blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
05 Nisan, 2025 12:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Doğu Karadeniz’de çığ ve heyelan tehdidi

Coğrafik yapısı itibariyle doğal afetlerde en riskli bölge olarak bilinen Doğu Karadeniz Bölgesi çığ ve heyelan tehdidi altında bulunuyor.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde hava sıcaklıklarındaki ani ısı değişiklikleri çığ ve heyelan riskini arttırıyor.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, bölgeyi bekleyen tehlikeye dikkat çekti.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde geçmiş yıllara bakıldığında tabiat kaynakların afetlerin çoğunlukla bahar aylarında yaşandığını belirten Ersoy, "Bu istatistik açısından bir gerçek. Birkaç hafta evvel 10 derecenin altında çok gün yaşadık ve bunlar karlı günlerdi. Bilhassa yağış denizden geldiği için kıyı bölümünü vurdu. Sonra 20 dereceleri yaşıyoruz. Sonra tekrar değişen hava ve kurallar. Münasebetiyle bu hava sıcaklığındaki değişim beraberinde de tabiat kaynaklı afetleri bilhassa taşkınları getirecek üzere görünüyor" biçiminde konuştu.

"Hangi iklim şartlarınıda olursa olsun artık bir heyelan ve taşkın gerçeğini yaşamaya başladık"
Heyelan ve taşkın gerçeğinin bilinmesi gerektiğini kaydeden Ersoy, "Hemen çabucak her gün ya da Doğu Karadeniz kıyı vilayetlerinde irili ufaklı bizim haberdar olduğumuz ya da olmadığınız kütle hareketleri kaya düşmeleri de dahil yaşanmaya başladı. Burada en büyük tesirlerden biri de doğal ki yağış. Zira çok yağışı yer alınca suya doygun hale geliyor sonra küçük bir tetikleme ile birlikte bu olaylarla karşılaşıyoruz. Arhavi’de 4 kişinin maalesef hayatını kaybetmesine neden olan bir heyelanı da yaşadık o günlerde de dikkat ederseniz ki 15 gündür hava sıcaklığı 15 derecenin üzerindeydi. Hasebiyle artık bölgemizde bir gerçeği kabul etmemiz lazım. Bu gerçek hangi iklim kurallarında olursa olsun artık bir heyelan ve taşkın gerçeğini yaşamaya başladık. Bunu bilerek düşünmemiz lazım" diye konuştu.

"Bölgemiz açısından ulusal ölçekte bir aksiyon planının alınması lazım"
"Bölgemiz açısından ulusal ölçekte bir aksiyon planının alınması lazım" diyen Ersoy, "Doğa kaynaklı afetler ile başa çıkabilmemiz için ulusal ölçekte bir direnç sağlamamız lazım. Zira ferdi eforlarla ya da mahallî imkanlarla bu şeylerden kalkmak güç. Birleşmiş Milletler 2020’li yıllarda yaptığı tarifte afeti mahallî imkanlarla önüne geçilemez olay olarak görüyor. Münasebetiyle ülke genelinde biz Maraş sarsıntılarından sonra bilhassa ülkemizin bir sarsıntı ülkesi olduğunu kabul edip ona nazaran aksiyon planları aldığımızı düşünürsek bölgemiz açısından da ulusal ölçekte bir aksiyon planının alınması lazım. Bilhassa çığ olayları da gündeme gelmeye başladı. Bilhassa kıyı vilayetlerinin güney kısımlarında çığ olaylarını da ağır yaşıyoruz. Vatandaşların muhakkak devlet kurumlarının yaptığı ikazlara dikkat etmeleri lazım. Mesela şu anda yayla göçleri yavaş yavaş başladı. Çığ riski beraberinde gelecek mi bilemiyoruz. Hasebiyle bu durumda resmi kurumsal sitelerde bu ikazlar sık sık yapılıyor. Vatandaşların bu ikazları dikkate alması gerekiyor. Dere kenarları meşakkat etrafında taşkınlar var. Çabucak etrafında de yamaçlar var. Hasebiyle bizim bölgemizin bir gerçeği bu. Biz yamaçlara şayet uygun kaidelerde jeolojik kaidelerde düşünürsek yapılaşma yapabiliriz. Ancak jeoteknik etütlerin sağlam olması lazım. Hiçbir etüt olmadan hiçbir bilimsel bir bilgi olmadan biz bunu yaparsak sorunlar ile karşılaşacağız" sözlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
16 Haziran, 2025 13:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Milletvekilleri Üniversite Konusunda Neden Sessiz?

Son günlerde Karabük Üniversitesi hakkında çıkan olumsuz haberler karşında AK Parti Karabük Milletvekili Cem Şahin, Ali Keskinkılıç ile CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay'ın sessiz kalması ve  özellikle CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz'un da bu olumsuz haberlere çanak tutması tepkilere neden oluyor.

Karabük Üniversitesi’nde yaşanan olumsuz gelişmeler ve iddialar, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, Karabük Milletvekillerinin sessizliği tepkilere neden oluyor. Son günlerde üniversite hakkında ulusal ve yerel basında çıkan çeşitli haberler, üniversitenin imajını zedelediği gibi Karabük kamuoyunu da ciddi şekilde rahatsız etmiş durumda. Ancak AK Parti Karabük Milletvekilleri Cem Şahin ve Ali Keskinkılıç ile CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay’ın sessizliği vatandaşların tepkisini çekiyor.

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ GÜNDEMDE, VEKİLLER SESSİZ

Özellikle Karabük Üniversitesi'nde son dönemde yaşanan bazı iddialar,  akademik kaliteye dair eleştiriler, yabancı öğrenci politikaları ve rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık ile  ilgili tartışmalar, sosyal medyada ve haber platformlarında geniş yer buldu. Ancak bu gelişmelere rağmen şehrin seçilmiş temsilcilerinden kamuoyunu tatmin eden herhangi bir açıklama yapılmaması, "Neden susuyorlar?" sorusunu beraberinde getirdi.

Vatandaşlar, Karabük gibi görece küçük bir şehirde üniversitenin hem ekonomik hem sosyal hayat için hayati önem taşıdığına dikkat çekerken, vekillerin bu süreçte sessiz kalmalarını anlayamıyor. AK Parti Karabük Milletvekilleri Cem Şahin ve Ali Keskinkılıç’ın yanı sıra, ana muhalefet partisi CHP’nin Karabük Milletvekili Cevdet Akay’ın da yaşananlara dair kamuoyunu bilgilendiren ya da endişeleri gideren bir açıklamada bulunmaması, siyasi sorumluluk konusunda eleştirilerin odağı haline geldi.

CHP MERKEZ İLÇE BAŞKANI’NA ‘ÇANAK TUTMA’ ELEŞTİRİSİ

Öte yandan CHP Karabük Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz’un yaptığı bazı açıklamaların ve sosyal medya paylaşımlarının, üniversite hakkında çıkan olumsuz haberlere adeta “çanak tuttuğu” şeklinde değerlendirilmesi, tepkileri artırdı.

“BU ÜNİVERSİTE BU ŞEHRİN DEĞERİ”

Karabüklüler, üniversitenin şehir için sadece bir eğitim kurumu değil; aynı zamanda kültürel, sosyal ve ekonomik bir dinamizm kaynağı olduğunu hatırlatarak, vekillerin bu konuda sorumluluk almasını istiyor. Vatandaşlar, “Bu üniversite bizim; Karabük’ün geleceği. Eğer ortada bir sorun varsa, vekillerin bunu görmezden gelmesi kabul edilemez. Ağızlarına bant çekmiş gibiler. Üniversite batarsa, şehir de zarar görür” şeklinde görüş bildiriyor.

SİYASİ SESSİZLİK SORGULANIYOR

Bu tür durumlarda milletvekillerinin kamuoyunu bilgilendirmesi, ayrıca YÖK ve ilgili bakanlık nezdinde girişimlerde bulunarak çözüm sürecine katkı sunması gerekirken,  şu ana kadar ne meclis kürsüsünden ne de yerel basın aracılığıyla herhangi bir ciddi açıklama yapılmamış olması, bu sessizliğin bilinçli bir tercih mi, yoksa olaylara uzak kalmanın bir sonucu mu olduğu sorusunu gündeme getiriyor.

KAMUOYU TEPKİLİ: “BEKLENTİMİZ NET!”

Bir çok kesim Karabük Üniversitesi ile ilgili olumsuz söylemlerin şehre zarar verdiği gibi üniversiteye de zarar verdiğini ifade ederken, önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde Karabük Üniversitesinin öğrenciler tarafından tercih edilip, edilmeme noktasında olumsuz yönde etkileneceğini ve öğrenci sayısının düşeceğini  belirtiyor.  Karabük Üniversitesi hakkında yapılan olumsuz haberlerle ilgili olarak Milletvekillerinin sessiz kalmak yerine inisiyatif alması,  Karabük’ün en önemli kurumlarından biri olan üniversiteye sahip çıkması isteniyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin