Ihlas Haber Ajansı tarafından
06 Eylül, 2023 04:48 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Dönemin birinci günü tezgâhlarda görünmeyen hamsi yerini aldı

Trabzon Balık Hali’nde dönemin birinci günü tezgâhlarda görünmeyen hamsi yerini alırken, kilosu 75 TL’den satılıyor. Her sene ekseriyetle palamut avı ile döneme merhaba diyen balıkçıların ağlarına şu ana kadar palamut pek takılmazken, erken gelen hamsi balıkçıları umutlandırdı.
Denizlerde av yasağının 1 Eylül itibariyle sona ermesiyle balıkçılar "Vira Bismillah" diyerek denize açıldı. Trabzon Balık halinde tezgâhlarda ekseriyetle hamsi daha çok olurken, orta sıra kendini gösteren ve Trabzon açıklarında avlanan Kırlangıç balığı şaşırttı. Kilosu 500 TL’den satılan kırlangıç balığı balık halinin en kıymetli balığı olurken, onu tanesi 350 TL’den satılan torik izledi.

Hamsi Batı Karadeniz’den geliyor
Hamsinin ekseriyetle Ereğli taraflarından geldiğini belirten balıkçı esnaflarından Adem Kaygusuz, “Bu dönem hamsinin olacağına inanıyorum zira bu dönem palamut olmadığından ötürü bol hamsi yiyeceğiz. Dönem 1 Eylül’de değil, 20’sinde ya da 1 Ekim’de açılırsa tekneler içinde uygun olur bizim için de uygun olur vatandaş için de uygun olur. Yetkililere bununla ilgili tedbir almasını bekliyoruz. Zira hava çok sıcak münasebetiyle deniz suyu sıcak olduğundan istavrit pek yok tekneler 15-20 kasa tutuyor. Hamsi Ereğli taraflarından geliyor, bizim bu taraflarda yok. Marmara, Ereğli o taraflarda avlanıyor. Bizim buralarda ise Ekim 15-20’lerinde başlar. Hamsinin avlanması Kasım 15’lerinde olursa bizim için de herkes için de yararlı olur. Erkenden hamsiyi avlarsak randıman vermez. Hamsi 75 TL, mezgit 90 TL, istavrit 100 TL, sargan 125 TL” dedi.
Hamsinin 1 ay öncesinde imaj verdiğini belirten balıkçı esnaflarından Turgay Memiş, “Bir ay öncesinde hamsinin bol olacağı söylenmişti gerçekten bol geldi kilosu 75 TL. Hamsi ekseriyetle Sinop taraflarından geliyor inşallah bizim buralarda da çıkar, vatandaş bol bol yer. Esasen Karadeniz insanı hamsiye hasret bol bol tüketir. Balık fiyatları çok uygun. İstavrit 100-150 TL ortasında, mezgit 75-100 TL. Geçen dönem palamut çoktu hamsi yoktu. Bu dönem varsayımım istavrit, mezgit, hamsi bilhassa çinakop bol olacak vatandaş bol bol yiyecek” diye konuştu.

Hamsi bu sene erken geldi
Balıkçı esnaflarından Emin Avcı da hamsinin bu sene erken geldiğini kaydederek “Hamsi bu sene erken çıktı çoklukla Marmara, Zonguldak Ereğli taraflarından geliyor. Hamsi 75 TL, istavrit 100 TL, mezgit iriliğine nazaran 100-200 TL ortasında, sargan 130 TL. Bu dönem palamut fazla yok deniz suyu soğuduğu vakit inşallah çeşitler bollaşacak. Palamut uzun yıllar sonra birinci defa bu dönem gözükmedi. Aslında 1 sene oluyor, 1 sene olmuyor. Şu ana kadar palamut hiç gelmedi olağanda ince palamut bile görünmedi “şeklinde konuştu.

Kırlangıç tezgâhta yerini aldı
Genellikle pek görünmeyen lakin orta sıra ağlara takılan Kırlangıç Balığı ise halin en değerli balığı oldu. Kırlangıcın Trabzon açıklarında avlandığını tabir eden balıkçı esnaflarından Süleyman Çakır, “Kırlangıç balığı orta sıra geliyordu, Trabzon’da avlandı. Biri 3 kiloluk, başkası 5 kiloluk kadar. Kilosu 500 TL, torikler Ereğli tarafından geliyor tanesi 350 TL. Palamut şu ana kadar görünmedi inşallah ilerleyen günlerde gelir” tabirlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
04 Mayıs, 2025 13:51 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safranbolu’nun Özgün Mimarisi Kayboluyor

Safranbolu’nun tarihi dokusu korunmaya çalışılırken, yeni yapı ve satışlar endişe yaratıyor.

Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve Osmanlı döneminden kalma özgün mimarisiyle kent ölçeğinde koruma altında yer alıyor.
Bölgenin kültürel ve turistik değerlerini koruma amacıyla yapılan restorasyon çalışmaları ve projeler, bölgeyi hareketlendirse de, son zamanlarda bahçeli iki katlı evlerin satılık ilanlarıyla yer alması ve yeni yapıların geleneksel mimariye uygun olmaması endişe yaratıyor.
Emlak piyasasında yaşanan hareketlilik, Safranbolu’nun özgünlüğünü tehdit ediyor. Konakların bakım ve restorasyon maliyetlerinin yüksek olması, ev sahiplerini satışa yönlendiriyor. Bu durum, emlak piyasasında hareketlilik sağlarken, aynı zamanda bölgenin mimari bütünlüğüne zarar verme riski taşıyor. Çarşı ve Bağlar bölgelerindeki evlerin satılık ilanlarında yer alması ise bazı endişeleri açığa çıkarıyor. Çünkü o sokaktaki evlerin birçoğu artık kaderine terk edildi.
Emlak sektörünün önde gelen isimleri, Safranbolu’nun mimari kimliğinin korunması gerektiğine vurgu yapıyor. Karabük’te Emlakçı Hakan Ayhan şu değerlendirmeyi yaptı:
-“Bölgedeki restorasyon çalışmaları ve emlak hareketliliği, geleneksel mimarinin sürekliliğini tehdit ediyor”
Ayhan: "Safranbolu’da özellikle tarihi konakların restorasyonu ile satışı artarken, yeni yapıların geleneksel Türk evi mimarisine uygun yapılmaması ise endişe yaratıyor. Miras yoluyla hissedarlar arttıkça, bazı evlerin önünde satılık ilanı yazılarının daha da çoğaldığını görüyoruz. Ancak, bölgenin kimliğine uygun olmayan projeler, turizm açısından olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, hem alıcılar hem de satıcılar çok daha bilinçli olmalı, restorasyon ve inşaatlarda geleneksel mimarinin esas alınması gerekiyor." dedi.
Safranbolu’da tarihi konaklarda satılık yazısının artmasıyla birlikte, hem turizm destinasyonunu hem de mahalle sakinlerini olumsuz etkilediği görülüyor. Safranbolu’nun özgün mimari yapısının korunmasının önemine vurgu yapan, Emlakçı Ayhan ile yapılan görüşmede, bölgedeki satış trendleri ve mimari uyum konuları detaylandırıldı.
Ayhan sözlerine şöyle devam etti:
"Ünlü sanatçı Hakan Peker’in restore ettiği ev gibi, bölgedeki tarihi konakların aslına uygun restore edilmesi, hem bölgenin kültürel değerlerinin korunması hem de turizm gelirlerinin artması açısından büyük önem taşıyor. Ama herkes bu duyarlılıkta olmayabiliyor ya da duyarlı oluyor ancak maddi açıdan imkanı sınırlı kalıyor. Bu konuda tarihi bir evin satışında, aslına uygun yenilenmesi şartı konularak, bununda en geç 1 yıl gibi bir sürede yapılması gerekebilir. İtalya’da bugün 1 Euro’ya ev alıyorsunuz deniliyor ama aslına uygun yenilenmeyi şart koşuyor. Burada bu uygulamaları ancak bilinçli alıcılar üstleniyor. Evlerde yaşam olmadıkça satın alınmasının bir manası da kalmıyor. Sit alanındaki evi koruma altında değilse villa tarzı geniş balkonlu, garaj kapılı ve özgün duvarların yıkıldığı modern yapılar yapılıyor, bu yapılar geleneksel yapıya uygun olmadığında, bölgenin bütünlüğüne ve özgünlüğüne zarar veriyor."
Emlakçıların, Safranbolu’nun kent dokusunun korunması adına, yerel yönetimler ve inşaat sektörü ile birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Ayhan, ayrıca bölgedeki emlak piyasasının sürdürülebilirliği için, restorasyon ve yeni yapımların geleneksel mimariye uygun olarak yapılması gerektiğine işaret ediyor.
Safranbolu’da, tarihi mirasın korunması ve ekonomiye katkı sağlayacak doğru adımların atılması, bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Gelişmeleri yakından takip edecek bağımsız bir denetim mekanizmasının, bölgenin turizm ve emlak piyasasının, kültürel miras değerleri çerçevesinde şekillenmesinde rol alması bekleniyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.