Ihlas Haber Ajansı tarafından
19 Ekim, 2024 00:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Menopozu sağlıklı yönetmenin yolları

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Gülsün Özbay, doğal bir süreç olan menopozun düzenli doktor kontrolü ve sağlıklı bir yaşam tarzı ile rahat atlatılabileceğini söyledi.
Menopoz, kadınlarda 45-55 yaş arasında adet döngüsünün kalıcı olarak sona ermesi ile başlayan doğal bir süreç olarak nitelendiriliyor. Medicana Sağlık Grubu doktorlarından Opr. Dr. Gülsün Özbay, kadınlarda birçok sıkıntıya yol açan menopozun etkilerinin ortadan kalkması için dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında açıklamalarda bulundu.

“Düzenli doktor kontrolü ve sağlıklı yaşam tarzı, menopozu rahat atlatmaya yardımcı olur”
Menopozun kadın bedeninde önemli değişikliklere yol açtığını ve sıcak basması, uyku problemleri, ruh hali dalgalanmaları gibi belirtilerin sık görüldüğünü belirten Medicana International Samsun Hastanesi’nden Opr. Dr. Gülsün Özbay, “Menopoz, her kadının yaşadığı bir süreçtir ancak her kadında farklı belirtilerle ortaya çıkabilir. Düzenli doktor kontrolleri ve sağlıklı bir yaşam tarzı bu dönemi daha rahat atlatmaya yardımcı olur. Menopoz sadece hormonal değişikliklerle sınırlı değildir, vücudun genel sağlığı üzerinde de etkiler oluşturur. Bu dönemde düzenli kemik yoğunluğu ölçümleri, kalp sağlığı taramaları ve diğer tıbbi kontroller ihmal edilmemelidir” dedi.
Yaşam tarzı değişiklikleri ve diğer tedavi yöntemleri hakkında da bilgi veren Opr. Dr. Özbay, “Sigara ve alkolden uzak durmak, yeterli kalsiyum ve D vitamini almak menopoz döneminde sağlık için önemlidir. Menopoz, bazı kadınlarda günlük yaşamı zorlaştırabilecek düzeyde semptomlara neden olabilir. Bu durumlarda hormon tedavisi ve diğer medikal yaklaşımlar da değerlendirilebilir. Ancak her kadının tedavi süreci de bireysel olarak ele alınması gerekir” diye konuştu.

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.