blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
06 Mart, 2025 00:07 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Orucun sigara bağımlılığı üzerindeki etkisi araştırıldı: “Vakaların yüzde 14,7’si, Ramazan ayı boyunca sigarayı kendiliğinden bıraktı”

Samsun’da orucun sigara bağımlılığı üzerindeki tesiriyle ilgili yapılan akademik araştırmada olayların yüzde 53,7’sinde nikotin yoksunluğu ile baş etmede en değerli faktörün dini hisler ve açlık olduğu ortaya çıktı. Olayların yüzde 14,7’sinin, Ramazan ayı boyunca sigarayı zaten bıraktığı belirlendi.
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Kliniği Eğitim Vazifelisi Doç. Dr. Onur Öztürk, orucun sigara bağımlılığı üzerindeki tesirini inceledi. Türkiye’nin 4 farklı kentinden toplam 354 hasta üzerinde çalışıldı. Hadiselerin yüzde 53,7’sinde nikotin yoksunluğu ile baş etmede en değerli faktörün dini hisler ve açlık olduğu ortaya çıktı. Hadiselerin yüzde 14,7’si, Ramazan ayı boyunca sigarayı tabiatıyla bıraktı.

"Otokontrolün daha üst noktada olduğu dönem"
Yapılan çalışmayla ilgili bilgi veren Dr. Onur Öztürk, "Bağımlılık, uğraşı en sıkıntı rakiplerdendir. İrade çok güçlü bir karşılık olsa da yetersizdir, burada sıhhat profesyonelleri devreye girmelidir, gerekirse tedavi başlanmalıdır. Seanslara düzgünce gelmek kanıtlanmış olan en değerli yardımcı faktörlerden biridir. Ramazan ayında bulunduğumuz ve otokontrolümüzün daha üst noktada olduğu bu devirde sigara ile birlikte savaşmak en büyük sorumluluğumuz olmalıdır. Orucun sigara bağımlılığı üzerine tesirini inceleyip, üst seviye memleketler arası bir mecmuada yayınladığımız çalışmamızdan bahsetmek istiyorum. Türkiye’nin 4 farklı kentinden toplam 354 hasta üzerinde çalıştık. Olayların yüzde 53,7’sinde nikotin yoksunluğu ile baş etmede en değerli faktörün dini hisler ve açlık olduğu ortaya çıktı. Hadiselerin yüzde 14,7’si, Ramazan ayı boyunca sigarayı tabiatıyla bırakmıştı. Araştırmada iştirakçilerin yüzde 80’inde Ramazan ayında günlük sigara tüketme alışkanlığının azaldığı gözlemlendi. Buna nazaran; dini inançların ve ferdî iradenin Ramazan ayında sigara içmeyi azaltmada yahut ortadan kaldırmada ve mahrumluk bulgularını yönetmede tesirli olduğu bulundu" dedi.

"Türkiye’de her gün 300 kişi sigara kaynaklı hastalıklar sebebiyle ölüyor"
Sigara ve başka tütün eserleri tüketiminin tüm dünyada ortak bir sorun haline geldiğini belirten Öztürk, "Zararları açıkça bilinmesine ve kısmen denetim edilebilmesine rağmen tüketimi her geçen gün artmaktadır. Bu durum toplumda maddi, manevi kayıplara yol açmaktadır. Sigara ve tütün tüketiminin kanıtlanmış rastgele bir yararı yoktur. İnsanların kendisine bile isteye ziyan vermesi akıl ve mantıkla açıklanamamaktadır, bunun ismi bağımlılıktır ve üzerine gidilmesi gerekmektedir. Dünyada her yıl 8 milyon insan sigara kaynaklı hastalıklar sebebiyle ölmektedir. Türkiye’de her gün 300 kişi sigara kaynaklı hastalıklar sebebiyle ölmektedir. Bu mevt sayısına Covid-19 pandemisi periyodunda bile ulaşılmamıştır. Öldürmediği durumlarda da hastalıklar ve sakatlıklar ile kendisini gösteren bu bağımlılık, iktisat ve etrafa de ziyan vermektedir. Aile hekimliği kliniğine bağlı olarak, hastanemizde yaklaşık 5 yıldır sigara bıraktırma polikliniği hizmet vermektedir. 1-7 Mart Yeşilay Haftası sebebiyle hazırlanmış olan bu yazının bağımlılara dayanak olması en büyük dileğimizdir" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Aylin Sarıoğlu tarafından
07 Ağustos, 2025 11:36 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Uzun: “Üretim Durursa, Büyüme de Durur”

Anahtar Parti İl Başkanı Sebahattin Uzun “Finans sektörü reel sektörle buluşmadan üretimden, istihdamdan, büyümeden bahsedemeyiz” dedi.

Karabük Anahtar Parti  İl Başkanı Sebahattin Uzun,  üretim daralması ve piyasadaki finansal yansımalarıyla ilgili açıklamasında, imalat, istihdam ve büyüme rakamlarının ciddi daralmayı işaret ettiğini söyleyerek “Talep düşüklüğü sıkı para politikası ve artan üretim maliyetlerinin kapasite kullanımlarını azalttığını, stokların satışa dönmemesi nedeniyle firmaların fiyatlamada sorunlar yaşadığını, uygulanan düşük kur-yüksek faiz politikasının da ihracatı zayıflattığını belirtti ve “Anahtar Parti sadece tespit yapmıyor, çözümlerini de paylaşıyor” dedi.

İl başkanı,Uzun, “Finansman krizi çözülmezse bu gidişle üretim durur, istihdam kaybı artar, büyüme daha da yavaşlar” tespitinde bulunarak ekonomik çarkın sağlıklı işlemesinde kilit rolün üretimde olduğunu, anahtarın ise finansmana erişim zorluğunu ortadan kaldırmak olduğunu söyleyerek, şirketlerin finansmana erişiminde yaşanan sorunların piyasaya yansımalarına dikkat çekti. Uzun, “Şirketlerin sabit giderlerindeki artış ve tedarik sürelerindeki uzama nakit akışlarını zorlamakta, bu durum likidite krizini tetiklemekte, özellikle KOBİ’lerin krediye erişiminin yüksek faiz ve artan risk nedeniyle güçleşmesi sonucunda konkordatoya başvuran firma sayısında da artışlar gözlenmektedir" dedi.

Anahtar Parti Karabük İl Başkanı Sebahattin Uzun üretim ve istihdamdaki daralma ile finansman krizine dikkat çekerek, “Finans sektörü reel sektörle buluşmadan üretimden, istihdamdan, büyümeden bahsedemeyiz” dedi.

İl Başkanı Uzun sıkı para politikası, artan maliyetler ve düşük kur-yüksek faiz politikasının ihracatı zayıflattığını belirterek, KOBİ’lerin yüksek faiz ve risk nedeniyle krediye erişemediğini, konkordato başvurularının ve karşılıksız çeklerin arttığını söyledi.

İl Başkanı Sebahattin UZUN Anahtar Parti’nin 5 çözüm önerisini ise şöyle sıraladı:

"Finansal şeffaflık, hukukun üstünlüğü ve şirket tahvillerine vergi teşviki, Uzun vadeli, düşük faizli KOBİ kredileri ve tedarik zinciri finansmanı,  FinTech çözümleri ve dijital ödeme sistemleri desteği, Vergi adaletine dayalı reform, enflasyon muhasebesi, Yeşil, dijital ve sosyal dönüşüm yatırımlarına öncelik"

Anahtar Parti ile daha iyisinin mümkün olduğunu söyleyen Uzun , “Ekonomik güven erozyonunu durduracak, tutarlı politikalarla kamuoyu güvenini yeniden tesis edeceğiz” dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin