8 Kasım tarihi Karabük için çok büyük anlam ifade ediyor. Ama, bugün
8 Kasım'da hiç bir şey yaşanmamış, olmamış gibi hareket ediliyor, bir kaç cılız kutlama ve etkinlikle geçiştiriliyor. Oysaki
8 Kasım 1994 yılı Karabük'ün geleceği için bir dönüm noktası idi. O dönemin siyasetçisinden, Sivil Toplum Kuruluşlarına, Gazetecisinden, halkına kadar tüm Karabüklülerin tek vücut olduğu günün adıdır. Ama bugün gelin görün ki o yıllarda
8 Kasım'ın çilesini, cefasını, sıkıntısını çekenler unutulmuş, bugün sefasını sürenler ön plana çıkmış durumda. Hiç bir emek sarf etmeden adeta hazıra konarak, bir de üstüne üstlük sanki KARDEMİR'in kapatılmaması için mücadeleyi kendileri vermiş gibi ortalıkta dolaşmaları, o gün o mücadeleyi verenleri bir kez daha derinden sarsarken, o mücadelenin içinde yer alan ancak bugün aramızda olmayanların kemiklerini sızlatıyor.
Dün kenti için tek yumruk olan Karabük, bugün birçok değerini kaybetme yolunda hızla ilerliyor. Karabük bu değerlere sahip çıkma noktasında eski hassasiyetini göstermiyor. Bugün Karabük en büyük değeri Kardemir Karabükspor başta olmak üzere geçmişten gelen değerlerine sahip çıkmada yetersiz kalmışken, sefa sürenler sadece seyretmekle yetiniyor.
8 KASIM' IN CEFASINI ÇEKENLER YARGILANDI
8 Kasım 1994 yılında Karabük Demir ve Çelik Fabrikasının kapatılmasını önlemek için içersinde Siyasetçilerin, Sendikacıların, Gazetecilerin, İşadamlarının, Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcilerinin yer aldığı şehir meclisi kurulmuş ve dönemin hükümeti ile yapılan tüm görüşmeler olumsuz netice vermişti. Bunun üzerine şehir meclisi de Karabük'te hayatı durdurma kararı alarak 8 Kasım 1994 yılında o unutulmaz direnişin ateşini yakmıştı ve yapılan direnişin ardından Karabük Demir ve Çelik Fabrikası yöre halkına 1 lira gibi sembolik bir rakama devredilmişti.
Yapılan direnişten rahatsız olanlar da, şehir meclisinde yer alan İlhami Yılmaz, Kamil Güleç, İlhan Alpboğa, Zeki Özdemir, Hüsnü Özoğul, Tuncer Ersözlü, Ali Açıkgöz, Mustafa Çetinkaya, Ahmet Ustaoğlu, Celal Karakuş, Mustafa Yanık, Erdoğan Vatandaş, Atilla Aygün, M. Sadettin Bilgin, Taner Canyurt, H. Murat Aslan, Selahattin Akbulut, Sami Şahin, Nevzat Şahin, Hüseyin Eken, Mutullah Yolbulan, Hüsnü Erdinç, Pehlivan Baylan, Seyfi Ateş, Kenan Karabacak'ı mahkemeye vermiş ve o yıllarda bu isimler yargılanmıştı.
YAPILAN ETKİNLİKLERE BİLE ÇAĞIRILMIYORLAR
8 Kasım 1994 yılında Karabük Demir ve Çelik Fabrikasının kapatılmaması için mücadele verenlerin bir çoğu şimdi aramızda değil, ama sağ olanlar ise her yıl zoraki olarak düzenlenen 8 Kasım etkinlerine davet bile edilmezken, 8 Kasım direnişinin ruhunu yaşamamış olanlar adeta Demir Çelik Fabrikalarını kendileri kurtarmış edasıyla en ön saflarda yer almaya devam ediyor. (Ramazan Öztürk)