Karabük Postası tarafından
22 Ekim, 2022 23:27 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Köse: ” Önce Bizim Sahip Çıkmamız Lazım.”

Safranbolu Kaymakamlığı, Safranbolu Belediyesi ve Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı paydaşlığında gerçekleştirilen Altıncı Safran Hasadı Festivali ilk gününde Babasultan Mahallesinde bulunan Şehitlik önünden Kazdağlıoğlu Meydanına kortej yürüşü ile başladı.

Kazdağlıoğlu Meydanında bir konuşma yapan Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, kısa süre önce Bartın / Amasra da meydana gelen maden faciasında hayatını kaybeden 41 madenciye başsağlığı diledi. Konuşmasında, etkinliğe katılan Kardeş Ülke Azerbaycan Temsilcisi Elçin Gafarlı ve “Safranlı Lezzetler ve Öyküler” kitabını hazırlayan Sedef İybar’a da teşekkür etti.

Başkan Köse’nin konuşmasının ardından katılımcılara Cinci Macunu ikramı ve Zerde kazanının kaynatılması sonrası zerde ikramları yapıldı.

Safran Hasadı Festivali 2. Günüde Dolu Dolu Geçti.

Safranbolu’da 6. Safran Festivali etkinliklerinin ikinci gününde safran hasadı yapıldı. Vatandaşlar safran hasadına akın ederken, safranlı yiyecekler ikram edildi.

Safran Hasadı Festivali’nin 2’nci gününde Yukarı Çiftlik köyünde İsmail Yılmaz’ın 27 dönüm arazisinde safran hasadı yapıldı.

Programa Vali Yardımcısı Muhittin Gürel, Safranbolu Kaymakamı Şaban Arda Yazıcı, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, Pınarbaşı Belediye Başkanı Şenol Yaşar, Kültür ve Turizm Vakfı Başkanı Şefik Dizdar, Kamu Kurumlarının Yöneticileri, Sivil Toplum Kuruluşlarının Temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı Başkanı Şefik Yılmaz Dizdar: “Önümüzdeki yıllarda çok daha geniş kapsamlı ve safranın daha çok insan tarafından yetiştirilmesini, bitkilere göre daha karlı bir duruma getirilmesini sağlama aşamasındayız.”

“NİYETİMİZ KÖYÜMÜZÜ SAFRAN ÜRETİM ALANI YAPMAK”

2015 yılından beri Yukarı Çiftlik köyünde safran yetiştiriciliği yapan İsmail Yılmaz ise yaptığı konuşmada şu konulara değindi:” Niyetimiz köyümüzü safran üretim alanı yapmak. Panel yapıldığında orada drone ile çekilmiş çeşitli fotoğraflar gördük. Yüzlerce dönüm alanda safran vardı. Bu köyde bunu göreceğiz”

“ÖNCE BİZİM SAHİP ÇIKMAMIZ LAZIM”

Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse ise yaptığı konuşmada, “Aslında çok daha geniş içerikli bir program hazırlamıştık ama Amasra’da meydana gelen maden faciası sebebi ile etkinliklerimizin büyük bölümünü iptal ettik. Safranın daha değerinin onda birini bile anlamamışız ve de ona hakettiği değeri verecek çalışmaları daha yapmamışız. Emekliyoruz yani. Çünkü safranın birçok kullanıldığı alan var ama en çok da bizim ekmek yediğimiz turizm sektörüne faydası var. Dün yürüyüşte katılım çok azdı. Bugün de turizmden ekmek yiyen arkadaşlarımızın katılım sağlamadığını görüyoruz. Önce bizim sahip çıkmamız lazım” dedi.

“DEVLETİMİZİN ELİ İLE SAFRAN YEŞERTİLDİ”

 Açılışta son olarak Safranbolu Kaymakamı Şaban Arda Yazıcı konuştu.Yazıcı,” Topraktan çok güzel bir bitki yeşeriyor. Bu değerli bitkinin adı bu güzel şehre adını veren safran… Kadim insanımızın ellerinde devletimizin, yerel yönetimlerin ve STK’ların sayesinde bu güzel günlere getirildi” diye konuştu.

Konuşmaların ardından katılımcılar safran hasadı yaparken misafirlere çeşitli ikramlarda bulunuldu. Etkinlikte Safranbolu Belediyesi tarafından üretimine devam edilen ve Coğrafi işaret alan Safranbolu Kıtırı’na da büyük ilgi olduğu gözlerden kaçmadı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
20 Mayıs, 2025 15:03 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

İHMAL EDEREK SONUNDA BÜYÜK BEKA SORUNU HALİNE GETİRDİK !

Tarımı ihmal ülkeye ihanettir. Anadolu toprakları 300 milyon nüfusa yetebilecek bir potansiyele sahipken, bugün maalesef kendi kendine yetemiyor. Tarıma dair ne varsa gübresinden tohumuna kadar ithal ediyoruz. Bunun için milyarlarca dolar ödüyoruz. Bizim kadar tarım ithalatı yapan kaç ülke var?

Demoğrafik yapımızın bozulmasından tutun sınırlarımızın dibindeki yeni oluşumlara kadar o kadar büyük beka sorunlarımız varken, birde tarımı beka sorunu haline getirdik. Tarım milli meseledir,
siyaset üstüdür.
Şimdi bu yazdıklarımı okuyunca, "Tarım ihmal edilmemiştir çiftçimizin yanındayız, çok büyük destekler veriyoruz" diyenler olacaktır.
O yüzden mi bir zamanlar bu ülkede yetişen yüzlerce ürünü yüzlerce milyar dolar ödeyerek, dünyanın her yerinden ithal ediyoruz ?

Ülkemizde tarım arazileri büyük bir hızla azalıyor, buna bağlı olarak kırsaldaki genç nüfusda azalıyor. Yüksek üretim maliyetleri nedeniyle çiftçi üretmekte isteksiz davranıyor. Nitekim yüzölçümü 78,35 milyon hektar olan Türkiye'nin, uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı son 20 yılda 26,6 milyon hektardan 23,9 milyon hektara geriledi.

Artan ülke nüfusuna oranla artması gereken tarım arazilerimiz; son 20 yılda yüzde 9 oranında azaldı. Bunun temel nedenlerinden biri tarım arazilerinin turizm ve madencilikte kullanılması, ikinci neden tarım arazilerinin yerleşime açılması.

2002 yılında % 35 olan tarım sektöründe çalışanların oranı 2024 yılı itibariyle 14.8 e düşmüş.
Çiftçinin borcu 20 yılda 187 kat artmış. 2005 yılında 5 milyar TL olan çiftçinin borç tutarı 2025 yılında 935 milyar TL olmuş
Bu sürede çiftçiye verilen destek ise sadece 33 kat artmış.

Aşağıda sıraladığım şu maddelere parti programında yer veren ve milletimize bunların kararlılıkla, taviz vermeden uygulanacağını garanti eden bir muhalefet partisi var mı?

1.) Geçmişte, tarımda kendi kendine yeten ülkemizi; Başlatacağımız büyük tarım seferberliği ile tekrar hem kendi kendine yeten hemde tarım ürünleri ihraç eden bir ülke haline getireceğiz.
2.) Elektriği kamulaştırarak halkımızın ucuz elektrik tüketmesini sağlayacağız.
Özelleştirilen tüm stratejik kurumlarımızı ve fabrikalarımızı tekrar devlet güvencesine alacağız. Ülkemizin en büyük sorunu olan işsizliğin önüne geçmek için süratle yeni fabrikalar ve iş yerleri açacağız.
3.) Tarımla birlikte en çok ihmal edilen eğitimde gerçek bir reform yaparak çağı yakalayan dünya ile rekabet edebilen bir eğitim sistemini hayata geçireceğiz.
4.) Bilimde; teknoloji ve arge de dünya ile rekabet edebilen bir ülke olmanın yollarını açacağız.Teknik eğitime ağırlık vereceğiz.
5.) Her türlü görevlendirmede mutlaka liyakati esas alacağız.
6.) Devlet ihalelerini adam kayırmadan açık ve şeffaf bir şekilde hak eden şirketlere vereceğiz.
Ülkenin acil ve hayatı yatırımlarına öncelik vereceğiz.
7.) İsrafa şatafata, saltanata ve gereksiz harcamalara son vereceğiz.
8.) Üniversitelerimiz kendi rektörlerini kendileri seçecek.
Bilim adamlarımız özgürce korkmadan düşüncelerini ifade edebebilecekler.

  1. ) Kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargıyı mutlaka hâkim kılacağız.
    10.) Düzensiz göç mutlaka önlenecek. Ülkenin demografik yapısının bozulmasına asla müsaade edilmeyecek. Ülkenin her yerinde diledikleri gibi ikamet eden, en büyük kentlerde kendilerine istedileri gibi “gettolar” yaratan ve doğumlar nedeniyle sayıları hızla artan Suriyeliler uygun şartlar sağlanarak en kısa sürede ülkelerine geri gönderilecek.

Bana göre, bu hükümlerin tamamını parti programına koyan ve kararlılıkla hayata geçirebileceğine halkı ikna edebilen bir muhalefet ne yazık ki yok! Çeşitli muhalefet partilerinin programlarında yazdıklarımın bir kısmı farklı cümlelerle mutlaka vardır. Ancak, açık, net ve gerçekçi çözüm yollarıyla yer almadığı kanaatindeyim.

İşte bu nedenle ülkede iktidar kadar muhalefet sorunu da vardır.

İlyas Erbay

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.