blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
19 Eylül, 2024 00:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Okulda doğru kıyafet ve ayakkabı seçimi önemli

Okula giden çocukların yaklaşık 6-8 saati okulda geçirdiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Nazlı Karakullukçu Çebi, “Çocuklar hava değişimlerine karşı ince ve kat kat giydirilmelidir. Kalın, hava almayan tek kat kıyafetlerden sakınılmalıdır. Okul çağı çocuklarında ayakkabıların sağlığı kadar biçimi de önemlidir” dedi.
Liv Hospital Samsun Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Nazlı Karakullukçu Çebi, okulda kıyafet ve ayakkabı seçimi konusunda ebeveynlere uyarılarda bulundu. Okula giden çocukların yaklaşık 6-8 saati okulda geçirdiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Çebi, “Dolayısıyla rahat, vücuda yapışmayan, kolay hareket etmeyi sağlayan, hava alan pamuklu kumaşlar tercih edilmelidir. Çocuklar hava değişimlerine karşı ince ve kat kat giydirilmeli; kalın, hava almayan tek kat kıyafetlerden sakınılmalıdır” diye konuştu.

“Sandaletler ve spor ayakkabılar tercih edilebilir”
Okul çağı çocuklarında ayakkabıların sağlığı kadar biçiminin de önemli olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Çebi, “Sandaletler, spor ayakkabılar, tırmanma ayakkabıları gibi seçimler yapılabilir. Bu ayakkabıların esnek, iyi havalanan şekilde seçilerek amaca uygun kullanılması uygundur” ifadelerini kullandı.

“Numara olarak 0.5 ila 1 numara büyük ayakkabılar tercih edilebilir”
Ayakkabı seçiminde tabanın da oldukça önemli olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Çebi, “Numara olarak 0.5 ila 1 numara büyük ayakkabılar tercih edilebilir. Ayakkabının dar ve parmak uçlarının ayakkabı ucuyla mesafesi parmak şekil bozukluğu, tırnak batması gibi sağlık problemlerine yol açabilir. Bağcıklı ayakkabılar, bağı çözüldüğünde düşme tehlikesi oluşturabilir. Ayakkabının giyilmesi ve çıkarılması gereken durumlarda ise kolaylık açısından cırt cırtlı ayakkabılar kullanım kolaylığı sağlayabilir” şeklinde konuştu.

HALKI KUCAKLAMAK
blank
Mustafa AKAY tarafından
17 Aralık, 2024 14:14 tarihinde yayınlandı
A+ A-

HALKI KUCAKLAMAK

MUSTAFA AKAY

Vali Mustafa Yavuz'un ziyaretlerini ilgi ve memnuniyetle izliyoruz. Bir yöneticinin halkla sık sık bir araya gelmesi takdir edilecek bir davranış biçimidir. O nedenle Sayın Vali’yi kutluyoruz.
Ülkemizde valilik önemli bir kurumdur. Bir ilde bulunan kurumlar A'dan Z'ye Vali’nin emrindedir.
Vali, bir anlamda orkestra şefi gibidir.
Kendisine bağlı olan kurumları ne kerte uyumlu yönetirse, o denli başarılı olur.
Eskiden babacan valilerimiz vardı. Şimdilerde, onlar artık görülmez oldular.
Bir vali, halkına ve emrinde çalışanlara kaşı, hoşgörülü ve kucaklayıcı olursa başarısı artar. Valinin başarısının artması, ilin de başarılı olmasıyla sonuçlanır.
O nedenle, valinin yaptığı ziyaretler önemlidir. Bu ziyaretlerde, halk dinlenir, sorunlar birinci ağızdan öğrenilir ve çözüme odaklanılır. Esnafa, taksi duraklarına yapılan ziyaret de bu anlamda değerlidir.
Sayın Vali’nin, resmi kurum ve kuruluşlarla, sivil toplu örgütlerine yaptıkları ziyaretler de bir şeylerin gündeme gelmesinde yararlı olur. Bu ziyaretlerin diğer kesimlere de yansıması ise, çok daha iyi verim alınmasına yol açar.
Örneğin Sayın Vali, köylere gidip, köy kahvesinde köylüyle söyleşide bulunursa, o köyü motive eder. Valinin bir işçiyle oturup çay içmesi, sohbet etmesi harika sonuçlar doğurur.
Valiler, her ne kadar Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi iseler de bir partinin elemanı olamazlar. Her siyasi partiye eşit davranmak ve yaklaşmak durumundadırlar. Çünkü valiler siyasetçi değil, devlet adamı olmak zorundadırlar. Sadece iktidar partisiyle ilişki kurup, diğer siyasi partileri yok sayar bir tutuma giren valiler, değerlerini yitirirler.
Bazı valiler protokole sıkışıp kalırlar. Dört duvar arasında oturarak, geleni dinlemekle zaman geçirirler. Oysa ilde Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi olan Vali, halkın ayağına gitmesi gereken kişidir bize göre.
Kapanan bir köy yolunu valinin görmesi, çözümünü kolaylaştırır.
Vali, oturduğu yerden değil, gezdiği, gördüğü yerlerden soruna çare bulmalıdır.
Bazı, valililerimizin bunu yaptığını görüyoruz.
Vali, halkla iç içe bir davranış sergilerse, alt kademedekileri de harekete geçirir. Bürokrasi valiyi örnek alır. Hele hele yıllarca görev yaptıkları halde, köyü, köylüyü bilmeyen kaymakamlar ders alırlar.
Vali, şefkatli ise, emrindekiler de ona uymaya çalışırlar.
Valiler elbette demokrat olmalılar ama otoritelerini de sarsmamalıdırlar.
Karabük'ün ilk Valisi Cemal Ayman, böyle birisiydi. Sabahın altısında korumasız, araçsız Karabük Caddeleri’nde dolaşır, dururdu. Onun için bir iz bıraktı.
Zonguldak'ın efsane valilerinden Nevzat Ayaz da halk tipi valilerin örneklerinden birisiydi. Gittiği köylerde yer sofrasına, bağdaş kurarak oturur, köylüyle yemek yer, bu arada da onları dinlerdi.
Karabük'ümüze gelen valilerimizden Cemalettin Sevim de ayrım yapmaz her yeri ziyaret ederdi. Hele hele Can Direkçi'nin bu konularda hakkı yenmezdi. Son dönem valilerinden Kemal Çeber'de bu tür valilere örnek gösterilebilecek yöneticilerdendi.
Her ne kadar tanışmasak da basından izlediğimize göre, Karabük Valisi Mustafa Yavuz, iz bırakacak valilerden birisi olacak gibi geliyor bize.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.