Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
21 Ağustos, 2023 08:48 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Karadeniz’de bu yıl palamut yok, hamsi var

Samsun Bölgesi Su Eserleri Kooperatifleri Birliği Lideri Atıf Malkoç, bu yıl Karadeniz’de palamut olmadığını ancak hamsinin bol olduğunu söyledi.
15 Nisan’da yasaklanan av dönemi 1 Eylül gecesi balıkçıların ‘Vira Bismillah’ demesi ile başlayacak. Yaklaşan dönem öncesi denizlerdeki son durum hakkında bilgi veren Lider Malkoç, geçen yıl bu vakitte tezgahlara düşen çingene palamudunun bu sene hiç görünmediğini, dönemin geri kalanında da palamudun olacağını düşünmediğini söyledi. Hamsi ve öbür balık tiplerinde ise bolluk yaşanacağına dikkat çeken Malkoç, değerli açıklamalarda bulundu.

“Palamut yok, hamsi bol”
Karadeniz’de yaptıkları araştırmalar sonucunda palamudun görülmediğini bunun nedenini de hava kurallarına bağlayan Lider Atıf Malkoç, “Bu sene Karadeniz’de palamut yok. Geri kalan tüm dönem balıkları ise denizde görünüyor. Palamudun olmaması ve mazot fiyatları haricinde bir kahrımız yok. Geçen yıl Ağustosun 10’unda çingene palamutları tezgahlardaki yerini alıyordu. Bu sene ise palamut hiç havyar tutmamış. Çok yağmur yağdığından ötürü palamudun olmadığını düşünüyor. Sevindirici olan taraf ise bu sene hamsinin çok olacağını ümit ediyoruz. Hamsinin yanı sıra mezgit, istavrit ve barbunun da çokça olacağını öngörüyoruz” dedi.
Balıkçılar, Samsun’da 31 Ağustos’u 1 Eylül’e bağlayan gece düzenlenecek merasim ile balık avlamak için Karadeniz’in bereketli sularına açılacaklar.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Temmuz, 2025 13:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİR ÜLKE İÇİN EN TEHLİKELİSİ !

Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir!
Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.

Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden
Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor;
"İnsan aklı kadar görür.
Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir.
Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır.
İnsan yığınları yalancıya kızmaz.
Kendiside yalancıdır da ondan.
İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der.
"Yığın", "toplum" değildir.
Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."

Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir..
Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.

Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.

Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur.
Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz.
Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!

Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler.
Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez!
Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!

Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz?
Yığın mıyız?

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.