Karabük Postası tarafından
02 Ağustos, 2023 14:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Kent Dokusuna Yakışır Çevre Düzeni Yapılmalı

Safranbolu’nun tarihi ve turistik köylerinden biri olan İncekaya (Gayza) köyü girişinde yer alan tabelalar çevre estetiğini bozarak görsel kirliliğe neden oluyor UNESCO tarafından koruma altına alınan Safranbolu'nun İncekaya (Gayza) Köyü girişine yerleştirilen tabelalar, çevreye kötü bir izlenim bırakıyor. Köyün doğal güzelliklerini ve atmosferini gölgeleyen bölgedeki gezi mekânlarını belirtmek için yerleştirilen tabelalar, çevre estetiğini bozarak görsel kirliliğe neden oluyor. Esentepe mahallesinden köy yoluna giriş kavşağı, yol kenarındaki düzensiz ve bol sayıdaki tabelalar hemen yanındaki trafonun ve durağın sökük taşları içerisindeki görüntü tepki çekerken, bölgeyi ziyarete gelen  turistler bu görüntünün  dünya miras kenti Safranbolu’ya yakışmadığını ifade ettiler.  Bölgeyi ziyarete gelen misafirler, Safranbolu’da birçok yerde  cephe ve kavşak düzenlemesi yapıldığını  ve kentin siluetinin ahşap ve beyaz renklerle bütünlük kazandığını belirtirlerken,  "Neden bu köye de aynı özen gösterilmiyor" diyerek serzenişte bulundular. KENT DOKUSUNA YAKIŞIR ÇEVRE DÜZENİ YAPILMALI Safranbolu’nun kent dokusuna yakışan bir çevre düzenlemesinin yapılması önem taşıyor. Safranbolu’nun kente en yakın köy konumunda kalan İncekaya (Gayza) köyünde, tarihi konakları, 225 yıllık tarihi su kemeri ve cam terası yer almaktadır. Bu köye gelen turistler, tarihi atmosferi soluyarak huzur dolu bir gezi yapmak istemektedir. Ancak son zamanlarda yapılan tabela yerleştirmeleri, bu huzuru gölgelemektedir. Tabelaların fazlaca kullanılması ve kötü bir planlama ile yerleştirilmesi, çevrede hoş olmayan bir görüntü oluşturmaktadır.blank Özellikle tabelaların gelişi güzel koyularak, köy girişinde yer alması, yaşadığımız kültür ve turizm kentinin önemini gölgede bırakmakta ve tabela karmaşasına neden olmaktadır. Bu durum, köyde gezip görmek isteyen turistleri rahatsız etmekte ve tarihi güzellikleri yaşayamamalarına neden olmaktadır. Ayrıca, bilgilendirme amacıyla kullanılması gereken tabelaların bozulmuş, dönmüş veya okunaksız olması da ziyaretçilerin yönlendirilmesini zorlaştırmaktadır. İncekaya Köyü'ne gelen turistlerin çoğu, tabelalardan doğru bilgileri alamamaktan dolayı zor durumda kalmaktadır. İncekaya Köyü'nde tabelaların kurulumunda daha dikkatli olunması ve estetik bir düzenin sağlanması gerekmektedir. Turizm sektöründe deneyimli bir ekip tarafından oluşturulan bir komisyonun, tabelaların yerleştirilmesi ile ilgili belirli kurallar ve standartlar belirlemesi önemli bir adım olacaktır. Bu kurallar, tarihi yapılarının önemini vurgularken çevre düzeninin korunmasını ve turistlerin köydeki yerlere rahat ulaşabilmesini sağlayacaktır. Köy sakinleri  ise konuyla ilgili olarak: “İncekaya Köyü'nün önemli bir turistik destinasyon olduğunu düşünürsek, tabelaların çevreye kötü bir izlenim vermesi, bu tarihi güzelliklerin keşfedilemeyeceği anlamına gelir. Bu nedenle, köyün yöneticileri ve ilgili merciler, bu konuya dikkat ederek çözüm üretmeli ve tabela yerleştirme planlarında estetik ve çevreyi koruyan bir yaklaşım sergilemelidir. Bu sayede, sadece tarihi güzellikleri korumakla kalmayıp, çevre dostu bir turizmin gelişmesine katkıda bulunmuş olacaklardır" diye konuştular.  (Haber Merkezi)
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
12 Haziran, 2025 12:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Asya kökenli kene için hastalık bulaştırma riski şimdilik yok, patojen taraması yapılacak

Türkiye’de birinci defa görülen Asya uzun boynuzlu kenesinin şu an için hastalık taşıdığına dair rastgele bir bulgu bulunmadı.
Türkiye’de birinci kere tespit edilen Asya uzun boynuzlu kenesi (Haemaphysalis longicornis) hakkında açıklamalarda bulunan Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Kısım Lideri Prof. Dr. Adem Keskin, şu an için ülkemizde tespit bu çeşide ilişkin örneklerin rastgele bir hastalık etkeni taşıdığına dair bilimsel bir bilgi bulunmadığını belirtti. Keskin, kenenin sonlu bir bölgede bulunduğunu, vatandaşlara panik yapmamaları davetinde bulundu. Kenelerin tabiatta birçok canlıdan kan emerek ömrünü sürdüren dış parazitler olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Keskin, bu nedenle hastalık taşıma potansiyeline sahip olsalar da, her vakit hastalığı bulaştırma da rol alacağı manasına gelmediğini vurguladı. Türkiye’de yaygın olarak bilinen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının ana taşıyıcısının "Hyalomma marginatum" isimli kene çeşidi olduğunu tabir eden Keskin, bu virüsün dünya genelinde 30’dan fazla kene çeşidinde tespit edilebildiğini lakin bunların hepsinin bulaştırıcı olmadıklarını belirtti.

Prof. Dr. Keskin; "Bir kenede hastalık etkeninin bulunması, onun hastalık bulaştıracağı manasına gelmez"
Dünyada binden fazla kene çeşidi bulunduğunu belirten Keskin, "Keneler parazit canlılardır ve hastalık bulaştırma potansiyeli olan parazitlerdir. Fakat bir kenede hastalık etkeninin bulunması, onun hastalık bulaştıracağı manasına gelmez" dedi.
"Şu anda bu yeni tespit edilen tıbbın (Haemaphysalis longicornis) KKKA üzere önemli bir hastalık bulaştırdığına dair rastgele bir bulgu yok"
Yeni tespit edilen "Haemaphysalis longicornis" çeşidi için şimdi rastgele bir bilimsel çalışmanın yapılmadığını tabir eden Keskin, mevzuyla ilgili projelerin hazırlandığını ve Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi tarafından desteklenen çalışmalar kapsamında toplanılan kenelerde patojen taraması yapılacağını söyledi. Bu taramalarla, kelam konusu kene cinsinde patojen taraması yapılacak. "Şu anda bu yeni çeşidin KKKA üzere önemli bir hastalık bulaştırdığına dair rastgele bir risk kelam konusu değil. Ülkemizde bu hususta net bir bulgu yok. İlgili kurumlarla temas halindeyiz, iş birliği içinde yapılacak bilimsel araştırmalar sonuçlandığında kamuoyuyla şeffaf formda paylaşacağız" diyen Prof. Dr. Keskin, yapılan çalışmalar tamamlanmadan kesin yargılarda bulunmanın hakikat olmadığını da kelamlarına ekledi.

Bizi sosyal medyadan takip edin