Ihlas Haber Ajansı tarafından
27 Ekim, 2024 04:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

İklim değişikliğine uyum projesi başarıyla sürdürülüyor

Bartın Üniversitesinin (BARÜ) yürütücülüğünde hayata geçirilen Avrupa Birliği (AB) IPA II Çerçeve Anlaşmasıyla desteklenen proje kapsamındaki çalışmalar dış değerlendiriciler tarafından yerinde görüldü.
Bartın Üniversitesinin (BARÜ) Avrupa Birliği (AB) IPA II Çerçeve Anlaşması kapsamında hazırladığı “İklim Değişikliğine Uyum Stratejileri: Bartın’da Taşkın ve Su Kıtlığı Risklerinin Azaltılması” (BİRUS) Projesi kapsamında bir değerlendirme ziyareti gerçekleştirildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığından İklim Değişikliği Uzmanı Dr. Ömer Öztürk ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Teknik Destek Ekibi Üyesi Barış Uysal’ın yer aldığı ziyarette, proje ilerleme süreçleri ile ilgili bilgiler verildi. İlk olarak BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun’a makamında nezaket ziyaretinde bulunan değerlendirme ekibi, ardından Rektörlük Toplantı Salonunda proje ve süreçleriyle ilgili yapılan toplantıya katıldı. BİRUS Proje ekibinin de hazır bulunduğu toplantıda proje kapsamında yapılan çalışmalar aktiviteler üzerinden incelendi.
Yapılan sunumda “Bartın Çayı Havzası İçin Taşkın Erken Uyarı Sistemi Geliştirilmesi”, “İklim Değişikliği Uyum Stratejileri Üretmek İçin Haritalama ve Planlama Çalışmalarının Yürütülmesi”, “Yağmur Suyu Hasadı ve Yeşil Çatı Çözümlerinin Pilot Uygulamalarının Yapılması” ile “İklim Değişikliğinin Etkileri ve Mücadelesi ile İlgili Farkındalık Toplantıları” başlıklarında devam eden ve tamamlanan aktivite çalışmaları aktarıldı.
Rektörlük Binasında yer alan proje ofisini de ziyaret eden değerlendirme ekibi daha sonra yapılan çalışmaları yerinde görmek için uygulama alanlarına geçti. Bartın Merkez ve ilçelerde eş zamanlı yürütülen çalışmalarla aktivite 1 ile 2 kapsamında Sensör Lokasyonları ve Modeller için Haritaların Üretilmesi ile Havzada Sensör Ağı Kurulması, Hidrolojik ve Hidrodinamik Modellerin Kurulması, Mobil Taşkın İzleme Sisteminin Kurulması ve beraberinde veri toplama ile planlama/haritama gibi çalışmalara dair uygulamalar görüldü.
Ayrıca değerlendirme ekibine, aktivite 3 ile 4 kapsamında tamamlanan ve devam eden uygulamalarla ilgili sonuçlar aktarılarak proje paydaşları arasında uyum içerisinde devam eden çalışmalar hakkında bilgilendirmeler yapıldı. İklim değişikliğine uyum ve dayanımın artırılmasının amaçlandığı proje kapsamındaki değerlendirme süreci karşılıklı görüş alışverişinin yapıldığı toplantıyla tamamlandı.
Önemli bir projede iş birliği içerisinde oluşturulan stratejilerin adım adım hayata geçirdiklerini kaydeden Rektör Uzun, “İklim değişikliği alanında örnek olacak uygulamaları geliştirerek yarınlarımıza aktarmayı hedeflediğimiz projemizde çalışmalarımızı başarıyla ilerletiyoruz. Bilimsel yetkinliğimizi paydaşlarımızın tecrübeleriyle birleştiriyor, ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamındaki hedeflerine değer katıyoruz. İklim değişikliğine karşı dayanıklılığın artırılması, Bartın Çayı Havzası su kaynaklarıyla ekosisteminin korunması ve iklim değişikliğine uyum ile birlikte farkındalığın daha yukarılara çıkarılması yönündeki gayretlerimizi sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle daha yaşanabilir yarınlar hedefinde gösterdikleri gayretler için BİRUS projesinin tüm bileşenlerine teşekkür ediyorum. Yakın ilgileri ve değerli paylaşımları için ise Dr. Ömer Öztürk ve Barış Uysal’a teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

blank
İlyas Erbay tarafından
10 Nisan, 2025 14:34 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

DESTEKLE BİLE ZOR AYAKTA DURUYOR, YAZIK !

SGK açıklarını aktüeryal denge sistemiyle kapatamıyor. Gelirler giderleri karşılamaktan çok uzak. Aktüeryal denge; sosyal güvenlik sisteminin finansmanı ve sistemden hak sahiplerine sağlanacak hakların karşılıklı mali durumunu tanımlar. Dengenin bozulması, sosyal güvenlik sisteminin yetersizleşmesi ve giderek çökmesi anlamını taşır.

Türkiye'de çalışan nüfusun yeteri kadar artmaması, buna karşılık emekli sayısındaki anormal artış SGK yı fena halde zorluyor. SGK Hazine desteği ile zar zor ayakta duruyor.
Açık katlanarak artmaya devam ediyor. SGK'nın hazineye yükü son 1 yılda 2 ye katlandı. 2024 yılı Ocak ayında 7 milyar 396 milyon olan açık 2025 Ocak ayında 16 milyar 44 milyona yükseldi.
Ocak ayındaki 417 milyar liralık giderin 290 milyar lirasını emeklilere ödenen maaşlar oluşturdu.
Açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren emeklilerin aylıkları 2002 yılındaki seviyelere çıkarılsa, daha açık ifade ile gerçek enflasyon düzeyinde zam almış olsalardı; SGK nın açıkları kat kat daha yüksek olacaktı. Bu haliyle bile Hazine için büyük yük olarak görülen emekli maaşlarında artış beklemek hayal olur. Sistem maalesef aktüeryal olarak sağlıklı işletilememiştir.
Gelir ve gider dengesizliğinden bunu açıkça görüyoruz.

Kısa vadede çalışan nüfusun en az 2 katına çıkarılması mevcut sistemde mümkün değil. İstihdamı büyük oranda artıracak yani 2 ye katlayacak ciddi bir faaliyet yok!

Gelişmiş ülkelerde 3-4 çalışana bir emekli düşerken, Türkiye'de bu oran neredeyse kafa kafaya; yanılmıyorsam son verilere göre 1.3 çalışana 1 emekli düşüyordu. Çalışanlar Türkiye'de emeklileri finanse edemiyor. Gelmiş geçmiş tüm iktidarların oy kaygısıyla uyguladıkları popülist politikaların acı sonucu budur.
Ne yazık ki, bu politikalar uygulanmaya devam ediyor Son örneğini EYT de gördük.

SGK gelirlerinin yeteri kadar yüksek olmamasının önemli nedenlerinden biri de vergi toplamada ki sıkıntı. SSK yeteri kadar vergi toplayamıyor. Ülkenin kaymağını yiyen yüksek gelir sahipleri ya vergi vermiyor yada çok az veriyor. Bu da yetmez gibi bunların milyarlarca lira vergi borcu affediliyor.

Özel hastanelerin SGK ya yükü nü de unutmayalım.
Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan 2022 Sağlık İstatistikleri Yıllığı’nda yer alan veriler, AKP iktidarı döneminde kamunun sağlık hizmetlerindeki payının giderek azaldığını ortaya koyuyor. Verilere göre Türkiye genelinde hastanelerin yüzde 59’u Sağlık Bakanlığı’na bağlı, yüzde 37’si özel sektörde, yüzde 4’ü ise üniversitelerde bulunuyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den 2022’ye kadar kamu hastanesi sayısındaki artış yüzde 18.22 olarak gerçekleşirken özel hastane sayısındaki artış yüzde 111.7 olarak gerçekleşti. Özel hastane sayısı 2002’de 271 iken 2022 yılında 572 oldu.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezinin (DİSK-AR) ''Özel hastanelerin SGK'ye yükü tırmanıyor'' başlıklı araştırma bültenine göre, 2024'ün ilk altı ayında Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) özel hastanelere yaptığı ödemenin payı yüzde 153 yükseldi. Devlet ikinci basamak hastaneleri için yapılan ödemenin payı ise yüzde 53,9'a düştü.

Bu kadar çarpıklığa, programsızlığa, plansızlığa rağmen bu ülkenin kurumları nasıl ayakta duruyor? Anlamak mümkün değil.

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.