçen sene oranla bu sene daha iyi. Geçen sene pek olmadı. Ancak bu seneki görüntü daha iyi. Başlangıç palamut diye gözüküyor eğer palamudun olmama durumu görünürse istavrite bakacağız. Bu sene palamut var inşallah hamsi de olur . Deniz suyu sıcaklığı şu anda güzel gözüküyor palamut için elverişli. Yoroz limanından çıkış yaparak palamudun durumuna göre nerede bolsa oraya gideceğiz. İstanbul’dan Hopa’ya kadar bakacağız, bakalım balık nerede olacak” dedi.

Hazırlıklar bitti
Yeni sezon için hazırlıklarının bittiğini belirten Köroğlu, “Bütün işlerimizi hemen hemen bitirdik. Her sezon olduğu gibi ağlarımızı tamir ettik, teknenin bakımlarını yaptık sezona hazırız. Balığın çıkış fiyatı bizde uygun inşallah daha da iyi olur. Vatandaşımız her zaman ucuz yesin biz de onu isteriz. Balık tüketiminde diğer ülkelerin çok gerisindeyiz daha fazla olmasını isteriz” diye konuştu.
Tekne sahiplerinden Mehmet Genç ise “Bu sene palamudun çok olduğu söyleniyor. İnşallah hamside olduğu gibi palamut yüzümüzü güldürür. Herkes rızkının peşinden koşacaktır. Geçen sene palamut yoktu hamsi çok iyi idi. Bu sene işler tersine döndü palamut var hamside biraz burukluk var ama inşallah hamsi de olacak. Yeni sezonda teknenin boyasından ağların tamirine kadar hepsini yaptık. Masraflar çok ağır mazotudur tayfaya ödenen avans bunlar çok yüksektir” ifadelerini kullandı.

Rota Ereğli ve Sinop
Bu sene inşallah vatandaşın ucuz palamut yiyeceğini belirten Genç, ”Yeni sezonda güzergâhımız balığın durumuna göre, büyük bir ihtimalle Ereğli, Sinop taraflarından başlama durumu var. Çünkü balık devamlı o taraftan geliyor onun için o taraflara yönelme durumumuz var. İnşallah bu sene bol balıkçılık olacak, vatandaş palamudu ucuz yiyecek” diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
06 Temmuz, 2025 14:01 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

ŞAŞIRDIK MI? HAYIR MUTLU MUYUZ? HAYIR GELECEĞE DAİR UMUT VAR MI? HAYIR.HAYIRLI YOLCULUKLAR O HALDE

2027 yılında erken seçim olursa, iktidar tam 25 yılı, çeyrek asırı devirecek. Çeyrek asıra 2 kala tabloya bakalım !
6 aylık enflasyon verileri güzide kurumumuz TUİK tarafından 2 gün önce açıklandı. TUİK verileri baz alınarak da çalışan ve emeklilerin maaş zamları belirlendi. Şaşırdık mı? Hayır.
Mutlu muyuz? Hayır
Geleceğe dair umut var mı? Hayır.
Milyonlarca aile büyük bir hızla açlık sınırı rakamlarının altına düş(ürül)meye devam ediyor. Asgari ücretliler zaten açlık sınırının altında idi, emeklilerin büyük bir kısmı ise, açlık sınırının yarısına mahkum edilmişti. Temmuz zamlarının açıklanması ile açlık sınırının altına düş(ürül)enlerin sayısı daha da arttı. Her 6 ayda bir bu acı gerçekle yüzleşiyoruz. Yoksulluk ve açlık sınırı potasının üzerine çıkmamız artık mümkün değil !
2 yıl sonra bu günleri mumla alacağız. Tablonun bundan çok daha kötü olacağını tahmin etmek hiç zor değil.

Haziran 2025 verilerine göre Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık gıda harcaması tutarı "AÇLIK SINIRI" 26.115,18 TL’ye, (dikkat edin açlık sınırı sadece gıda için!)
Gıda harcaması artı giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise "YOKSULLUK SINIRI" 85.065,75 TL’ye
Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 33.586,82 TL ’ye yükseldi. Bu rakamlar her ay açıklanıyor ve yükselmeye devam ediyor. Her ay bu rakamların altına düşen insanlarımızın sayısı da artmaya devam ediyor. Ülkenin bir felakete hızla sürüklendiği tartışmasız açık ve net!
Birkaç yıl önce yoksulluk sınırında (yada biraz üstünde) olan emekliler şimdi açlık sınırının altına hızla sürükleniyor.

ÜLKE BU GİRDAPTAN MUTLAKA ÇIKMALI !

Bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm iktidarların; oy için tercih ettikleri popülist politikaların acı sonuçları ile artık belirgin bir biçimde yüzleşiyoruz.
Çok partili demokrasi tarihimizde hiç bir iktidara nasip olmayan, neredeyse çeyrek yüzyıllık bir yönetim fırsatını mevcut iktidar yakalamıştır. Bu nedenle bugün içinde bulunduğumuz yoksullukta payı daha büyüktür. Önceki iktidarların yanlış, popülist politikaları devam ettirilmiştir. EYT örneğinde olduğu gibi.

☆ Gelir adaletsizliğinde dünyada ikinci Avrupa'da birinci sıradayız.

Son verilere göre; ülkede işgücü 35 milyon 653 bin kişi, işgücüne katılım oranı ise yüzde 53,8 olarak gerçekleşti. İstihdam edilenlerin sayısı 32 milyon 944 bin kişi, istihdam oranı ise yüzde 49,7
İstihdam yaratmada başarılı olunsaydı, her bir emekli için çalışan kişi sayısı yetersiz kalmazdı.
Ülkemizde 1,5 aktif (prim karşılığı çalışan) sigortalıya 1 emekli düşüyor. Bu konuda sağlıklı olarak kabul edilen oran ise 3 çalışanın 1 emekliye bakması olarak ifade ediliyor.

☆ Emekli sayımız sürekli artarken, çalışan sayımız sürekli düşüyor.

☆ Bu sistemin bu şartlarda sürdürülebilirliği mümkün değil!

☆ Yakındır Açlık Sınırı Rakamlarının da Aramamız.

Ülkenin halledilmesi gereken o kadar çok sorunu var ki, hangi birini sayalım?

  • Cari Açık
  • Gelir dağılımındaki eşitsizlik,
  • Enflasyon
  • Hayat pahalılığı,
  • İşsizlik
  • Eğitim
  • Toplumsal Ahlak
  • Tarım ve Hayvancılık
  • Demokrasi ve Fikir Özgürlüğü
  • Liyakatsiz görevlendirmeler
  • Sosyal Güvenlik, Sağlık
  • Rüşvet, Yolsuzluk
  • Yeni Anayasa….

Ülke bu sorunların üstesinden gelebilir mi?
Bu açmazdan, bu girdaptan nasıl çıkarız?
Nasıl toparlanırız?
Kaç yılda normale döneriz?
Erken seçim çare olur mu?
Muhalefet ülkenin kronikleşmiş sorunlarını çözebilir mi?

Ne ülkeyi yönetenlerin ne de muhalefetin bu sorulara açık ve net yanıtları olduğunu sanmıyorum.
Allah sonumuzu hayır etsin.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.