Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Ekim, 2024 12:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Dünya tıp literatürüne girecek ameliyat gerçekleştirdiler

Trabzon’da Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde dünya tıp Literatürüne girecek bir ameliyat gerçekleştirilirken, hastanın karnından çıkan 26 kilogramlık tümör doktorları bile şaşırttı.
Trabzon’da hastaneye karın ağrısı ve yürüme güçlüğü şikayeti ile başvuran bir hastanın karnından tümör haline gelen 26 kilogramlık kitle başarılı bir operasyonla alındı.
Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne karın ağrısı ve yürüme problemi ile başvuran 64 yaşındaki H.O’nun yapılan muayeneler sonucunda karnında 26 kilogram olduğu tespit edildi. Genel Cerrahi Bölümü Uzmanı Opr. Dr. İsmet Çelik ve Gastroentereloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Aydın Aktaş ekibi tarafından gerçekleştirilen ameliyatta, kitlenin büyüklüğü şaşkınlığa neden olurken, hastanın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

"Normal bir şey olmadığını anladık"
Hastayı muayene ettiklerinde karnında normal basit bir gerginlik olmadığını anladıklarını belirten Opr. Dr. İsmet Çelik, “Hasta bize, karın gerginliği, karın ağrısı, karın şişkinliği, ayaklarında şişme, yürüyememe nedeniyle başvurdu. Muayenesi yaptık. Muayenesinde karnın normal basit bir gerginlik olmadığını anladık. Tetkik tahlile başvurduk. Önce ultrasyonla değerlendirdik. Ultrasyonda kitlenin olduğunu gördük. Diğer yapılarla ilişkisini anlamak için ileri bir tetkik yaptık. Tomografi sonucunda kitlenin boyutu şekli, şemali üç aşağı beş yukarı kafamızda bir şablon oluşturdu. Ancak hastanın geçmişinde çok sıkıntıları olduğu için çok riskli olduğunu ayrıca değerlendirdik. Hasta geçmişte beyin damarı tıkanıklığı yaşamış kalbi yüzde 15 çalışıyor. Tansiyonu, şekeri var. Dolayısıyla böyle bir hastanın ameliyatı çok riskli olacağı için her türlü ayrıyı hesap ederek değerlendirdik. Sonra anestezi ekibiyle hastanın ameliyatı nasıl olur istişaresini yaptık. Daha sonra kendi ekibimizle değerlendirmesini yaptık. Gerekli optimal şartları hazırladıktan sonra ameliyatına karar verdik. Hastayı ameliyata aldığımızda karnında patlatacak şekilde çok büyük bir gerginlik oluşturacak şekilde kitlesini gördük. Kitle bütün damar yapılarıyla bağlantılı çevre dokularıyla beraber rezeksiyonunu yaptık. Kolay olmadı çok büyük damarları vardı bunların her an kanaması kalbinin zayıf olması tüm bunları hesaba kattığınız zaman zor bir ameliyat oldu. Ameliyat yaklaşık iki saat sürdü. Arka duvarını eksize ederken tümörün sol böbrekten kaynaklı olabileceğini gördük. Dolayısıyla sol böbreği de spesmene dahil ettik ki en blok çıkarabilelim diye. Ameliyat başarılı tamamlandıktan sonra hastayı hemen uyandırmak istemedik uyutarak ameliyatı sonlandırdık. Hastamız şu an genel durumu, kanama v.s şikayetleri yok gayet iyi durumda” dedi.

"İki kişinin taşıyabileceği bir kitle çıkardık"
Ameliyatın literatürde Türkiye ve dünyada ilk olabileceğine dikkat çeken Çelik, “Hastamız erkek ve 64 yaşında. Erkek olması sol böbrekten kaynaklı olması ve 26 kilogram olması Türkiye çapında bildiğim kadarıyla literatürde de dünya da ilk olabilir. Bu konuda her hangi bir kaynak bulamadım. O nedenle özenli bir hasta. Kitle, muhtemelen böbrek hilusundan oradaki yağ dokularından kaynaklandı. İlk başta bulgu vermediği için hasta normal kilo alıyorum zannetti. Ne zaman ki damarlarına bası, böbrek yollarına bası ayaklarında şişlik oldu o zaman bir sıkıntı var deyip doktora müracaat etti. Hasta şaşkınlık yaşadı. Böyle bir kitleler olabilir ama genelde içi boş olur su olur, bu sığma et gibi. Yani dolu dolu ağırlığı iki kişinin taşıyabileceği şekilde bir kitle” diye konuştu.

"Bu kadar büyüğünü ilk kez yaptık"
Daha öncede buna benzer ameliyatlar yaptıklarını ancak bu kadar büyüklükteki tümörle ilk kez karşılaştıklarını kaydeden Gastroentereloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Aydın Aktaş ise, “Daha önce benzer ameliyatlar yaptık ama bu kadar büyüğünü ilk defa yapıyoruz. Devasa büyüklüğünde bir kitle 26 kilogram civarında. Karın arka duvarındaki yağ dokularından kaynaklı bir tümör. Genellikle bu kitleleri devasa boyutlara müdahale edilmediği zaman devasa boyutlara ulaşabilmekte. Genellikle küçük orta büyüklükte beş on santim civarında iken biz bunlara müdahale ediyoruz. Hastamız doktora gelmeye çekinmiş, gecikmiş bir hastamız. O yüzden bu kadar büyük boyutlara ulaşabilmiş. Böyle hastalıkları genelde kadınlarda görüyoruz ama bu hastamız erkek olması nedeniyle biraz özellik arz ediyor. Kitle büyük olduğu için karın içinde büyük yer kapladığı için bütün organlara baskı yapıyor ve yerlerini değiştirdi. Bu bizim ameliyatı zorlaştıran bir bulgu. Hasta özellikle karnının şişkinliği indikten sonra daha da mutlu” ifadelerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
04 Mayıs, 2025 13:51 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safranbolu’nun Özgün Mimarisi Kayboluyor

Safranbolu’nun tarihi dokusu korunmaya çalışılırken, yeni yapı ve satışlar endişe yaratıyor.

Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve Osmanlı döneminden kalma özgün mimarisiyle kent ölçeğinde koruma altında yer alıyor.
Bölgenin kültürel ve turistik değerlerini koruma amacıyla yapılan restorasyon çalışmaları ve projeler, bölgeyi hareketlendirse de, son zamanlarda bahçeli iki katlı evlerin satılık ilanlarıyla yer alması ve yeni yapıların geleneksel mimariye uygun olmaması endişe yaratıyor.
Emlak piyasasında yaşanan hareketlilik, Safranbolu’nun özgünlüğünü tehdit ediyor. Konakların bakım ve restorasyon maliyetlerinin yüksek olması, ev sahiplerini satışa yönlendiriyor. Bu durum, emlak piyasasında hareketlilik sağlarken, aynı zamanda bölgenin mimari bütünlüğüne zarar verme riski taşıyor. Çarşı ve Bağlar bölgelerindeki evlerin satılık ilanlarında yer alması ise bazı endişeleri açığa çıkarıyor. Çünkü o sokaktaki evlerin birçoğu artık kaderine terk edildi.
Emlak sektörünün önde gelen isimleri, Safranbolu’nun mimari kimliğinin korunması gerektiğine vurgu yapıyor. Karabük’te Emlakçı Hakan Ayhan şu değerlendirmeyi yaptı:
-“Bölgedeki restorasyon çalışmaları ve emlak hareketliliği, geleneksel mimarinin sürekliliğini tehdit ediyor”
Ayhan: "Safranbolu’da özellikle tarihi konakların restorasyonu ile satışı artarken, yeni yapıların geleneksel Türk evi mimarisine uygun yapılmaması ise endişe yaratıyor. Miras yoluyla hissedarlar arttıkça, bazı evlerin önünde satılık ilanı yazılarının daha da çoğaldığını görüyoruz. Ancak, bölgenin kimliğine uygun olmayan projeler, turizm açısından olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, hem alıcılar hem de satıcılar çok daha bilinçli olmalı, restorasyon ve inşaatlarda geleneksel mimarinin esas alınması gerekiyor." dedi.
Safranbolu’da tarihi konaklarda satılık yazısının artmasıyla birlikte, hem turizm destinasyonunu hem de mahalle sakinlerini olumsuz etkilediği görülüyor. Safranbolu’nun özgün mimari yapısının korunmasının önemine vurgu yapan, Emlakçı Ayhan ile yapılan görüşmede, bölgedeki satış trendleri ve mimari uyum konuları detaylandırıldı.
Ayhan sözlerine şöyle devam etti:
"Ünlü sanatçı Hakan Peker’in restore ettiği ev gibi, bölgedeki tarihi konakların aslına uygun restore edilmesi, hem bölgenin kültürel değerlerinin korunması hem de turizm gelirlerinin artması açısından büyük önem taşıyor. Ama herkes bu duyarlılıkta olmayabiliyor ya da duyarlı oluyor ancak maddi açıdan imkanı sınırlı kalıyor. Bu konuda tarihi bir evin satışında, aslına uygun yenilenmesi şartı konularak, bununda en geç 1 yıl gibi bir sürede yapılması gerekebilir. İtalya’da bugün 1 Euro’ya ev alıyorsunuz deniliyor ama aslına uygun yenilenmeyi şart koşuyor. Burada bu uygulamaları ancak bilinçli alıcılar üstleniyor. Evlerde yaşam olmadıkça satın alınmasının bir manası da kalmıyor. Sit alanındaki evi koruma altında değilse villa tarzı geniş balkonlu, garaj kapılı ve özgün duvarların yıkıldığı modern yapılar yapılıyor, bu yapılar geleneksel yapıya uygun olmadığında, bölgenin bütünlüğüne ve özgünlüğüne zarar veriyor."
Emlakçıların, Safranbolu’nun kent dokusunun korunması adına, yerel yönetimler ve inşaat sektörü ile birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Ayhan, ayrıca bölgedeki emlak piyasasının sürdürülebilirliği için, restorasyon ve yeni yapımların geleneksel mimariye uygun olarak yapılması gerektiğine işaret ediyor.
Safranbolu’da, tarihi mirasın korunması ve ekonomiye katkı sağlayacak doğru adımların atılması, bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Gelişmeleri yakından takip edecek bağımsız bir denetim mekanizmasının, bölgenin turizm ve emlak piyasasının, kültürel miras değerleri çerçevesinde şekillenmesinde rol alması bekleniyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.