Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

HAYAT PAHALILIĞI, KIBRIS KONUSUNU UNUTTURMAMALIDIR…

Köşe Yazıları Yayın: 20.08.2023 13:15
HAYAT PAHALILIĞI, KIBRIS KONUSUNU UNUTTURMAMALIDIR…

Ülkemizdeki hayat pahalılığının geçim sıkıntısını giderek büyütmesi, milyonlarca işçi, memur ve emeklinin her geçen gün gelen zamlar altında ezilmesi, sağlıktan eğitime, ticaretten turizme kısacası yaşam mücadelesi verilen her kesimde büyük sarsıntılar yarattı. Pek çok iş yeri kepenk kapattı. İnsanlar geçim sıkıntısı karşısında ne yapacağını şaşırmış durumda.

Üstüne üstlük paramızın dolar ve avro karşısında her geçen gün biraz daha değer kaybetmesi, akaryakıt fiyatlarına yapılan büyük zamların iğneden ipliğe her şeye yeni bir zam olarak yansıması yaşam mücadelesi veren milyonları adeta nefes alamaz hale getirdi.

Giderek güçleşen bu hayat şartlarına tepki veren halkımızın sesi olması gereken muhalefet partilerinin cumhurbaşkanlığı seçimi yenilgisi sonrasında neler yaşadıkları ortada.

Üstüne üstlük bir de ana muhalefet partisinde Cumhurbaşkanlığı seçimi yenilgisiyle başlayan yapısal değişim hamlelerinin yanı sıra parti genel başkanlığı değişikliğinin de gündeme gelmesi; ülkemizin politik konularını da sadece şu iki şeye kilitledi.

Hayat pahalılığı ve muhalefet partisinin yapısal değişimi…

      İç politikada yukarıda özetlediğim konular yaşanırken ülkemizin dış politikasının en önemli konularından biri olan Kıbrıs konusunu adeta unutuldu, konuşulmaz oldu!

2017 yılında Crans Montana da taraflar arasında yapılan son görüşmede Türk tarafının yapmış olduğu tüm önerileri ret eden Rum ve Yunan ikilisinin masadan kalkmasıyla birlikte 1968 yılından beri konuşulan ‘’federasyon çözümü’’ de bir daha masaya gelmemek üzere kalkmış oldu.

Pekiyi aradan geçen 6 yıl boyunca adada neler oldu? Ne yaşandı?

Kıbrıs’ta ne yazık ki değişine hiç bir şey yoktur!

Ada 1974 sonrasında nasılsa şimdi de odur.

Kuzeyinde Türkiye dışında hiçbir ülkenin tanımadığı KKTC…

Güneyinde uluslararası arenada Kıbrıs’ın yasal hükümeti olarak tanınan Rum kesimi! Hem de AB üyesi…

Ve adanın yarı buçuğunu temsil eden Rum tarafı o küçücük yapısıyla Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine engel olmaya devam etmektedir.

GKRY ( güney Kıbrıs Rum yönetimi ) sadece Türkiye’nin Avrupa’ya üyelik sürecini mi engellemektedir? Tabii ki hayır!

Mavi vatan dediğimiz Akdeniz’deki enerji yataklarının münhasır bölgelerimizdeki milyarlarca metreküp doğal gaz ve petrol rezervlerinde hakkımız olanı engellemek için Yunanistan’la birlikte bölge ülkeleriyle iş birliği yapmanın yanı sıra ABD ve diğer dünya devlerini de konuya dâhil ederek ülkemizin önünü kesmeye, sondaj çalışmaları ile bölgede üstünlük sağlamaya çalışmaktadır.

Rum tarafı sadece bunları mı yapmaktadır? Ya KKTC de yaşayan kardeşlerimize uyguladıkları insanlık dışı ambargolara ne demek gerekir?

Sıralayalım:

Adanın kuzeyine Türkiye hariç hiçbir yabancı ülkeden uçak inemez, limanlarına yabancı bandıralı gemi uğrayamaz,  dolayısıyla turist de gelemez!

Adanın kuzeyinden ne hava yolu, ne de deniz yolu ile KKTC de üretilen hiç bir şey ihraç edilemez, aynı zamanda Türkiye’den gelenler hariç hiçbir mal da bu bölgeye gelemez!

Adanın kuzeyinde kurulu KKTC’ni devletini temsilen herhangi bir spor takımı Türkiye hariç hiçbir uluslararası müsabakaya katılamaz, yine Türkiye hariç ( eskiden de olsa bazı takımlarımız adaya gelip KKTC takımları ile futbol karşılaşması yapıyorlardı. Ancak yıllar var ki uluslararası federasyonlar buna müsaade etmemektedirler.) diğer ülkeleri temsil eden spor takımları adanın kuzeyinde müsabaka yapamaz.

Adanın kuzeyinde uluslararası sanat alanında tanınmış bir ünlü KKTC’de herhangi bir konser veremez, sergi açamaz vd konularda faaliyet gösteremez. Eğer böyle bir girişimde bulunursa Rum tarafınca aforoz edilir, büyük bir tepki alırlar. 2010 yılında dünya starı; Julio İglesias’ın vereceği konseri nasıl iptal ettiği en çarpıcı örnektir. Ondan sonra da hiçbir dünya starı adanın kuzeyine gelmemiştir. Kısacası adanın kuzeyinde kurulu KKTC ye sadece Türkiye’nin ünlü sanatçıları gelir, konserlerini verir, bir hayli de yüklü para alıp dönerler.

Rumların adanın kuzeyine uyguladıkları ambargolara baktığımızda turizmden ticarete; ulaşımdan sanata, müzikten spora her türlü faaliyetin onların kontrolü altında olduğu görülür.

Bu arada Kıbrıs adasına yapılan tüm uluslararası yardımların sadece GKRY ne yapıldığı, daha da önemlisi ABD’nin Rum kesimine uyguladığı silah ambargosunun bu yıl kaldırıldığı unutulmamalıdır!

    Bu haksızlıkları sorguladığınızda adanın kuzeyinde kurulu KKTC vatandaşlarının yaşam hakkının böylesine hak hukuk tanımaz uygulamalarla daha ne kadar süreceğini kestirmek güç değildir. Çünkü adadaki sorun çözülmediği sürece Rumların bu insanlık dışı uygulamaları devam edecektir.

Pekiyi 1974’te uğruna Yunanistan’la savaşmayı dahi göze alıp, adada ki Rum-Yunan darbesine karşı çıkarak garantörlük hakkını kullanarak adaya çıkan, Kıbrıs Türk’ünü hürriyetine kavuşturan Türkiye bundan sonra ne yapacaktır.

Bugüne değin Rumların onca ambargosuna karşın yapmış olduğu ekonomik yardımlarla ada Türklerinin yanında olan, onları hiçbir zaman yalnız bırakmayan Anavatanın bundan sonra yapacağı yegâne şey KKTC’nin uluslararası arenada tanınması yönünde atacağı adımlardır.

Türkiye atacağı bu adımlarla sadece ada Türklerine uygulanan insanlık dışı ambargoları kırmakla kalmayacak, Akdeniz’de kurulan bu son Türk devletinin dünya devletlerince de tanınmasıyla birlikte mavi vatanda gücüne güç katacaktır.

Yorumlar

  1. Dursun Bostancı

    Sayın köşe yazarı,
    Ben 1968 yılı Karabü Demirçelik Lisesinden mezun olmuş,
    49 yıldır aktif mesleği sürdüren 72 yaşında bir doktorum.
    Karabük Demirçelik Lisesinin depreme dayanıklı olmadığından yıkılacağı,
    yerine de bir hayırsever tarafından
    Yerine yenisinin yapılacağı,
    Ve binaya da yapanın isminin verileceği duyumlarını aldım.
    1999 da Sakarya’da depremi yaşayan biri olarak
    Binalarımızın insanların tabutları olmaması gerektiğini,
    Yıkılması gerekirse yıkılmaları düşüncesindeyim.
    Ancak,
    İnsanların anılarının ve bu anıların geçtiği yerlerin
    Onları o şehre bağlamada önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum.
    Benim gibi binlerce DÇ Lisesi mezununun da
    Bu binaya ait anılarının yaşatılması kanaatindeyim.
    1999 da Sakarya’da yaşayanlar olarak depremle birlikte
    Anılarımızın da toprak altında kalması
    Bizi çok derinden etkilemiştir.
    Dileğim şudur:
    Yeni yapılacak binanın caddeden görülebilecek bir yerine
    “Eski Demir Çelik lisesi buradaydı” gibi bir ifade yazılabilir.
    Binanın içinde bir oda da
    Bina yıkılmadan önce içinden dışından fotoğrafları çekilip
    Ayrıca lisenin derece ile mezun olanların isimleri
    Gibi şeylerin de bulunacağı
    Müze gibi bir oluşum yapılabilinir.
    Hiç olmazsa o müze ile anılarımız yaşatılır.
    Karabük Basınından,
    Karabükte doğmuş,liseyi bitirmiş
    Elli yıla yakın da bu ülkeye hizmet etmiş biri olarak
    Bu isteğime kayıtsız kalmayacağınızı ümidediyor
    Bu vesile ile de sevgilerimi gönderiyorum.
    Op.Dr.Dursun BOSTANCI

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Atın doğum anı görüntülendi

Gündem Yayın: 07.05.2024 04:48
İhlas Haber Ajansı

Karabük’ün Safranbolu ilçesinde bir at çiftliğinde atın doğum anı görüntülendi.

Safranbolu’da bulunan Oğuzhan At Çiftliği’nde Pony cinsi atın doğum anları görüntülenirken, at çiftliğinin misafirleri de heyecana ortak oldu.

6 yaşındaki ’Şeker’ isimli atın doğum anları saniye saniye kaydedilirken, doğan taya ’Jelibon’ ismi verildi.

Oğuzhan At Çiftliği sahibi Oğuzhan Güngör, “Çiftliğimizin Şeker’i sağlıklı bir tay dünya getirdi. Çok güzel bir anı oldu hem bizim için hem de misafirlerimiz için. Çok heyecanlıydık. O anları da kayıt altına aldık” dedi.

Paylaş: