Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Ocak, 2024 00:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci’den MESS’e açık çağrı:

Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, metal emekçilerini yakından ilgilendiren MESS Grup Toplu İş Sözleşmesine ilişkin olarak, “Ülkemizdeki hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı ortadayken, tüm mal ve hizmetlere yapılan zamlar emekçilerin belini bükerken, işveren sendikası MESS’in bizlere dayatmış olduğu yoksulluk zammını asla kabul etmiyoruz. Metal emekçileri olarak sabır taşımız çatlamak üzere.” MESS’in adeta milim milim artırdığı ücret tekliflerine karşı, katmer katmer sinirlerimiz bozuluyor. Bu teklifler tahammül sınırlarımızı zorluyor. Üyelerimizin refah ve mutluluğunu sağlayacak olan ücret artışlarını alana kadar her türlü mücadeleyi vermeye kararlıyız” dedi.

Özçelik-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında yürütülen toplu sözleşme müzakerelerinde anlaşma sağlanamamış, daha sonra arabulucu aşamasında da bir sonuca ulaşılamamıştı. Bu sürecin ardından işveren sendikası MESS’in çağrıları sonrası, taraflar iki ayrı zamanda yeniden görüşmeler yapmış, fakat bu görüşmelerden de herhangi bir anlaşma çıkmamıştı.

Gelişen bu sürecin üzerine basın açıklaması yapan Özçelik-İş Sendikası’nın Genel Başkanı Yunus Değirmenci, “Üyelerimizin talep ve beklentileri doğrultusunda, ülkemizdeki hayat pahalılığı gerçeğini göz önünde bulundurarak hazırladığımız sözleşme taslağımızı MESS’e sunmuştuk. MESS ile yaptığımız ilk toplantının üzerinde neredeyse 3 buçuk ay geçti. Bu süreçte yaptığımız her toplantıda çalışanların enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında yaşadığı sıkıntıları, MESS yetkililerine defalarca anlatmamıza rağmen, şuana kadar herhangi bir sonuç alamadık. Biz, bu süreç, masada ve huzur içerisinde bitsin derken, birileri bizleri sokaklara, meydanlara inmeye zorluyor. Metal emekçisinin alın terinin son damlasına kadar karşılığını almak için ne gerekiyorsa yapacağız. Gerekirse meydanlara da ineceğiz. Üretimden gelen gücümüzü göstermek adına başlattığımız eylemlerimizi artırmaya başladık. Adana’daki TEMSA işyerimizde yüzlerce üyemiz ve teşkilat mensuplarımızla mücadele meşalemizin fitilini ateşledik. Bunu, ülke genelindeki fabrikalara yaymaktan da çekinmeyiz. MESS daha fazla emekçilerin sinir uçlarına dokunmadan, isteklerimize makul cevaplar versin” ifadelerini kullandı.

“İşçinin aklı sözleşmede”

“Fabrikalardaki üretimin en önemli aşaması işçinin emeğidir” diyen Değirmenci, 26 Eylül tarihinde MESS ile başlattığımız sözleşme sürecimizde, MESS’in günümüz geçim koşullarıyla örtüşmeyen, hayat pahalılığını göz ardı eden, işverenlerin menfaatini gözeten teklifleri nedeniyle, metal emekçilerinin moral ve motivasyonu düşmüş durumda. İşçinin aklı sözleşmeden çıkacak olan zam oranında. Böylesi bir süreçte, bu işçiden verim alabilir misiniz. Ücret artışı yapmakta ayak sürüdüğünüz işçiden fedakarca bir çalışma bekleyebilir misiniz. MESS, eğer bu süreçte işçiden verim de alırız, fedakârca bir çalışma da bekleriz diyorsa, yanılıyor. Çıktığımız bu yoldan hakkımızı almadan dönmek yok. Metal emekçisine verilmiş sözümüz var. Emekçilere ve ailelerine karşı sorumluluklarımız var. Sonuçları ne olursa olsun, üyelerimizin yüzünü güldürecek, onlara bu hayat pahalılığında nefes aldıracak bir sözleşme imzalayacağız. Hiç kimse de bu inancımızı kıramayacak. Bu da böyle biline” diyerek MESS’e bu işin daha fazla uzatılmaması çağrısında bulundu.

blank
blank
Erman Başyiğit tarafından
22 Ocak, 2025 12:25 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

SAFRANBOLU’NUN GÖLGESİNDE KARABÜK

Merhaba sevgili okurlar,

Bugün Karabük Postası’ndaki ilk yazımla sizlerle buluşmanın heyecanını yaşıyorum. Bu köşede, hem gündemin nabzını tutacak hem de hayata dair küçük detayları birlikte keşfedeceğiz.

SAFRANBOLU’NUN GÖLGESİNDE KARABÜK

Karabük, Türkiye’nin sanayileşme tarihindeki önemiyle tanınan, demir-çelik sektörüyle özdeşleşmiş bir şehir. Ancak bu köklü sanayi geçmişi, şehrin potansiyelini parlatmak yerine, zaman zaman ona yük haline geliyor. Tarihi zenginlikleriyle ün salan Safranbolu’nun gölgesinde kalan Karabük, modern sorunlarla başa çıkmaya çalışırken, kendi kimliğini öne çıkarma mücadelesi veriyor.

Bir zamanlar demir çelik sanayisiyle öne çıkan ve ekonomik kalkınmanın sembolü olan Karabük, bugün büyüyen sorunların gölgesinde ilerlemeye çalışıyor. Plansız kentleşme, şehrin bir zamanlar hayran bırakacak kadar modern görünmesine gölge düşürmüş durumda.

Hızlı nüfus artışıyla birlikte altyapı eksiklikleri, şehrin büyük bir yükü haline geldi. Yol darlıkları ve artan araç sayısı, trafik sıkışıklığının günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmesine neden oldu. Oysa sanayi şehirlerinin çehresi, çalışan insanın verimini artıracak, şehrin cazibesini yükseltecek planlamalara sahne olmalıydı.

Sosyal yaşam alanlarının eksikliği ise şehir sakinlerini evlerine kapanmaya zorluyor. Otopark sorunundan yeşil alanların yetersizliğine kadar bir dizi mesele, bireylerin sosyal aktivitelerden uzaklaşmasına yol açıyor. Eski yapılar modernize edilemedikçe şehrin tarihi dokusu bir avantaja dönüşmek yerine, çarpık kentleşmenin örneği oluyor.

Şehrin kimliğiyle uyumlu bir estetik yakalamak, maalesef Karabük için şimdilik bir hayal gibi görünüyor. Safranbolu’da modern yapılar ile tarihi dokunun ahenk içinde birleştiği yerlerde kentsel estetiğin bir zenginlik kattığını görmek mümkünken, Karabük’te bu uyum henüz yakalanabilmiş değil maalesef.

Bu tabloyu değiştirmek mümkün mü?

Elbette…

Safranbolu’ya gelen turistler, şehrin diğer bölgelerine yönlendirilemediği için Karabük’ün geneline yayılması gereken ekonomik kalkınma bir türlü gerçekleşmiyor. Oysa Karabük, Safranbolu’nun ötesine geçebilecek çeşitli turizm potansiyellerine sahip. Yöresel değerlerin ve doğal alanların turizme kazandırılması, şehir ekonomisine yeni bir soluk getirebilir. Ancak, bu potansiyelin gerçekleşmesi için etkili bir tanıtım ve modern altyapı şart.

Karabük’ün sorunlarının çözülmesi, iyi bir planlama, halkın katılımı ve yerel yönetimlerin kararlı adımlarıyla mümkün olabilir. Ancak bu noktada en kritik soru şu:

Karabük, geleceğe doğru bir vizyonla ilerlemek için hazır mı?

Bu soruya cevap vermek, şehrin kaderini değiştirmenin ilk adımı olabilir.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.