Karabük Postası tarafından
05 Şubat, 2023 15:29 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Cam Teras Köylere Can Suyu Oldu

UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan ve "En iyi korunan 20 kent" arasında bulunan Karabük'ün Safranbolu ilçesinde kanyon üzerine yapılan Türkiye'nin ilk cam terası yerli ve yabancıların ilgisini çekiyor. Tarihi ilçede yapılış tarihi bilinmeyen ancak Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından 1794 yılında tadilatı yaptırılan 116 metre uzunluğunda, 6 kemerli ve 110 ila 220 santimetre genişliğe sahip su kemerinin de bulunduğu 80 metre derinliğindeki kanyon üzerine 2012 yılında yapılan cam teras, Türkiye'nin ilk cam seyir terası unvanını taşıyor. 2022 yılının ilk aylarında bakım ve onarımı ile kristal cam değişimi yapılan teras, İl Özel İdaresi işletmesine geçerek, işletilmeye başlandı. Mayıs 2022 yılından itibaren İl Özel İdaresi tarafından işletilen cam terası, 165 bin yerli ve yabancı turist ziyaret etti. Cam terastan 1 milyon 850 bin TL gelir elde edilirken, bu gelirle köylere hizmet götürülüyor. Karabük İl Genel Meclis Başkanı Ahmet Sözen, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, 2022 yılında daha önce sözleşmesi biten müstecirle sözleşme yenilenemediklerini belirtti. 136 BİN YERLİ VE YABANCI TURİST ZİYARET ETTİ 8 aylık zaman zarfında terası İl Özel İdaresi olarak çalıştırdıklarını ifade eden Sözen, "Daha önce müstecirdeyken yaklaşık 1 milyon TL kira alıyorduk. Bunun 500 bin lirasını Özel İdaresine gelir irat edebiliyorduk. Orası Orman İşletmesinden bize tahsisli, tahsisli olan yerlerde kira bedelinin yarısı tahsis eden kuruma ödenmek zorundaydı. Fakat İl Özel İdaresi kendi bünyesinde burayı çalıştırdığı zaman bunu ödemek zorunda değil. İl Özel İdaresine gelir getirici yer olarak gördüğümüzden biz bunu tercih ettik. Bugüne kadar 165 bin yerli ve yabancı misafirimiz ziyaret etti. Bununla birlikte 1 milyon 850 bin TL bir rakama ulaştık, iki bayrama rastlamadığı halde. Bayramları da ilave ettiğimizde 3 milyon lira gibi bir gelir elde etmeyi bekliyoruz. Cam teras Türkiye'de ilk olma özelliğini taşıyor. Yerli ve yabancı misafirlerin uğrak yeri tercih etikleri bir nokta" dedi. Bütçe çalışmaları esnasında önemli ölçüde tasarruf tedbirlerine riayet ederek bütçe ayarlamaya gayret ettiklerini anlatan Sözen, "Yıl içerisinde de buna özeni gösteriyoruz. Bunun yanında bir de gelir getirici iş ve işlemleri yaptığımız zaman İl Özel İdaremize önemli ölçüde gelir kaydediliyor. Bizim tasarruf ettiğimiz her kuruş ve gelir getirecek her bir kurum bizim için köylerimize ve kırsalda yaşayan vatandaşlarımıza hizmet olarak geri dönüyor. Bulak Mencilis Mağarasını da kurumumuz personeli ile beraber biz çalışıyoruz. Bugüne kadar 6 aylık zaman zarfında 337 bin 500 TL gelir elde etmiş olduk" diye konuştu. (İHA)

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
14 Ekim, 2025 11:26 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

YILLARDIR AYNI NAKARAT, YETER ARTIK, GEREĞİNİ YAPIN, ELİNİZİ TUTAN MI VAR?

Hazine ve Maliye Bakanımız;

"Önümüzdeki dönemde de vergi adaletini güçlendirmek ve az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını sağlamak için çalışmalara devam edilecektir”
demiş.
Bu hep söylenir, fakat bir türlü uygulan(a)maz 23 yıldır ülkeyi yöneten bir iktidar var. Şimdide bu iktidarın Maliye Bakanı aynı nakaratı tekrarlıyor?
Kabak tadı verdi artık!

Gelirde ve paylaşımda adaleti sağlayamadığımız sürece toplumsal barışın sağlanması mümkün değil.
Gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa’da ilk sıradayız. Dünyadaki 130 ülke içinde ise 28. sırada yer alıyoruz. Kimin eseri bu tablo?

Zenginle fakirin aynı vergiyi verdiği bir ülkede toplumsal barıştan ve adaletten söz edilebilir mi?
Ülkemizde, gelire göre vergilendirme yerine toplumun tümünün vergilendirilmesi gibi kolay bir yol tercih edilmiş. Vergi sisteminin ağırlık merkezini oluşturan dolaylı vergiler eliyle, başta sabit gelirliler olmak üzere geliri olsun ya da olmasın toplumun tümü vergilendiriliyor. En temel ihtiyaçlar için bile gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme yapılması insani ve adil olmadığı gibi, gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme uygulaması zenginle fakirin aynı vergiyi vermesine neden oluyor.

Varlıklı bir iş adamıyla, geliri olmayan bir vatandaş markette, pazarda aynı KDV’yi ödüyor. Bu mudur adalet?
Dolaylı vergiler nedeniyle vergi yükü dar ve sabit gelirlinin sırtında.

Meslek gruplarının geçen yıl beyan ettikleri şu aylık brüt, ortalama gelirlere bakın. Yazık hepsi de sürünüyor!

  • Aktör, aktris 157 bin 265 TL
  • Müzisyen, ses sanatçısı ve sunucular 136 bin 900 TL
  • Eczacılar 66 bin 236 TL
  • Doktorlar 61 bin 31 TL
  • Kuyumcular 42 bin 360 TL
  • Avukatlar 33 bin 641 TL
  • Taksiciler 12 bin 961 TL
  • Bakkal ve marketler 10 bin 149 TL
  • Emlakçılar 5 bin 226 TL
  • Berberler 3 bin 633 TL

Sordunuz mu bunlara, açlık sınırının 30 bin liralara dayandığı bir ülkede bu gelirlerle nasıl yaşıyorsunuz diye?
Çoğunun günlük kazançları bile bu rakamların çok üzerindedir.
Özel muayenehanesi olan bir profesörün hasta başına aldığı rakamdan haberiniz var mı?
Günde kaç hasta muayene ediyor, biliyor musunuz?

Şu, ikide bir milyarlarca vergi borcunu affettiğiniz müteahhitler konusuna da girip
Okuyucularımın sinirini zıplatmak istemiyorum.

Hadi dediğinizi yapın. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alında alkışlayalım sizi !

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.