Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Kasım, 2024 16:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

‘3 haftadan fazla süren öksürük KOAH habercisi olabilir’

Kronik obstrüktif akciğer hastalığının (KOAH) hava yollarını daraltan, solunumu güçleştiren bir hastalık olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Saliha Ercan, “Genellikle hastalar, öksürük ve balgamdan kısa mesafeli yürüyüşte bile oluşan nefes darlığına kadar değişik belirtiler yaşayabilir. Sigarayı bırakmak, KOAH gelişme riskini azaltan ve hastalığın ilerlemesini durduran tek ve en etkili girişimdir. 3 haftadan fazla süren öksürüğünüz varsa dikkate alın. Altından KOAH çıkabilir” dedi.
Liv Hospital Samsun Göğüs Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Saliha Ercan, Dünya KOAH Günü nedeniyle bilgilendirmede bulundu. KOAH’ın hava yollarını daraltan, solunumu güçleştiren bir hastalık olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Ercan, “Genellikle hastalar, öksürük ve balgamdan kısa mesafeli yürüyüşte bile oluşan nefes darlığına kadar değişik belirtiler yaşayabilir. Dünyada 4. ülkemizde ise 3. ölüm nedenini oluşturan KOAH, ne yazık ki sinsice ilerler ve erken tanı konmazsa tedavi yetersiz kalır. Hastalığın en önemli sebebi sigaradır. Sigarayı bırakmak, KOAH gelişme riskini azaltan ve hastalığın ilerlemesini durduran tek ve en etkili girişimdir. 3 haftadan fazla süren öksürüğünüz varsa dikkate alın. Altından KOAH çıkabilir” diye konuştu.

“Sigaranın bırakılması riski azaltır”
KOAH riskini azaltmak için sigara tüketilmemesi gerektiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Ercan, “KOAH sigarayı bırakmakla maalesef sona ermez ama hastalığı yavaşlatır. KOAH için kullanılan ilaçlar sadece hastaların nefes darlığı şikâyetlerini azaltır. Bu yüzden KOAH tedavisinin temeli sigarayı bırakmaktır” şeklinde konuştu.

“4 evrede incelenir”
Tanı konma sürecinden bahseden Uzm. Dr. Ercan, “Şikâyeti olan hastalarda solunum fonksiyon testi ile tanı konulur ve hastalığın şiddeti belirlenir. Hafif, orta, ağır ve çok ağır olmak üzere 4 evrede incelenir. Çok ağır evrede kalp yetmezliği meydana gelebilir ve ayaklarda su toplama (ödem) başlar. Kalp yetmezliği gelişen hastalarda hastalığın ileri dönemlerinde nefes darlığı çok şiddetlenir ve hastalar evden dışarı çıkamaz hale gelir. Bu dönemdeki hastalar artık günün yarısından çoğunda oksijen makinesine bağlı kalırlar” ifadelerini kullandı.

“Tedavi yolları”
Uzm. Dr. Ercan, KOAH’ın tedavi sürecindeki aşamaları şöyle sıraladı:
“Hastalığın değerlendirilmesi ve izlenmesi, risk faktörlerinin azaltılması, farmakolojik ve farmakolojik olmayan yaklaşımlarla stabil KOAH’ın tedavisi, KOAH semptomlarında kısa süreli kötüleşme ile karakterize akut alevlenmelerin tedavisi.”
Uzm. Dr. Ercan, “Stabil KOAH tedavisi, şikâyetler için bronş açıcı ilaçların kullanımını ve yılda bir kez grip aşısı yapılmasını içerir. Farmakolojik olmayan tedavi yaklaşımları ise, solunumsal rehabilitasyon programları, oksijen tedavisi ve sınırlı sayıdaki vakada uygulanan bronkoskopik valf yerleşimi gibi girişimleri içerir” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Mustafa Akgün tarafından
16 Temmuz, 2025 16:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük’te İmam Hatip Binası Sağlık İçin Bekleniyor

Karabük, sağlık eğitimi ve hizmetlerinde iki önemli projeyle büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Bunlardan ilki, Karabük Üniversitesi'nin sağlık fakültelerini Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi çevresinde konumlandırma hedefiyle gündeme gelen İmam Hatip Lisesi eski binalarının üniversiteye devri.

Yeni İmam Hatip Lisesi binası tamamlandı, ancak boşalan binaların üniversiteye ne zaman devredileceği konusunda henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Bu adım, hem akademik hem de sağlık hizmetlerinin entegrasyonu açısından kritik önem taşıyor.

Bu Binalar Üniversiteye Ne Zaman Devredilecek?

Karabük, sağlık alanında hem eğitim hem de hizmet altyapısını güçlendirecek iki önemli projeyle Türkiye genelinde dikkat çeken bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Karabük Üniversitesi ile Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni aynı çatı altında birleştirecek sağlık kampüsü vizyonu ve hastaneye yapılacak 150 yataklı ek bina çalışmaları, şehrin sağlıkta bölgesel üs olma hedefini güçlendiriyor.

İmam Hatip Lisesi Yeni Binasına Kavuştu

Sağlık eğitiminin merkezileştirilmesi amacıyla gündeme gelen İmam Hatip Lisesi binasının Karabük Üniversitesi’ne devri süreci, bölge kamuoyunun ve akademi dünyasının yakından takip ettiği bir başlık olmaya devam ediyor. Yeni İmam Hatip Lisesi binasının tamamlanmasıyla öğrencilerin taşınması bekleniyor, ancak boşalacak binanın üniversiteye ne zaman devredileceği konusunda hâlâ resmi bir açıklama yapılmış değil.

Bina, Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yakınında yer alıyor. Bu konum, başta Tıp Fakültesi olmak üzere Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri MYO için stratejik bir avantaj sunuyor. Hem teorik eğitim hem de klinik uygulamalar arasında entegrasyonu sağlayacak bu yapı, Karabük Üniversitesi’nin sağlık alanındaki akademik kapasitesini artıracak.

Karabük Üniversitesi, bu bölgeyi bir “sağlık eğitim üssü” haline getirme hedefiyle hareket ediyor. Ancak bu vizyonun hayata geçebilmesi, İmam Hatip Lisesi binasının hızla üniversiteye devredilmesiyle mümkün olacak. Aksi takdirde, üniversitenin sağlıkla ilgili bölümleri dağınık yapıda kalacak, eğitim-uygulama bütünlüğü zedelenecek ve bölgesel sağlık hizmeti hedefi sekteye uğrayacak.

Kamuoyunda bu gelişme yalnızca akademik bir ihtiyaç değil, aynı zamanda şehirdeki sağlık sisteminin verimli işlemesi açısından bir zorunluluk olarak görülüyor. Üniversiteye devredilecek her metrekare, geleceğin sağlık çalışanlarının eğitimine ve halkın daha kaliteli sağlık hizmeti almasına katkı sağlayacak.

150 Yataklı Ek Hastane Binası Sevinçle Karşılandı

Bu stratejik gelişmelere bir yenisi daha eklendi. Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yapılması planlanan 150 yatak kapasiteli ek bina için zemin etüt çalışmaları başladı. Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü proje kapsamında, eski Karabükspor antrenman sahası olarak bilinen Yaşar Kaptan Çebi alanında sondaj makineleri çalışmaya başladı.

Projenin geçmişi 2012 yılına kadar uzanıyor. O dönem 300 yataklı hastanenin ihtiyaca cevap veremediği belirtilmiş ve 150 yataklık ek yatırım programı açıklanmıştı. Ancak çeşitli nedenlerle proje yıllarca ertelendi, hatta zaman zaman iptal edildiği yönünde iddialar gündeme geldi. Alanın mülkiyeti, orman vasfı, Karabükspor’un açtığı dava ve heyelan riski taşıdığına dair raporlar nedeniyle süreç sık sık çıkmaza girdi.

Bugün gelinen noktada, Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen kapsamlı görüşmeler ve teknik değerlendirmeler neticesinde sorunların aşıldığı bildirildi. Yetkililer, zeminle ilgili şüphelerin teknik olarak çözülebileceğini ve fore kazık gibi gelişmiş yöntemlerle inşaatın güvenle sürdürülebileceğini ifade etti.

Zemin etütlerinin ardından topoğrafik ölçüm ve işaretleme işlemleriyle temel atma aşamasına geçilecek. Karabük, bu yatırımla yalnızca eğitimde değil, sağlık hizmetinde de kapasitesini artıracak. Ek bina tamamlandığında; yoğun bakım, ameliyathane, dahili ve cerrahi servislerin yükü hafifleyecek, hasta kabul ve tedavi süreleri kısalacak.

Karabük Sağlıkta Bölgesel Üs Olmaya Hazırlanıyor

Bu iki büyük hamle - üniversite-hastane kompleksinin oluşturulması ve 150 yataklı ek hastane yatırımı- Karabük’ün sağlık altyapısını sadece yerel değil, bölgesel bir güç haline getirecek nitelikte. Üniversitenin sağlık fakültelerini hastane çevresine entegre etmesiyle öğrenciler hem kaliteli eğitim alacak hem de doğrudan uygulama fırsatları elde edecek. Ek hastane yatırımı ise şehirdeki artan hasta yoğunluğuna çözüm sunacak.

Karabük kamuoyunun, öğrenci ailelerinin ve akademik çevrelerin çağrısı net: Üniversitenin önü kesilmesin, sağlık eğitimi ve hizmeti el ele büyüsün.

Sağlık Bakanlığı ve ilgili yerel kurumların iş birliğiyle bu projelerin hızla tamamlanması, Karabük’ün Türkiye’nin sağlık haritasında daha görünür bir yere sahip olmasına zemin hazırlayacak.

Bizi sosyal medyadan takip edin