Safranbolu’da sevgilisine sürpriz evlilik teklifi yapmak isteyen Emre Işık, önce günler süren sürpriz videosunu hazırladı, ardından da her şeyden habersiz sinemaya giden sevgilisine izlettiği videodan sonra evlilik teklifi yaptı.
Karabük Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği bölümü son sınıf öğrencisi sevgilisi Zeynep Akcomak'a sürpriz yapmak isteyen Emre Işık, günler süren bir video hazırladı. Evlilik teklifinden habersiz Akcomak arkadaşları ile birlikte vizyona giren ‘Düğün Dernek 2’ filmi için Safranbolu Atamerkez’de yer alan sinemaya gitti. Her şeyden habersiz filmin başlamasını bekleyen genç kız sinema ekranında sevgilisinin çektiği video izletilmeye başlayınca şaşkına döndü. Videoda üniversitede başlayan aşk hikayesini anlatan Işık, önce kendi anne ve babası ile ardından sevgilisinin anne ve babasının bir ömür boyu mutluluklar mesajı yer aldı. Görüntüleri gözyaşları içinde izleyen ve büyük mutluluk yaşayan Akcomak’ın arkadaşları da salonda her iki sevgilinin isimlerinin yer aldığı dövizleri açtı.
Sinemada bulunan vatandaşlarında alkışlarla desteklediği filmin sonunda elinde çiçek ve ‘Seni Seviyorum’ yazılı balonlarla salona giren Işık, daha sonra sevgilisi ile birlikte sahneye çıktı. Işık burada yere diz çökerek cebinden çıkardığı tek taş yüzükle kız arkadaşına evlilik teklifinde bulundu. Büyük mutluluk yaşayan Akcomak, Emre Işık’ın evlilik teklifini kabul etti.
Yapılan evlilik teklifinden sonra konuşan Zeynep Akcomak, kendisine çok büyük sürpriz olduğunu söyleyerek, “Bana önce Samsun’dayım dedi. Arkadaşlarım beni şuraya buraya gidelim dedi. Hatta kuaföre bile getirdiler. Sinemaya geldiğimizde karşımda ekranda görünce şaşırdım kaldım. Ömrümde unutamayacağım bir gündü” dedi.
Akcomak filmde ise anne ve babasının mesajını görünce çok şaşırdığını kaydetti.
Emre Işık ise videoyu hazırlamak için 2 gün arabada yattığını ve sevgilisini mutlu etmek olduğunu söyleyerek, “Vizyona giren Düğün Dernek filmine özellikle denk getirdim. Benim mutluluğum bu. Her güçlü erkeğin arkasında bir kadın var. Bu video için çok uğraştım” dedi.
MOSSAD, ABD’Yİ SAVAŞIN İÇİNE ÇEKMEK İÇİN BU YOLU DENEYECEKTİR!
En tehlikeli ve kuvvetle muhtemel senaryo şudur; Mossad, ABD üslerini vuracak, İran yapmış algısı yaratacaktır. Trump'ın arayıp bulamadığı fırsat budur. Bu defa İRAN ciddi şekilde İsrail'e zarar veriyor. Durmaya da niyeti yok! İsraili ve ABD yi birbirinden ayrı düşünemeyiz. Bakmayın siz Trump'ın "savaşın bir an önce bitmesini istiyorum" söylemlerine. İçeride sıkıştı. Böyle bir senaryoyu fırsat olarak görecek ve değerlendirecektir. "Eğer İran tarafından herhangi bir şekilde saldırıya uğrarsak, ABD Silahlı Kuvvetlerinin tüm gücü ve kudreti, daha önce hiç görülmemiş seviyelerde üzerinize çöker" Bu tehdit Trump'dan geldi. İşte İsrail'in istediği tamda bu!
Ulusal Güvenlik, Ulusal İstihbarat ve Ulusal Savunma bir ülkenin varlığını sürdürebilmesinin en temel ve vaz geçilmez unsurlarıdır. İstihbarat örgütün güçlü ise dünyanın her noktasında her türlü operasyonu yapabilirsin. Operasyon yapmayı planladığın ülkede vatan hainlerinin sayısı fazla ise işin daha da kolaydır. İran'da İsrail'in elini güçlendiren, işini kolaylaştıran; Mossad tarafından satın alınan bu vatan hainleridir. İran'ın üst düzey komutanlarını, bilim adamlarını eliyle koymuş gibi vurmasını başka türlü izah edemezsiniz. Koordinatlar verildi, nokta atışları ile imha edildiler. İran topraklarında; nükleer tesis lerin yanı başında İHA üssü bile kurmuşlar. İran istihbaratının ne kadar aciz ve zayıf olduğunu da görmüş olduk. İran'a sığınan Afganistanlıların içinde büyük oranda Mossad ve CİA ajanlarının olduğu söyleniyor!
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran saldırısı öncesinde, Yahudi Soykırımı (Holokost) anma etkinlikleri kapsamında İsrail'e gelen devrik İran Şahı'nın oğlu sürgündeki Prens Rıza Pehlevi ile görüşmüştü. Her ikisinin de söylemleri aynı. İran halkını rejime karşı ayaklanmaya davet ediyorlar. Belli ki, İsrail iyi hazırlanmış. İran halkının tavrı bu noktada çok önemli. Halkı ile bütünleşemeyen, otoriter ve aşırı baskıcı rejimler her türlü provokasyona karşı zayıftır.
İstihbarat örgütlerinin cirit attığı ülkelerin başında Türkiye geliyor. Binlerce CİA, Mossad, KGB ajanı aramızda. Hemen hemen her ülkeden ulkemizde ajan var. CIA, MOSSAD, KGB haricinde diğerleri, İngiltere, Almanya, Fransa, İran, Yunanistan gibi ülkelerden.
Milli İstihbarat Teşkilatımız (MİT) sadece yurtdışında Türkiye'ye yönelik terör unsurlarına değil, içeride de yabancı istihbarat örgütlerine karşı önemli operasyonlar yapıyor. Son birkaç yılda İsrail, Rus ve İran istihbaratlarının Türkiye'de çalışan ajanlarına yönelik operasyonlar yapıldığını biliyoruz. Kısa bir süre önce MOSSAD'ın 7 casusu İstanbul'da yakalanmıştı. Geçen yıl da yine MOSSAD'ın yurtdışındaki muhaliflere suikast düzenleyen hücrelerine yönelik bir operasyon düzenlenmişti. Bunlar MİT'in açığa çıkardığı casusluk faaliyetleri.
Mossad içimizdeki hainleri bir şekilde satın alarak bilgi topluyor. Hatırlayınız Türkiye'deki Filistinli ailelerin fotoğraflarını getirenlere fotoğraf başına 100 dolar verdikleri haberi bir süre önce basında yer almıştı. Türkiye'de, CIA, Alman BND ve İngiliz MI6 casuslarının faaliyetleri de MİT tarafından dikkatle izleniyor. Türkiye onlar açısından sadece bugün değil son 200 yıldır en yoğun ilgilendikleri ülke. Ülkemizde her türlü kalkışmanın arkasından CIA, BND veya MOSSAD çıkıyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasında batılı casusların rolü vardı.
CIA'nın en yoğun olarak faaliyet gösterdiği, casusluk faaliyetlerinde bulunduğu ülke Türkiyedir. Avrupa'da en çok CIA ve FBI ajanı Türkiye'dedir. Yaklaşık 300-400 kişilik bir kadroya sahip oldukları tahmin ediliyor. İçimizden devşirdikleri muhbir ve provokatörlerle birlikte en az 4 bin kişiye ulaştıkları tahmin ediliyor. Tamda bu günlerde, Türkiyede belirli gurupları kışkırtarak bir iç kalkışma girişiminde bulunmaları kuvvetle muhtemeldir. Aman dikkat, oyuna gelmeyelim!
Kıran kırana bir savaşı TV lerden canlı olarak endişe ve ibretle izliyoruz. Ateş cemberinin tam ortasında bir ülke olarak; iç çekişmeleri bir tarafa bırakıp, süreci dikkatle, sükunetle takip etmek ve birlik olmak zorundayız. Kıvılcımın ülkemize sıçraması an meselesi!
Bu zorlu coğrafyada varlığımızın teminatı olan; Ordumuza, Güvenlik Güçlerimize ve İstihbarat Örgütümüze üstün başarılar ve işlerinde kolaylıklar dilerim.
Not; Yazımı Pazar sabaha karşı saat 03.00 gibi bitirdim. Olaylar hızlı gelişiyor. İsrail bu defa zorda. Sizler yazımı okuduğunuzda, umarım ABD'yi fiilen bu savaşın içinde görmeyiz.