"Yüzyıllar boyunca kültürün, ticaret ve zanaatın kalbi olmuş bu nadide şehir, “koruma bilinci” konusunda tüm dünyaya örnek bir model sunmuş; mimari mirasını olduğu gibi ruhunu da geleceğe taşımayı başarmıştır.

Bu kadim mirasın en belirgin yansımasını oluşturan, ahşap ve taşın ustalıkla birleştiği tarihi Safranbolu evleri, yalnızca bir mimari üslup değil; aile hayatının düzenini ve geleneksel yaşam kültürünü günümüze taşıyan değerli birer tarih aynasıdır.

Bu özgün yapıların oluşturduğu bütünlük, şehrin asırlardır süren zanaatkarlık geleneğiyle tamamlanmakta; demirin ateşle buluştuğu ocaklardan bakırın sabırla işlendiği tezgâhlara, yemeninin ince dokusundan geleneksel ahşap işçiliğine kadar uzanan köklü bir üretim kültürüyle desteklenmektedir.

Tüm bu tarihi ve kültürel zenginlik, Safranbolu’nun doğal güzellikleriyle birleşerek daha da anlam kazanmaktadır.

Kanyonları, mağaraları ve zengin biyolojik çeşitliliğiyle öne çıkan bu eşsiz coğrafya; doğa, kültür, tarih ve insan emeğinin bir arada yaşadığı, korunması gereken bir insanlık emaneti olarak her geçen gün daha fazla değer görmektedir.

Böylesi bir kültür ve doğa zenginliği; Safranbolu’nun korunmasına ilişkin çabalarımızı, vazgeçilmez bir sorumluluk haline getirmektedir.

Bu anlayışla, Safranbolu’muzun eşsiz mirasını koruma ve geleceğe aktarma kararlılığımızı bir kez daha vurguluyor; UNESCO Dünya Kültür Mirası Safranbolu’muzun 31. yılını kutluyorum."