Ihlas Haber Ajansı tarafından
14 Eylül, 2024 12:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Gümüşhane’nin alabalık tesisleri gastronomi turizmine can veriyor

Temiz ve buz gibi sularında yetişen doğal alabalıklarıyla ünlü Gümüşhane’de yaz boyunca alabalık tesislerinde yoğunluk yaşanırken, onlarca tesis kentin gastronomi turizmine de katkı sağlıyor.
Eşsiz doğası, buz gibi ve tertemiz sularının dağlarından süzülerek oluşturduğu binlerce deresinde onlarca alabalık tesisine ev sahipliği yapan Gümüşhane’de bu tesisler kentin hem ekonomisine hem tanıtımına büyük destek veriyor.
Merkez, Torul, Kürtün ve Şiran ilçelerinde kurulu bulunan tesisler son yıllarda adeta birer turizm merkezi haline gelirken, Gümüşhane’nin temiz sularıyla ünlü derelerinde yetişen alabalığının tadına bir kez bakan bir daha unutamıyor.
Özellikle hafta sonları rezervasyonların dolduğu ve yer bulmakta zorluk çekilen alabalık tesisleri Gümüşhane’nin temiz ve soğuk sularında yetiştirdikleri balıklarla şehri gastronomi tutkunları için çekim merkezi haline getirdi.
Alabalık yemek ve doğada huzur dolu bir gün geçirmek için onlarca hatta yüzlerce kilometreden geliyor. Buz gibi sularda yetişen alabalıklar, doğal ortamda yetişmiş kadar lezzetli olduğu için ziyaretçilerin beğenisini topluyor.
Artabel Gölleri Tabiat Parkı ve civarındaki yüksek zirvelerden akan suların oluşturduğu Musalla-Gülaçar Vadisi de Gümüşhane’nin ‘Alabalık’ vadisi olarak adlandırılıyor. Bu vadide yer alan çok sayıda alabalık tesisi doğal güzelliklerin arasında keyifli bir gastronomi deneyimi sunuyor.
İkisu-Şiran karayolu üzerinde Kalecik köyü sınırlarında Artabel Deresinin kenarına kurulu olan Taşkın Alabalık Tesisleri işletmecilerinden Fatih Taşkın, dedelerinin 34 yıl önce kurduğu alabalık çiftliğinde gökkuşağı alabalığı ürettiklerini ve bu balıkları tesislerinde müşterilerine sunduklarını söyledi.

“Soğuk su balığı daha yağlı ve lezzetli yapıyor. Bizim suyumuz 10 derece”
Tesisten genelde herkesin memnun ayrıldığını kaydeden Taşkın, “Balığımız yaklaşık 10 derecelik bir kaynak suyunda yetişiyor ve bu nedenle daha lezzetli oluyor. Soğuk su balığı daha yağlı ve lezzetli yapıyor. Yurtdışından gelen müşterilerimiz de var yol üzeri olduğu için internetten görüp inip yemek için gelen de var. İnsanlar tercih ediyor” dedi.
İyi alabalığın kısık ateşte bol tereyağı ile piştiğini anlatan Taşkın, lezzetli balık yapmak isteyenlerinden tereyağından kaçmamalarını istedi.

“Misafirler geldiğinde talep oluyor oraya gidelim şeklinde”
Tesislerin müdavimlerinden Burak Telli ise “Oldukça lezzetli balığı var. Burak bir oturuşta 3-4 balık yiyorum. Yıllar önce 6-7 tane yemiştim. Sürekli buradayız. Misafirler geldiğinde talep oluyor oraya gidelim şeklinde. Suyunun soğukluğu olsun balıkların üretim şekli olsun etkiliyordur. Çıkın çıkın gelin” ifadelerini kullandı.

“Ben en çok balığın beynini seviyorum”
Ailesiyle birlikte tesislere giden Sıla Oral, “Hafta sonu olduğu için geldik. Ailemle beraber. Balıklar çok güzel. İki tane balık yedim. Park var çocuklar için. O da çok güzel. Ben balığı derisiyle beraber çok seviyorum. Derisiyle kıtır kıtır oluyor. Ağzıma tereyağı tadı geliyor. Çok güzel oluyor” ifadelerini kullanırken ablası Zeynep Oral ise “Suyundan mı yoksa yeminden mi kaynaklı bilemiyorum ama balıklar çok lezzetli. Zamanımız oldukça geliyoruz. Birazcık insanlara garip gelebilir ama ben en çok balığın beynini seviyorum. Minik yani büyük olsa daha iyi olurdu ama minik güzel oluyor tadı. Ağızda dağılıyor. Gayet güzel. Balığın yanında helva veriyorlar, turşu veriyorlar. Benim en sevdiğim yönü de bir şeyler ikram etmeleri. Yanında sadece balık ve su vermiyorlar” diye konuştu.

blank
Mustafa Akgün tarafından
10 Nisan, 2025 12:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük’te “İklimi Korumak Hayat Kurtarmaktır” Etkinliği Düzenlendi

Erasmus Öğrenci Değişimi Programı kapsamında Romanya, Polonya ve Slovakya’dan gelen öğretmen ve öğrenciler, “İklimi Korumak Hayat Kurtarmaktır” Projesi çerçevesinde Karabük’te çeşitli etkinliklere katıldılar.

Projeye Romanya’dan öğretmenler Oprea Mihaela Cristina, Mocanu Stefania Madalina ile öğrenciler Cristea Mario Lucian, Tugui Denisa Maria, Orasanu Giulia ve Vlad Mara Ioana; Polonya’dan öğretmenler Marlena Ochocka, Katarzyna Budnik ve öğrenciler Amelia Synowka, Gabriela Kowalczyk, Alan Szmalec, Lena Beca; Slovakya’dan ise öğretmenler Pavol Maros Chmeliar, Marianna Hudakova ile öğrenciler Noel Gladis, Michal Solecky, Ben Kurcin ve Jakub Petrus katıldı.

Programın ilk gününde misafirler, Karabük Atatürk Ortaokulu’nda karşılandı. Okul ve şehrin tanıtımının ardından, hazırlanan stantlarla birlikte çeşitli tanıtım ve etkileşimli aktiviteler gerçekleştirildi.

İkinci gün geri dönüşüm temalı çalışmalar yapıldı, Karabük Üniversitesi ziyaret edildi ve burada yenilenebilir enerji ile ilgili bilgilendirme sunumu gerçekleştirildi. Ayrıca “Dünya Mirası ve Kültürel Yerlerin Korunması” konulu bir sunum da katılımcılarla paylaşıldı.

Üçüncü gün, Vali Nafiz Kayalı Salonu’nda tüm katılımcı okullar performanslarını sergiledi. Ardından ağaç dikme etkinliği düzenlendi. Günün sonunda ise Gözde Düğün Salonu’nda düzenlenen “Türk Gecesi” ile katılımcılar unutulmaz bir akşam yaşadı.

Dördüncü gün (Bugün) ise okulda eğlenceli oyunlar, iklim değişikliği ile ilgili video sunumları gerçekleştirilecek. Daha sonra  Safranbolu’da yapılan trekking etkinliği ve çevre temizliği çalışmaları yapılacak.

Programın beşinci ve son günü olan Cuma günü ise  “İklim için ne yapabilirim?” temalı grup çalışması ve beyin fırtınası yapılacak. Ayrıca okulun geri dönüşüm alanları kontrol edilecek ve program, düzenlenen Sertifika Töreni ile sona erecek.

Etkinlik boyunca öğrenciler hem kültürel etkileşimde bulundu hem de çevre bilinci konusunda farkındalık kazandı. Proje, farklı ülkelerden gelen gençlerin ortak bir amaç doğrultusunda bir araya gelerek iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sunmalarını sağladı.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.