blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
24 Eylül, 2024 12:15 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Tıklanma Sayısı: 44
Yorum Sayısı: 0

Hipertansiyon göz, kalp, böbrek ve beyin gibi uç organları hedef alıyor

SAMSUN (İHA) – İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen, hipertansiyon (Kan basıncı yüksekliği) hastalığına müdahale edilmediği takdirde göz, kalp, böbrek ve beyinde kalıcı hasar meydana gelebileceğini söyledi.

Türkiye’de 18 yaşını geçmiş her 3 erişkinin 1’i, 50 yaş üstü her 2 erişkinden ise 1’inde görülen hipertansiyon, bir halk sağlığı sorunu olarak dikkat çekiyor. Medicana Sağlık Grubu Doktorlarından İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen, hipertansiyonun hayat boyu mücadele gerektiren kronik bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, yaşam kalitesini arttıracak önemli uyarılarda bulundu.

Hastaların doktora gelmeden önce bile tuz ve kilo kontrolü yapması gerektiğine vurgu yapan Medicana International Samsun Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen, “Hipertansiyon bizim için ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Dünya için de bir global yük. Kısa zamanda hipertansiyonla ilgili 2 ayrı kılavuz yayımlandı. Bunlardan özellikle belirtilen, hipertansiyon erken dönemlerde semptom vermeyen bir hastalık olduğu için hekim kontrolünde takibi gerektiren bir hastalık. Hastaların hipertansiyon yönetimi için yaşam tarzı değişikliği her şeyden önemli. Tuz kısıtlaması yapmak, kilo kontrolü sağlamak hipertansiyon yönetimi için elimizi çok güçlendiren yaşam tarzı değişikliklerindendir. Hastalarımız, bize gelene kadar bile tuz kısıtlamasına başlamalı ve kalori kısıtlaması yaparak kilo kontrolünü sağlamalarını öneriyoruz. Biz de medikal tedavi ile bunu destekliyoruz” dedi.

“18 yaş üstü her 3 kişiden 1’i, 50 yaş üstü her 2 kişiden 1’i hipertansiyon hastası”

Bazı meslek gruplarında hipertansiyon riskinin yüksek olmasına rağmen kan basıncı yüksekliğinin yaşa bağlı olarak artış gösterdiğine değinen Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen, “Hipertansiyon, stresle de sıklığı artan bir hastalık. Daha stresli meslek gruplarında daha fazla rastlandığını görüyoruz. Hipertansiyon sıklığının arttığını mesleğe göre değil, yaşa bağlı arttığını gözlemliyoruz. Türkiye’de şu anda 18 yaş üstü erişkinlerde hipertansiyon sıklığı yüzde 30-35 arasında seyrediyor. Bu da Türkiye’deki her 3 yetişkinden birinin hipertansiyon olduğu anlamına geliyor. 50 yaş üstünde de her 2 yetişkinden biri hipertansiyon hastası. Bazı stresli meslek gruplarında hipertansiyonun biraz daha fazla olmasını bekliyoruz ama tüm toplum için hipertansiyon global bir yük” diye konuştu.

“Göz, kalp, böbrek ve beyin gibi uç organları hedef alıyor”

Hipertansiyonun gerekli müdahale edilmediği takdirde uç organlara kalıcı zarar verebileceğini ifade eden Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen, “Kan basıncının yüksek seyretmesi uç organ hasarları yapıyor. Gözde, beyinde, böbrekte ve kalpte hipertansiyona bağlı organ hasarları meydana gelebiliyor. Gözde görme bozukluğu ve kalıcı körlük, beyinde damar tıkanıklığına bağlı inme, kalpte duvar kalınlaşması, böbrekte ise böbrek yetmezliğine neden olabiliyor. Kan basıncı kontrolünü ne kadar erken sağlamaya başlarsak uç organ hasarlarını da o kadar erken önlemiş oluyoruz. Çalışmalar gösterdi ki uzun süre tanı konmamış hipertansiyon hastalarında bir süre sonra kan basıncı normale düşürülse bile risk kalıcı olabiliyor. O nedenle hastalara önce yaşam tarzı değişikliği yani sigaranın bırakılması, günlük tuz tüketiminin 5 gramın altına düşürülmesi, Akdeniz diyet tipi olan sebze ve meyvelerden zengin tam tahıllardan, tohumlardan zengin, yağı azaltılmış süt ürünlerini içeren ve doymamış yağ ürünlerini içeren bir beslenme gibi yeni alışkanlıklar öneriyoruz. Bunlarla birlikte haftada en az 150 dakika orta derecede aerobik egzersiz yapılmasını tavsiye ediyoruz. Bunlar yüzme, yürüyüş, zumba, bisiklet ve tenis olabilir. 3 güne bölünerek bunlar yapılabilir. Alkol kullanımının kesilmesini öneriyoruz. Bu yaşam tarzı değişiklikleri her şeyden önemlidir” şeklinde konuştu.

“Kötü alışkanlıklar hastalığın tekrar nüksetmesine neden olur”

Yaşam tarzını değiştirip hipertansiyonu dengeleyen hastaların kötü alışkanlıklara döndüğünde hastalığı da davet ettiğini dile getiren Doç. Dr. Özen, “Tüm metabolik hastalıklar ve hipertansiyon için yaşam tarzı değişikliğinin ömür boyu devam ettirilmesi çok önemlidir. Yaşam tarzı değişikliği ve kilo kontrolüyle, sigarayı bırakmayla, tuz kısıtlamasıyla, medikal tedaviyle desteklenerek hipertansiyonu ideal hale getirebiliriz. Bazı hastalarda ilaçları dahi kesebiliriz. Buna doktor karar verecektir. Ancak hipertansiyonu kontrol altına aldıktan sonra eski kötü alışkanlıkları tekrar yapmaya başladığınızda hipertansiyon geri gelir. Hipertansiyon kronik bir hastalıktır, ömür boyu takibi gerekir. Kan basıncının hangi aralıkta olduğu, uç organ hasarı olup olmadığı, ömür boyu hekim tarafından takip edilmelidir. Ayrıca kış aylarında bu hastalık grubuna influenza, grip aşılarını mutlaka öneriyoruz. 65 yaş üstü hastalar da zatürre aşılarını takip etmelidir” ifadelerini kullandı.

blank
blank
Mustafa AKAY tarafından
05 Ocak, 2025 13:09 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Tıklanma Sayısı: 27
Yorum Sayısı: 0

LAİKLİK ADAM OLMAKTIR

Dinci tayfası, laikliği kabullenemediklerinden hep din karşıtı olarak yorumlarla. “Laiklik dinsizlik” sloganı etrafında dönüp dururlar. Dinciler, laikliği, açık seçik giyinenlere, içki içenlere indirgerler.
Dincilere göre, açık seçik giyinmek, içki içmek laikliktir.
Bu tam anlamıyla laikliğin alanını daraltan geçersiz bir görüştür.
Açık saçık giyinen kişinin laik olduğunu ileri sürerek, din ve inanç özgürlüğünü yadsıyanlar, böylece kendilerinin din taciri olduklarını gizlerler.
Laikler , din ve inanç özgürlüğünü sonuna kadar kullanılsın isterler. Yani, inananlar inançlarını tam anlamıyla yaşasınlar, ibadetlerini özgürce yapabilsin isterler. Bunun için de her türlü ortamı yaratırlar.
Dini bütünlerin büyük bölümünün laiklikle sorunu yoktur. Dindarlar, din, vicdan ve inanç özgürlüğünün ne anlama geldiğini bilirler. Gerçek dindarlarla laikler arasında o nedenle çatışma olmaz.
Din, gıybeti yasaklamıştır. Gerçek dindar gıybet yapmaz. O huşu içinde ibadetini yaparken; sevgi ve saygı ilkesini sonuna kadar yerine getirir. Hoşgörü sahibidir. Kimseye yan gözle bakmaz. Yalan söylemez. Çalmaz, çırpmaz, yetim hakkı yemez.
Din tacirleri ise, insanlara şirin gözükerek her türlü maskaralığı yapar. Çalar da çırpar da… Dini siyasete alet eder. Amacına ulaşmak için her şeyi mübah sayar. Bukalemun gibidir. Kılıktan kılığa girer.
Geçici yeniliklerin peşine takılarak giyim kuşam alanında olmadık çılgınlıklar yapanları da laik sanır bunlar.
Yandaş kanalların gündüz kuşaklarındaki ahlaksızlıklara tavan yaptıran, geceleri de her türlü rezil ilişikleri sergileyen dizilerdekileri de laiklik olarak sunarlar topluma. Oysa, laiklik bunların hepsini reddeder. Çünkü laik birey; sadece din ve inanç özgürlüğü savunmaz. Onun savundukları arasında, hak, hukuk, adalet kavramları önemli yer tutar. Dürüstlüğü savunur laik birey. Ahlak, gelenek, görenek laik bireyin değerleri arasındadır. Toplumdaki çürümeye, yozlaşmaya itiraz eder. Sağlıklı bir kuşak gelsin diyedir mücadelesi. Nesnel düşünür. Hakkı, hukuku bilir. Yalan söylemez, haram yemez. Sömürüye karşıdır. Özgürlükçüdür ama, sınırsız özgürlüğe set çeker. Kadın haklarını ön planda tutar.
İnsan hak ve özgürlükleri vazgeçilmezdir. Cana kıyma özgürlüğünün önünde bir settir. Kendi özgürlüğünün başkasının özgürlüğünün başladığı yerde bittiğini bilir.
Yukarıda yazdıklarımıza gerçek dindarların da itirazları olacağını sanmıyoruz. Onun için dedik, gerçek dindarlarla laikler çatışmazlar diye.
Meydan din tacirlerine bırakılıyor. Entel-dantel Aydıncıklar da buna zemin hazırlıyorlar,
Gerçek aydınlar bu gerçekleri halkımıza anlatmadıkları için laiklik düşmanlığı çoğalıyor.
Yazıyı, Yüce Atatürk’ün bir sözüyle bitiriyoruz. ” Laiklik adam olmaktır”

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bu web sitesinde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezler kullanılmaktadır. Detaylar için Gizlilik Politikamızı inceleyebilirsiniz.