Karabük Postası tarafından
25 Eylül, 2023 10:43 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Kargo şirketlerinde bu hatalara düşmeyin

Son yıllarda tüketiciler, üreticiler ve kargo şirketleri arasında yaşanan olumsuzluklar hakkında konuşan Av. Dr. Ali Önal, tarafların hak ve sorumlulukları hakkında bilgiler verdi. Taşıyıcı şirketlerin hasar gören paketlerde sorumluluk kabul etmediklerine dair imza istedikleri iddiaları hakkında konuşan Önal, “Kargo şirketlerinin sorumluluk kabul etmiyorum şeklindeki söylemi varsa, bunlar geçersiz ihtirazı kayıtlardır. Bunların her şekilde tüketicinin lehine olacak şekilde yorumlanan Yargıtay kararları mevcuttur. Vatandaşların imza atmaması mümkündür” dedi.

Son yıllarda internet alışverişlerinin artmasıyla tüketiciler, üreticiler ve taşıyıcı firmalar arasında birçok anlaşmazlık meydana geliyor. Taraflar, çoğu zaman yaşadıkları anlaşmazlıkları hukuk yoluyla çözüme kavuşturmaya çalışırken, özellikle tüketiciler, bireysel hak ve sorumlulukları hakkında yetersiz bilgi sahibi olduğu için, hukuk yoluna başvurmaktan çekiniyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Avukat Dr. Ali Önal, vatandaşların, gerekli durumlarda hukuk yoluyla haklarını aramalarını, yasaların tüketiciyi de koruduğunu belirtti. Tüketicilerin, kargo şirketleri aracılığıyla teslim aldığı ürünleri kontrol etmesinin, ayıplı ya da yanlış ürün gelmesi durumunda, ürünü şerh düşerek almasının çok önemli olduğunu ifade eden Önal, “Ayıplı ürünü şerh düşmek şartıyla ürünü teslim alan tüketiciler, ürünü teslim aldıktan sonra dilerse doğrudan dava yoluna başvurabilir, dilerse de kargo şirketine iade edebilir” dedi. “Tüketici mağdur olduğu zaman kanun uyarınca hak iddia edebilir” Eskişehir’de hizmet veren Avukat Dr. Ali Önal, internet alışverişi yaptıktan sonra ürünü kargo şirketleri aracılığıyla teslim alan vatandaşların, mağdur olmaları halinde hak iddia edebileceklerini söyledi. Kanunların hem üreticileri hem aracı şirketleri hem de tüketicileri koruduğunu dile getiren Önal, “Günümüzde internet satışlarının artmasıyla birlikte satış şirketleri, internet siteleri gibi satışa aracılık eden şirketler ve kargo şirketleri arasında ürünlerin teslimatı noktasında pek çok sorunlu vakada karşılaşmaktayız. Örnek vermek gerekirse, tüketici bir ürünü internet sitesinden satın alıyor. Ancak bu ürün kargo şirketiyle tüketiciye teslim ediliyor. Tüketici ürünü açıyor, bakıyor ki ürün hatalı, istediği gibi olmayan, kırık ya da yanlış ürün gönderilmiş. Bu durumda tüketici ile hem internet sitesi hem ürünü üreten hem de bu ürünleri teslim eden kargo şirketi arasında bir ihtilaf meydana geliyor. Aslında bir tarafta tüketici var, tüketicinin karşısında da 3 tane farklı kurum var. Birincisi üretici, ikincisi aracı şirket üçüncüsü de kargo şirketi. Tabii burada tüketici kendisi mağdur olduğu için bu üç şirkete birden tüketici kanunu uyarınca müteselsil sorumluluk çerçevesinde hak iddia edebilir. Yani tüketici diyebilir ki; ‘bir aracı internet sitesine ben ürün iadesi yapmak istiyorum, istediğim ürün gelmedi.’ Alıcı kişi üreticiye doğrudan başvurabilir, tüketici kanunu buna izin veriyor. Tüketici, hasarın kargo şirketinden kaynaklandığını görüyorsa, bu konuda doğrudan kargo şirketine de başvuruda bulunabilir” dedi. “Ürünler teslim alındıktan sonra derhal kontrol edilmeli” Üretici firmalar ve aracı şirketlerin sorumluluğu olduğu gibi tüketicilerin de sorumlulukları olduğunu ifade eden Avukat Dr. Ali Önal, tüketicinin asıl sorumluluğunun ürünü kontrol etmesi olduğunu söyledi. Ürün teslim alınır alınmaz kontrol etmenin yasal zeminde net bir avantaj olduğunun altını çizen Önal, “Yargıtay’ın 2021 yılında Hukuk Genel Kurulu’nun vermiş olduğu bir karar var. Bu kararda der ki, ‘Tüketici, ürünü teslim aldıktan sonra kargo şirketinden derhal muayene etmelidir.’ Eğer muayene etmesi sonrasında bir hasar görmüş ise bunu ihtirazı kayıt dediğimiz, kargo şirketinin temsilcisine şerh düşmek şartıyla; yani ‘bu ürün hatalı geldi, kırık geldi, dava hakkı saklıdır’ gibi bir şerh düşmek şartıyla ürünü teslim alabilir. Bu ürünü teslim aldıktan sonra tüketici dilerse doğrudan dava yoluna başvurabilir, dilerse de kargo şirketine bunu iade edebilir.   Bu noktada Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da tüketicinin hakkının baki olduğunu, ihtirazı kayıt düşmek şartıyla belirtmektedir. Ayrıca zaten bu durum bizim Türk Ticaret Kanunu 889’uncu maddesinde de yine taşıyıcının yükümlülüklerini belirtmiş. Yani bu taşıyıcı kargo şirketinin yükümlülüklerini belirtmiş. Orada der ki; ‘tüketici derhal bunu ürünü kontrol edip açık bir ayıp varsa bunu belirtir. 7 gün içerisinde yine iade edebilir ancak nihayet ayıplı bir ürün varsa, kargo şirketinin sorumluluk açısından 21 güne kadar tüketicinin bildirim yükümlüğü vardır.’ Tabii ki asıl tavsiyemiz ürünler kontrol edilmeli. Teslim alındıktan sonra derhal kontrol edilmeli. Kırık hata vesaire var ya istediğim ürünü bu derhal ilgili temsilciye veya kargo şeklinde belirtilmeli ki burada süreler çok önemli. Süreler geçtiği zaman tüketicinin bütün bildirim hakları ortadan kalkıyor. Bir de son olarak şunu ekleyeceğim, geçtiğimiz sene Eylül ayında mesafeli satış yönetmeliği Yürürlüğe girdi. Bu yönetmelikte tüketicinin 14 gün içerisinde kayıtsız şartsız cayma hakkının da olduğu da belirtilmişti” şeklinde konuştu. “Kargo şirketlerinin ‘sorumluluk kabul etmiyorum’ şeklindeki söylemleri geçersiz ihtirazı kayıtlardır” Vatandaşların bireysel gönderimlerdeki haklarından da bahseden Avukat Dr. Ali Önal, son dönemlerde birçok vatandaşın, kargo şirketlerinin sorumluluk kabul etmemek için imza attırdıkları iddiaları üzerine de konuştu. Böyle bir uygulamanın olmaması gerektiğini dike getiren Önal, şöyle konuştu; “Kargo şirketlerinin sorumluluk kabul etmiyorum şeklindeki söylemleri geçersiz ihtirazı kayıtlardır. Bunların her şekilde tüketicinin lehine olacak şekilde yorumlanan Yargıtay kararları mevcuttur. Vatandaşların, imza atmaması mümkündür. Alıcılar ise ürünü tam olarak kontrol etmeden teslim aldığını belirten bir şekilde imza atması yerinde bir uygulama olacaktır.” (İHA)
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Berkay Doğan tarafından
26 Mayıs, 2025 19:45 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Saadet Partisi Karabük İl Başkanlığı’ndan Gazze’ye Destek ve Meclis Çıkışı

Saadet Partililer, Karabük İl Başkanlığı önünde Gazze’de yaşanan insanlık dışı saldırılar ve savaş suçlarına dikkat çekti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılması planlanan genel görüşme talebinin reddedilmesine tepki gösterdi. Başkan Gündoğdu, vicdan ve adalet duygusunu ön plana çıkarırken, insani yardımlar ve milli güvenlik konularında daha etkin ve cesur adımlar atılması gerektiğine vurgu yaptı.

Saadet Partisi Karabük İl Başkanı Aziz Gündoğdu basın açıklamasında, önergenin 21 Mayıs Çarşamba günü Meclis Başkanlığı’na sunulduğu ve o gün AKP ile MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildiğini hatırlattı.

Açıklamada, insani yardım ve adalet talebinin devlet tarafından karşılık bulması amacıyla yapılan girişimlerin bilinçli olarak engellendiğini kaydeden Gündoğdu: “GAZZE İÇİN GENEL GÖRÜŞME ÖNERİMİZ REDDEDİLDİ: TARİH BU KARARI UNUTMAYACAKTIR! Saadet Partisi olarak, Filistin halkına yönelik süregelen insanlık dışı saldırıların sona erdirilmesi, Gazze’de işlenen savaş suçlarının cezasız kalmaması ve Türkiye’nin bu konuda daha etkin bir politika belirlemesi adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Genel Görüşme açılması talebinde bulunduk.
Bu önerimizi 21 Mayıs Çarşamba günü Meclis Başkanlığı’na sunduk ve ne yazık ki aynı gün AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Amacımız; insani yardım faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak, Gazze halkının sesi olmak ve ülkemizin vicdan sahibi her ferdinin beklentisine cevap verecek somut adımların atılmasıydı.
Ancak bu karar, vicdanlarda derin bir yara açmıştır. Zira bugün sessiz kalınan her zulüm, yarın daha büyük acıların ve daha derin pişmanlıkların habercisidir. Türkiye, tarihi boyunca mazlumun yanında
durmuş bir milletin evlatlarından oluşmaktadır. Bu duruşa yakışmayan her karar, sadece meclis tutanaklarına değil, milletimizin hafızasına da kara bir leke olarak kazınacaktır.
Buradan bir kez daha sesleniyoruz:
Gazze yanarken susanlar, insanlık sınavında sınıfta kalmıştır!
Saadet Partisi olarak, mazlumun yanında durmaya, adaletin ve insanlığın sesini her platformda yükseltmeye devam edeceğiz. Zulme karşı susmayacak, vicdanların sesi olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Bu olumsuz kararın alınmasında red oyu verdilerse başta Karabük milletvekilleri olmak üzere iktidar milletvekilleri hangi yüzle "Gazze bizim meselemizdir" diyerek milletin karşısına çıkacaklardır?
Geçen seçimde “AKP kaybederse Gazze düşer” diyen iktidar mensupları; şimdi kazandınız, ama Gazze düştü! İsrail kazandı, Gazze kan ağlıyor. Bu akan kanın ve dökülen gözyaşlarının hesabı, elbet bir
gün sizden sorulacaktır.
Saadet Partisi’nin Gazze’ye yardım ulaşması ve yardımların devamlılığının sağlanması amacıyla TBMM’ye sunduğu bu önergeye AKP ve MHP gruplarının ret verdiğini kamuoyu bilmektedir. Ancak
dikkat çekici bir hususu özellikle vurgulamak istiyoruz: AKP grubu, bu önergeden hemen önce Meclis'te sadece 40 kişiyken, önerge görüşmesine gelindiğinde bir anda 173 milletvekiliyle ret oyu vermek
üzere salona dolmuştur.
Bu RED verenler arasında Karabük milletvekilleri var mı?
Bu soruya cevap verecek üç kişi var: Karabük CHP Milletvekili Sayın Cevdet Akay, Karabük AKP Milletvekilleri Sayın Cem Şahin ve Sayın Ali Keskinkılıç.
Kendileri bu önergeye red oyu verdilerse, özellikle Gazze’ye hassasiyet gösteren ve kendilerine oy vermiş mütedeyyin vatandaşlarımıza açıklama yapmak zorundadırlar. Eğer red oyu vermedilerse, peki neden
partilerinin Gazze karşıtı bu kararına itiraz etmediler? Bu konuda bir çalışma yürütmeyi düşünüyorlar mı?
Sayın milletvekilleri sizlere sesleniyoruz:
Gazze için yapılan yürüyüşlerde görünmek kolay, ama Meclis’te İsrail
aleyhine oy vermek cesaret ister!
Kameralar önünde slogan atmak kolay; ama Gazze için somut bir
adım atmak, vicdan ve iman meselesidir!
Bu millet artık söz değil, icraat istiyor. Samimiyet görmek istiyor.
Bugün burada sadece bir önergenin reddini değil, bir vicdanın inkârını
yaşıyoruz!
Ve tam da bu noktada tekrar altını çiziyoruz:

"Siyonist düşman her platformda vahşiliğini sürdürürken, biz
evlerimizde nasıl huzurla oturabiliriz?
Bugün harekete geçilmezse, yarın çok geç olacaktır!"
Şu soruları hep birlikte haykırıyoruz:

  • Mehmetçiğimiz Kore’ye gitmedi mi?
  • Libya’ya, Afganistan’a asker göndermedik mi?
  • Neden Gazze’ye gönderemiyoruz?
  • Ukrayna’ya, Azerbaycan’a SİHA’lar giderken Gazze’ye neden
    sadece dua gidiyor?
    Gazze sadece bir coğrafya değil; bir iman, bir şeref, bir millet vicdanı
    meselesidir!
    Ankara’nın güvenliği Gazze’yi savunmaktan başlar. İstanbul’un huzuru,
    Kudüs’ün onurundadır.

Bu bağlamda mevcut AKP hükümetine açık çağrımızdır:

  1. İncirlik Üssü derhal kapatılmalıdır.
  2. Kürecik Radar Üssü lağvedilmelidir.
  3. İsrail’le iş birliği yapan çifte vatandaşlar vatandaşlıktan
    çıkarılmalı ve yargılanmalıdır.
  4. Bakü-Tiflis-Ceyhan hattından İsrail’e giden petrol derhal
    durdurulmalıdır!
    Karabük’ün seçilmiş milletvekilleri Sayın Cem Şahin, Sayın Ali
    Keskinkılıç ve Sayın Cevdet Akay’dan açık talebimiz şudur:
    Bu çağrımızı Meclis gündemine taşıyınız.
    Gazze için verilen her önergeye ve insani çabaya destek olunuz.

Saadet Partisi’nin sunduğu bu ve benzeri tekliflerde milletimizin,
vicdanın ve adaletin yanında durunuz.
Zira bu çağrının muhatabı sadece milletvekilleri değil, aynı zamanda
tarihtir, vicdandır ve Allah’tır." ifadelerinde bulundu.

Haberin Videosu İçin Tıklayınız.

Bizi sosyal medyadan takip edin