Karabük Postası tarafından
11 Mart, 2015 08:51 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Çaycuma Cazibe Merkezi Olacak

ZONGULDAK Sivil Havacılık Yüksekokulu’nun Çaycuma’da kurulması ilgiyle karşılandı.
Bülent Ecevit Üniversitesi Çaycuma Sivil Havacılık Yüksekokulu kurulması onayı 9 Mart 2015 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmişti.
Nitelikli ve kaliteli eğitim vermekle birlikte program çeşitliliğini de arttırmayı amaçlayan BEÜ, kurulan Çaycuma Sivil Havacılık Yüksekokulu ile eğitim ağını genişletiyor.
Çaycuma’da kurulacak olan Sivil Havacılık Yüksekokulu’nda “Hava Ulaştırma İşletmeciliği Bölümü, Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği Bölümü, Uçak, Gövde Motor Bakım Bölümü, Uçak Elektrik ve Elektroniği Bölümü, Pilotaj Bölümü” programları yer alacak.
Ayrıca sektörlerin ihtiyacına göre diğer bölümler açılacak.
“BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR”
Programların açılmasıyla üniversiteye gelen öğrencilerde ciddi bir hareketliliğin oluşacağını belirten Rektör Prof. Dr. Mahmut Özer açılan yüksekokul hakkında şunları söyledi:
“Bir üniversite için sunmuş olduğu eğitim hizmetinin kalitesinin yanında program çeşitliliğinin olması da çok önemlidir. Açılan yüksekokulla birlikte hem üniversitemizin program zenginliği artmış olacak hem de yüksekokulun açılacağı Çaycuma ilçelerimize her yönüyle katkı sağlayacak. Yeni kurulan yüksekokulla Bülent Ecevit Üniversitesi artık 11 fakülte, 5 Yüksekokul, 7 Meslek Yüksekokulu ve 25 Araştırma ve Uygulama Merkezi ile kapasite ve kalitesini her geçen gün artıran Batı Karadeniz Bölgesinin marka değeri yüksek ve güçlü bir yükseköğretim kurumu haline gelmiştir. Bugün kurulan iki yüksekokulumuzda açılacak olan bölümler son yıllarda oldukça ilgi gören bölümler olacaktır. Bilindiği gibi sivil havacılık her geçen gün büyüyen bir sektördür. Bu sektör geliştikçe insan gücü ihtiyacı da beraberinde büyüyor. Bu alanda gerek tesislerin işletme ve yönetimi, gerekse destek hizmetlerinin sağlıklı olarak sürdürülebilmesinde eğitimli personele büyük ihtiyaç var. Dolayısıyla yeni kurulan yüksekokullarımız ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan yetiştirilmesine büyük katkı sağlayacaktır. Her iki Yüksekokulumuzun da hem üniversitemize hem de bölgemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu süreçte bize destek veren başta Zonguldak Valimiz Sayın Ali Kaban olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”

blank
blank
Tugay Kaban tarafından
07 Ocak, 2025 10:54 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Romanlar Ayırır

× Hıristiyan takvimine göre 11. Yüzyılda Avrupa’da en önemli sanat olarak gramerin yerine mantığı geçirdiler, bu değişim, bilimin edebiyat karşısında kazanacağı zaferin mütevazı bir girizgâhıydı. Peki o tarihten sonra insan aklının nasıl zımparalandığını görebiliyor muyuz? Bunu bize gösteren romanlardır.

× Hızlandıkça Azalıyorum romanının yazarı, kendisiyle röportaj yapan Bülent Ayyıldız’ın “Neden roman yazdınız?” sualine cevap verirken şöyle bir cümle kullanıyor, “Roman yazmak istememin nedeni, kendimi insan gibi hissetmememdi.” Yakın zamanda tercümesini bitirdiğim Napolyon Savaşları isimli eserde, Napolyon’un bir sözü iktibas ediliyor, “Dünyayı değiştirmek için çağrıldım!” Napolyon, Saint Helena adasında son yıllarını geçirirken, artık “tarih” denilen şeyi elinin tersiyle bir kenara itmişti ve yapması gereken tek şey olarak (kelimelerle olmasa da) tarihten daha ayırıcı bir eser vermek için çabalamaya başlamıştı: Geride bir hayat bırakmak. Bir roman misali, kendi hayatını sundu Napolyon.

× Tarih, ölülerin dirilişidir. Tarih ayırmaz! Neyi? Her şey zıddıyla kâimdir. O zaman tarih ile alâkalı bir mevzuu çözmek istiyorsak ‘roman’a bakmamız îcabediyor. Romanın tarihini yazmaya çalışanlara bakın mesela, ne gülünç hâllere düşüyorlar. Roman, dirilerin dirilişidir. Roman ayırır. Neyi? Yaşamak düşüncesini ve ölmek düşüncesini. Hem de hayat denilen musalla taşının üzerinde.

× Bugün, dünü bile yazamıyoruz. Tarih, bizi geleceğe zorla sürüklüyor! Roman, önce bugüne sarılıyor. Tarih merkezsizdir ve merkez değildir. Merkez olan ayırır. Bugünün içinde olan. Yani roman.

× Bütün doğumlar ve ölümler romanın mevzuudur. Tarihin mevzuu ise ancak doğum yahut ölüm günleridir. Siperde ölen asker romanın çerçevesindedir, tarihin çerçevesinde ise askerî konvoylar, okul anmaları ve resmî tatiller vardır.

× Yaşamak düşüncesini, ölmek düşüncesinden ayırmak ölümü unutturmak, ölmek düşüncesini de yaşamak düşüncesinden ayırmak yaşamayı unutturmak demek değildir. Her kalp iki eşit parçaya bölünmüş olarak atmaya başlar diye söylenir. Bunu görüp okuyamayacağız fakat romanları?

× #alikoçistifa

Tugay Kaban

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.