blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
14 Mart, 2024 00:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Kalem tutamıyor, tokalaşamıyordu: El terlemesinden 1 saatlik ameliyatla kurtuldu

Samsun’da aşırı el terlemesinden dolayı kalem tutamama ve tokalaşamama gibi şikâyetleri olan genç kız, devlet hastanesinde yapılan ameliyatla tedavi oldu.
Sosyal hayatı ciddi bir şekilde etkileyen el terlemesi kişinin gün içinde birçok eylemi yapmasına engel oluyor. El terlemesi yaşayan 23 yaşındaki bir hasta kalem tutamama, biriyle tokalaşamama, bir şeyin ambalajını açamama gibi şikayetleri sebebiyle Gazi Devlet Hastanesi’nde Göğüs Cerrahisi Uzm. Dr. Merve Karabacak’a başvurdu. Yapılan tetkikler sonucunda genç kız, 1 saat süren bir ameliyatla ellerindeki aşırı terlemeden kurtuldu.

“İnsanlardan ‘ne kadar lüks bir şeymiş’ diye geri dönüşler alıyoruz”
Yapılan el terleme ameliyatları ile ilgili bilgi veren Göğüs Cerrahisi Uzm. Dr. Merve Karabacak, “Aşırı terlemeyle ilgili öncelikle hastalarımızda altta yatan bir sebep var mı ona bakıyoruz. Altta yatan bir sebep varsa öncelikle bunu tedavi ediyoruz. Eğer altta yatan bir sebep yoksa terleme daha çok el ve koltuk altındaysa ameliyatları daha çok tercih ediyoruz. Alta yatan bir sebep bulunmayan hastaları sempatektomi dediğimiz kapalı yöntemle her iki koltuk altından girerek sempatik zinciri iptal etme ameliyatı yapabiliyoruz. Bu ameliyatlar 3 şekilde yapılıyor. Bu sempatik zincirin terleme ile ilgili olan kısmı bulunup iptal edilmesi şeklindedir. Sinirin yakılması, kesilmesi yada klips konulması şeklinde yapılabilir. Hastaya göre, cerrah kendi deneyimine göre bunları seçebilir. Ameliyattan sonra hastalar 1 yada 2 günde taburcu edilebiliyor. Ameliyattan uyanır uyanmaz direkt kuru bir şekilde kendilerini bulabiliyorlar. Çoğunlukla bu hastalıkta eğer el ve koltuk altında terlemeleri yapıyorsak bununla ilgili memnuniyet yüzde 90’larda oluyor. Ayak terlemelerinde bu başarı oranı biraz düşüktür. Doğru hasta seçimi bu konuda önemlidir. ‘Az terliyor elim bu ameliyatı olabilir miyim’ gibi hastalara çok önermiyoruz. Bu yüzden hastaları birebir değerlendirmemiz önemlidir. Özellikle ellerinde, koltuk altında aşırı terlemesi olan hastalar toplumda rahat kalem tutamama, sınavlarda veya öğretmen olan arkadaşların tuttukları kalemlerin ve kağıtların ıslanmasıyla oldukça zorluk yaşıyorlar. Sosyal ortamda rahatça tokalaşamıyorlar. İnsanlardan çekiniyorlar, geri kalıyorlar. İletişim sorunları yaşanıyor ve bunlar tabii ki psikolojik sorunlara yol açıyor. Bu ameliyat sonunda insanlar ‘ben sosyalleşebildim, kalemi ve kağıdı rahat tutabildim, ne kadar lüks bir şeymiş’ diye geri dönüşler alıyoruz. Bize çok basit gelen şeyler aslında insanların hayatını çok büyük etkiliyor. Ufak bir dokunuş ile insanların hayatını değiştirmiş oluyoruz. Öncelikle bu ameliyatta hastaların 17-18 yaşlarında olmalarını isteriz. Öncesinde ergenlik döneminde hormonların düzensizliği ile yaşanabilen aşırı terleme durumları geçici olabiliyorlar. Öncelikle reşit olmalarını istiyoruz. Sonrasında tetkiklerini yaparak ameliyata uygun mu değil mi ona karar veriyoruz” dedi.

"Bu hissi yıllar sonra yaşamak çok güzeldi"
El terlemesinin zorluğu yaşayanların bildiği söyleyen genç kız ise "Çok uzun zamandır düşündüğüm bir şeydi. Sosyal hayatımı çok fazla etkiliyordu. Ameliyat olmak için eğitim hayatımın bitmesini bekledim. Kalem tutmak, biriyle tokalaşmak, bir şeyin ambalajını açmak benim için çok zordu. Birine söylediğim zaman ‘bunun için ameliyat mı oldun’ diyenler oluyor ama bunu gerçekten yaşayanlar bilir. İyi ki de oldum diyorum. Ameliyattan çıktıktan sonra ellerime baktım ve ellerim kupkuruydu. Bu hissi yıllar sonra yaşamak çok güzeldi" diye konuştu.

Oluz Höyük kazısında 2 bin 100 yıllık kuş şeklinde asker düdüğü bulundu
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
23 Aralık, 2024 16:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Oluz Höyük kazısında 2 bin 100 yıllık kuş şeklinde asker düdüğü bulundu

Amasya’daki Oluz Höyük hafriyatında kuş biçiminde tasarlanıp pişirilmiş topraktan yapılmış 2 bin 100 yıllık asker düdüğü bulundu. Hafriyat Lideri Prof. Dr. Şevket Dönmez, askerler ortasında haberleşmede kullanıldığını düşündükleri düdüğün Roma’dan evvel bölgede karar süren Mithridatlar Hanedanı’nın en güçlü hükümdarı 6. Mithradates Dönemi’ne ilişkin olduğunu açıkladı.

Basit bir ses çıkarma aleti değil
Üflenmesiyle birlikte çalışır haldeki düdüğün iki kıymetli özelliğinin olduğunu belirten İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk İslam Arkeolojisi Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Dönmez, “İlki kolay bir ses çıkarma aleti olmayıp üzerinde bulunan 4 delikle birlikte melodi oluşturma özelliğine sahip. İkinci değeri ise düdükler genelde asker düdüğü olarak Roma kültürüne mal edilen aletler. Ama burada çıkan düdük M.Ö 1. yüzyıla ilişkin.6. Mithridates Dönemi’ne ilişkin. Bu düdükleri Roma’dan evvel Anadolu’ya özgün krallıklarda kullanıldığını düşünüyoruz” diye konuştu.

Yabani bir kaza ya da angut kuşuna benziyor
Düdüğün kuş halinde tasarlanmasının Roma Dönemi’nde de görülen bir gelenek olduğuna değinen Dönmez, “Yabani bir kaza ya da angut kuşuna benzemesi bizim için çok şaşırtan değil. Zira Oluz Höyük’ün yanında Hitit Dönemi’nden beri bir göl olduğunu biliyoruz. Bu gölün ekosistemi güçlü bir kuş cenneti olduğunu biliyoruz. Buradaki kuşların da Oluz Höyüklüler tarafından hakikat biçimde gözlemlendiği, bazen çanak, çömlekler üzerine işlendiğini biliyoruz. Burada da Amasya’ya mahsus endemik bir kuşun düdük üzerinde figürleştiğini söyleyebiliriz” biçiminde konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın uyguladığı ‘Geleceğe Miras Projesi’ çerçevesinde ilerleyen hafriyatlarda bulunan asker düdüğünün paklık ve konservasyon çalışmalarının tamamlanması sonrası Amasya Müzesi’ne teslim edileceği bildirildi.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.