Toplu açılış törenleri ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı yüzde 65 oy için teşekkür amaçlı Karabük’e gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kent Meydanında Halka hitap etti. 12 Yıllık hizmet sürecinde Karabük’e 4 Katrilyonluk yatırım yaptıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açılışını yaptığımız 26 eserin ülkemize ve Karabük’e hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan seçimlerde yüzde 52 oyla Cumhurbaşkanlığına seçilen Recep Tayyip Erdoğan seçimler sonrası teşekkür amaçlı gezileri çerçevesinde Cuma günü Karabük’e geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Karabük’ten aldığı yüzde 65’lik oy için teşekkür ziyareti çerçevesinde geldiği İlimizde KARDEMİR, Valilik ve Karabük Üniversitesi tarafından yapımları tamamlanan tesislerin açılışlarını yaptı. İLK ZİYARET KARABÜK BELEDİYESİNE Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açılış törenleri öncesi Karabük Belediyesini ziyaret etti. Eşi Emine Erdoğan ile birlikte Karabük Belediyesi önünde karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP'li Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili ile bir süre görüştü. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Erdoğan, bir süre Belediye Başkanlığı binasında görüşmeler yaptı. Erdoğan, çıkışta muhtarlar ile görüştü. Otobüse binmeden önce halkı selamladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Belediye ziyaretine akredite edilen Basın mensuplarının alınmaması ise dikkat çekti. KENT MEYDANINDA HALKA HİTAP ETTİ Daha sonra tören alanına geçen Erdoğan, kendisini bekleyen kalabalığın alkışları ile karşılandı. Kalabalık sık sık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını sloganlar ile kesti. Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve eski İçişleri Bakanı Efkan Ala da eşlik etti. Tören alanında ‘İşte ordu, işte komutan’ sloganları dikkat çekti. Karabük halkını selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde verdiğiniz yüzde 65’lik destek için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. İnşallah desteğinize layık olacak, hep birlikte yeni Türkiye’yi inşa edeceğiz. Açılışını yaptığımız 26 ayrı eserin, 1 katrilyon 386 trilyon liralık kamu ve Kardemir yatırımlarının Karabük’ümüze ve ülkemize hayırlı olmasını Allah’tan temenni ediyorum. Eğitimde Safranbolu Yazı Köy İlköğretim Okulunu, merkez Anadolu Öğretmen Lisesi’nin 400 kişilik spor salonunu, yüzme havuzunu ve Eskipazar Gençlik Merkezi’ni tamamladık. Sağlıkta Eflani İlçe Devlet Hastanesi, Safranbolu Devlet Hastanesi ek binası ve çeşitli binaların açılışını yapıyoruz. TOKİ 640 konut inşa etti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı il genelinde 23 trilyonluk alt yapı yaptı. Karabük Kültür Merkezi binası tamamlandı. Karabük genelinde çeşitli bölünmüş yol, il yolu ve devlet yolu projeleri bitirildi. Bu hizmetlerin de resmi açılışlarını burada yapıyoruz. Karabük Belediyesi Şehir Kütüphanesinin, Eskipazar Belediyesi Gençlik ve Kültür Merkezi’nin açılışını yapıyoruz. Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi binasını ve öğrenci soysal yaşam merkezini, araştırma geliştirme binası laboratuvarı tamamladı, bunları da hizmete açıyoruz. Kardemir sadece Karabük’ün değil ülkemizin gururudur. Bu vesile ile Kardemir tarafından ülkemize kazandırılan ve toplam yatırım bedeli 599 trilyonu bulan çeşitli tesisler ve fabrikaların açılışlarını bu gün burada gerçekleştiriyoruz. Tüm bu eserlerin Karabük’e, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi. “FİLYOS PROJESİNİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ” 12 yıllık hizmet sürecinde sadece Karabük’e yapılan yatırımın 4 katrilyon lira olduğunu ifade eden Erdoğan, “Hamdolsun Karabük’ümüzün şöyle 12 yıl önceki halini düşünüyorum. Bu gün helikopterle Karabük’ün üstünde dolaşırken geldiği halini düşünüyorum. Bu yatırımların şehrimize, ülkemize kazandırılmasında emeği geçen tüm kurumlarımızın, belediyelerimizin, Kardemir’i, tüm özel sektör çalışanlarını, işçisine kadar herkesi tebrik ediyorum. Filyos Projesini unutmuş değiliz. Bir takım hukuki engeller yüzünden proje gecikti. Şundan emin olun adım adım takip ediyorum. Filyos, sadece bu bölgenin değil Tüm Türkiye’nin projesi. Bu projeyi hayata geçirmekte kararlıyız” diye konuştu. Çanakkale Savaşlarının 100 yıl dönümüne değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “18 Mart’ta deniz zaferimizin 100. yıl dönümünü başbakanımızın Çanakkale’ye katılımıyla gerçekleştirdik. 24 Nisan da da kara savaşlarının 100. yıl dönümüdür. Dünyanın 4 bir yanından gelen dostlarımız var. Devlet başkanları, hükümet başkanları ve gelecek olan dostlarımızla kapsamlı bir programla yad edeceğiz. İstanbul’da büyük bir barış zirvesi yapacağız. 24’ünde Çanakkale’ye geçeceğiz. 25’inde de Avustralya’dan, Yeni Zelanda’dan gelen tüm dostlar orada şafak ayinlerinde törenlerini yapacaklar. Bizim gençliğimizde sabah namazına müteakip şafak yürüyüşü yapacak. Gençleri şimdiden oraya davet ediyorum. Çanakkale’nin kahramanları arasında Safranbolulu, Eflanilili, Uluslu, Eskipazarlı, Yeniceli yani Karabüklü tüm kardeşlerimin dedeleri, büyük dedeleri var. Kendilerinden kat ve kat güçlü düşman karşısında fedakarca savaşan bu 42. Alay, bine yakın şehit 2 bin 500’e yakın yaralı vermişti. Bu alayın önemli bölümü Karabük’ten, Karabük’ün ilçelerinden, bu bölgelerden gelenlerden oluşuyordu. Savaş sonunda binlerce mevcudundan geriye ne kalmıştı biliyor musunuz? 7-8 kişinin kaldığı bu alayın kahramanlığı gurur tablolarımızdan biri olarak tarihteki yerini aldı. Bu millet ne büyük bir millet. Bu gazi alayın kahraman askerlerinin torunları olan Karabüklü kardeşlerime bir kez daha saygılarımı sunuyorum” şeklinde konuştu. “BASİT BİR KAVGA DEĞİL, MEDENİYET DAVASIYDI” “Kendilerini güya aydın sanan birileri işgale mandaya razı olmuşken bizim dedelerimiz atalarımız şartlara zorluklara bakmadan 7 düvele meydan okumaktan çekinmedi” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne dediler, ‘ölürsek şehit, kalırsak gazi oluruz.’ Cepheden cepheye koştular. Analarımız ne dedi, ‘O zaman git evladım, git ya gazi ol ya şehit’ dedi. Biz böyle bir milliyetin evlatlarıyız. Basit bir kavga değil bir medeniyet davası, istikbal ve istiklal mücadelesi olduğunu çok iyi biliyorlardı. Bin yılın hesaplaşmasını çok iyi biliyorlardı. Yahya Kemal; “Şu kopan fırtına Türk ordusudur yarabbi. Senin uğrunda ölen ordu budur yarabbi. Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın, galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın” diyordu. Bu millet böyle inanmıştı. Böyle inandığı için, Seyit çavuş 250 kilo mermiyi, ‘Ya Allah’ diye kaldırıp topa yerleştiriyor ve düşmanların en büyük gemisini, Çanakkale’nin dalgalarına gömüyor. Buralara öyle durup dururken gelinmedi. Bizim dedelerimiz, atalarımız işte bu ordunun şanlı neferleridir. Allah onlardan razı olsun. Mekanlarını cennet eylesin. Bizlere onlara layık evlatlar olmayı nasip eylesin” ifadelerini kullandı. “ÇANAKKALE’Yİ ANLAMAMIŞ OLANLAR VAR” Bugünde maalesef ülkesine güvenmeyenleri, milletine sırtını dönenler olduğunu gördüklerini söyleyen Recep Tayyip Erdoğan, “2023 hedefleri doğrultusunda hedeflerimize yürürken taş koymaya çalışanlar, treni raydan çıkarmaya çalışanlar var. Ben onların Çanakkale’yi anlamamış, anlayamamış olduğunu tahmin ediyorum. Kimi de daha sinsi yöntemler ile devletin içine sızarak, insanların haklarını gasp ederek, en ulvi duygularını istismar ederek aynı yere hizmet ediyor. Türkiye’yi yeniden istikrarsızlığın, güvensizliğin içine sokarak, hedeflerinden uzaklaştırmanın gayreti içindeler. Muhalefette bunlara çanak tutuyor. Dünyanın neresinde ülkemizin aleyhinde bir söz söylenmişse bir iş yapılmışsa bu iki yapı ve muhalefet hemen peşine takılıyor aynı şeyleri tekrar etmeye başlıyor. Dünyanın her bir yanında Türkiye’ye karşı bildiriler dağıtıp mektupla ülkelerini şikayet ediyorlar. Yabancı gazetelere sayfa sayfa ilanlar veriyorlar. Neymiş Türkiye’de özgürlük yokmuş. Elinize dizinize dursun” ifadelerini kullandı. “PENSİLVANYADAKİ DE 1999 YILINDA BÖYLE KAÇTI” Altını delmeye çalıştıkları geminin içinde herkesin birlikte yaşadığını ifade eden Recep Tayyip Erdoğan, “Bu ülkeye gelen her zarardan bunlarda nasibini almayacak mı. Siyaset başka şey, ihanet başka şey. Hizmet başka hainlik başka. Demokrasi başka şey, ülkeyi, milleti bölmek başka şey. Şimdi onlar kaçıyorlar. Dosyalar açıklandıkça imamları ile kaçıyorlar. Madem suçunuz yok niye kaçıyorsunuz. Niye, çünkü 1999’da Pensilvanya’daki öyle kaçtı. Davet ettim gelmedi. Siyasete sonuna kadar tahammülümüz var ama ihanete asla tahammülümüz yok. Biz bunların gerçekten hizmet ettiğini sanıyor, onun için elimizden gelen desteği veriyorduk. Hizmet edene saygılıyız ama haine asla. Demokrasi talebinin sonuna kadar arkasındayız ama bölücülüğe asla tahammül edemeyiz” dedi. “ÇÖZÜM SÜRECİNİN ÖNÜNDEYİM, ARKASINDAYIM EN ÖNEMLİSİ İÇİNDEYİM” Kendi konumunun Türkiye’deki 78 milyonun hakkını, hukukunu savunmayı gerektirdiğini belirten Erdoğan, “Bunun için ne yapmam gerekiyorsa onu yaparım. Kimseden de çekinmem. Ben bugüne kadar daima sene milletimin yanında oldum. Şimdi çıkmış, “Yemine aykırı hareket ediyor, tarafsız davranmıyor.’ Ben bir partinin tarafı olduğumu ifade etmiyorum, milletimin tarafı olduğumu ifade ediyorum. Bunlar bunu anlamayacak kadar siyaseti de bilmiyorlar. Çözüm sürecini başlatan, bu aşamaya kadar getiren bu kardeşiniz. Demokratik açılım ile başladık. Milli birlik ve kardeşlik projesi olarak devam etti. Çözüm süreci olarak devam ediyor. Ben çözüm sürecinin önündeyim arkasındayım, hepsinden önce içindeyim. Bunun dışında olmak mümkün değil. Elinde silah olanlar. Eğer çözüm süreci konusunda samimiyse, IRA gibi onlarda silahlarını gömsünler. Ellerinde silah çözüm süreci olmaz. 7 Haziran seçimlerine giderken yine o silahlar ile mezraları, köyleri, halkımızı tehdit ederek parlamentoya girmek, bu demokrasi değildir. Bugün burada milleti aldatmaya çalışan varsa elbette bunu çıkıp söyleyeceğim. Bunu milletimin huzuru için söylüyorum, milletimin birlik ve beraberliği için söylüyorum. Çatışmadan, kandan, ölümden, acıdan düşmanlıktan medet umanlarından, onların karşısında tüm gövdemle durmazsam milletimde aramdaki ahdin gereğini yerine getirmemiş olurum. Küçük hesaplarla hareket edenlerin, taşeronluğa soyunanların oyunlarını ortaya çıkarmazsak görevimizi yapmış olamayız. Önce samimi olacaksınız, hesabi olmayacaksınız hasbi olacaksınız hasbi. Bunlar fırsat buldukça birşey üretemedikçe ne yapıyorlar, Cumhurbaşkanına laf söylüyorlar. Ben milletim ile beraberim ama bunların kiminle beraber olduklarını gayet iyi biliyorum. Aynı şekilde paralel yapı ile en büyük mücadeleyi yürüten birisiyim. Burada da bir sıkıntı görürsem elbette gerekli müdahaleyi nereye kadar yapabiliyorsam yaparım. Buradan himmet diye topladıkları paraları diğer ülkelerdeki lobilere, Türkiye karşısı bildirilen yayınlatmak, aleyhte faaliyetler yürütmek için kullananların oyunlarını tabii ki milletime ifşa edeceğim. Bu can bu tente kaldıkça mücadele edeceğim. Türkiye’yi 2023 hedefine ulaştıracak tüm büyük projelerin hepsinde, 12 yıllık emeği olan bir başbakan olarak bundan sonra da hükümetimizin attığı bütün adımlarda yanlarında olacağım olmaya devam edeceğim. Bu asla bir partiden yana olmak değildir. Hükümet devleti yönetir, temsil eder. Bende mademki cumhurbaşkanıyım onların yanında olmaktan başkan keyif verici önemli görevim olamaz. Buralarda da bir aksaklık gördüğüm zaman gerekli uyarıyı arkadaşlarıma yaparım. Bu hakkım ve vazifemdir” diye konuştu. BAŞKANLIK SİSTEMİ Konuşmasında başkanlık sistemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben proje geliştirin diyorum, bunlar hemen palavraya sarılıyorlar. Ben millete gidin diyorum, bunlar notere gidiyor. Noter burada. Millete gideceksin. Siyasette sözünüzün değeri itibarınız kadardır. Eğer sizin sözünüz millet nezdinde muteber değilse noterden senet, bankadan çek bile getirseniz hükmü olmaz” dedi. Başkanlık sistemi dediğinde hemen işi diktatörlüğe, tek adamlığa döktüklerini ifade eden Erdoğan, “Çünkü bunların kültüründe sadece o var. Bunların kafasında milli şeflik var. Geçtiğimiz 12 yılda 7 seçim, 2 referandumda kafalarını hep duvara vurdular. Hala bunları öğrenemediler ama öğrenecekler. Artık kaç seçim, kaç referandum sonra öğrenecekler bilmiyorum ama öğrenecekler. Yapabiliyorlarsa kazanmasını öğrenecekler. Ya da kendilerinden öncekiler gibi tarihin tozlu raflarındaki yerlerini alacaklar. Türkiye darbe dönemlerini artık geride bıraktık. Yeni anayasa ve başkanlık sistemi ile belirsizlikler dönemi ile geride bıraktık. Güçlü bir başkan ve güçlü mecliste hedeflerimize daha hızlı yol alacağımıza inanıyorum. Mevcut sistem bizi buraya kadar getirdi. Şimdi patinaj başladı. Bunu sona erdirmek için başkanlık sistemi. Nefes tazelememiz, sistemi yenilememiz gerekiyor. 10 Ağustos’ta bu sürece girdik. Şimdi yapmamız gereken 7 Haziran’da bunu tamama erdirmek. 400 milletvekili ile yeni anayasa ve başkanlık sistemi meselesini süratle halledebilirsek, 2023 hedeflerine ulaşmakla kalmaz, 2053, 2071 vizyonlarımızı da şekillendirmeye başlarız. Bunun için koşmak ve çalışmak gerekiyor” diye konuştu. Bu millete çok çileler çektirdiklerini belirten Erdoğan, “Eğitimde ciddi sıkıntılar vardı. Bu milletin evlatları çok zulüm gördü. Okulların önünde çok çileler çektiler. ‘Senin başörtün var giremezsin’ dediler. İkna odalarına aldılar. Maalesef aynı acıyı yaşamış bir baba olarak ben bu acıyı hissetmeyeceğimde neyi hissedeceğim. Kota koydular, kat sıya getirdiler. Bağlardılar ayaklarına prangayı istersen yürü. Hamdolsun şimdi bu prangalar kopartılıp atıldı. Herkes rahatlıkla okullarına gidiyor, devlet dairelerinde çalışıyor. Özgür Türkiye budur işte. Sadece kendilerinin çizdiği bir çerçevede belirledikleri başlıklara göre hareket ederseniz özgürlük ama bunun dışındakileri görmek yok. Başı açığı, örtülü hepsi bizim kardeşimiz” şeklinde konuştu. KARABÜK VALİLİĞİNE ZİYARET Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kent Meydanı'ndaki toplu açılış töreninin ardından yürüyerek Valilik binasına geçti. Burada Vali Orhan Alimoğlu tarafından kapıda karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, polis tören mangasını selamlayarak Valiliğe girdi. Valilikte Orhan Alimoğlu’ndan İlin genel durumu ile ilgili bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradan ayrılırken, kendisini bekleyen ve tezahüratta bulunan gençlerle hatıra fotoğrafı çektirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan daha sonra Cumhurbaşkanlığına ait otobüsle vatandaşları selamladı ve çocuklara satranç takımı dağıttı. SAFRANBOLU ZİYARETİ Cumhurbaşkanı Erdoğan Karabük ziyaretinin ardından Safranbolu’ya gitti. Eşi Emine Erdoğan ve beraberindekiler ile tarihi Safranbolu’ya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy karşıladı. Erdoğan, belediye önünde yaptığı konuşmada, “Bugün Karabük’te tarihi bir anı yaşadık. 26 ayrı eserin açılışını yaptık. 12 yılda Karabük’ün tamamına, başbakanlığım dönemimden bugüne kadar yapılan yatırımlara şöyle bir baktığımda karşımıza 4 katrilyon liralık yatırım yapmışız. Bütün bunlar her şeyiyle bir gerçeği gösteriyor. Demek ki ülkesini unutmayan ülkesiyle beraber yürüyen, ülkesiyle beraber hamdolsun dünyaya bir heyecan veren bir Türkiye var. Türkiye artık gündemi belirlenen bir ülke değil; dünyada gündem belirleyen bir ülkedir. Türkiye artık içine kapanmış bir ülke değil; artık Türkiye G20 zirveleri içerisinde yerini alan bir ülke. Artık sıradan bir ülke yok. Sizinle beraber yürüyoruz. Sizinle beraber bunu daha iyi noktaya getireceğiz. Safranbolu nereden nereye geldi. Şu anda Safranbolu’nun içeride ve dışarıda çektiği turist itibariyle geldiği noktayı da iftiharla yaşıyoruz ve görüyoruz. Daha da iyi olacak. Bunların restorasyonlarıyla Safranbolu dünyada konuşulan ve Türkiye’de gelip gittiğimiz bir ilçe olacak. Biz sizi seviyoruz. Sizinle beraberiz. Sizinle iftihar ediyoruz. Bir olun beraber olun iri olun. Hep birlikte Türkiye olun. Bunu yakalamaya mecburuz. Bu bakımdan çözüm süreci olayı çok önemli. Çözüm sürecini tehdit eden malum yapılara asla fırsat vermeyin. O bakımdan tek millet tek bayrak tek devlet diyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra helikopterle Karabük’ten ayrıldı.