Karabük Postası tarafından
17 Mayıs, 2023 09:59 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

250 yıllık Osmanlı motifleri gün yüzüne çıkarıldı

Çorum’da Selçuklu Sultanı 3. Alaeddin Keykubat zamanında yapılan Ulu Cami'de Osmanlı kültürünü yansıtan ve yıllar önce sıvayla kapatıldığı anlaşılan motifler ve kalem işi bezemeler gün yüzüne çıkarıldı. Vakıflar Tokat Bölge Müdürlüğü koordinesinde Çorum'daki tarihi Ulu Cami’de geçen yıl Aralık ayında başlatılan restorasyon çalışmaları devam ediyor. Çalışmalarda Osmanlı dönemine ait ve yıllar önce yapılan tadilatlar sırasında üzeri sıvayla kapatılmış, 250 yıllık motifler, kalem işi bezemeler ortaya çıkarıldı. Ortaya çıkarılan motif ve kalem işi bezemeler, restorasyon çalışmasıyla aslına uygun bir şekilde yeniden canlandırılacak. Yapılacak olan restorasyon çalışmalarıyla caminin iç beden duvarlarında, kubbesinde, ahşap tavan, korkuluk, kaplama ve doğramalarında, avlusundaki şadırvanda kentin simgesi haline gelen eserin özgün dokusuna uygun şekilde gerekli bakım ve onarım işleri yapılacak. Aynı zamanda cami çevre düzenlemesi yapılarak eserin döneminin özelliklerini yansıtması sağlanacak. Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla tarihi Ulu Cami yeniden ibadete açılacak. Tokat Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nde görevli Şube Müdürü Mustafa Uzun, tarihi Ulu Cami’deki restorasyon çalışmaları hakkında İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Ulu Cami’nin Çorum’un en önemli ve en büyük tescilli tarihi eseri olduğuna dikkat çeken Uzun, caminin 13. yüzyılın sonu, 14. yüzyılın başlarında Selçuklu Sultanı III. Alaeddin Keykubat’ın azatlı kölesi Hayrettin Bey tarafından yaptırıldığının tahmin edildiğini söyledi. Kök boya ile yapılan kalem işleri, süslemeler ve “Cihar-ı Yari Güzinler” açığa çıktı Restorasyon çalışmalarında kök boya ile yapılan motifler ve kalem işi bezemelerin ortaya çıktığını açıklayan Uzun, “Ulu Cami'nin restorasyonu Tokat Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yaptırılmaktadır. 2022 yılında ihalesi yapılarak yer teslimi yapıldıktan sonra restorasyon çalışmalarına başlandı. Restorasyon çalışmaları çerçevesinde ilk başta ahşap yüzeydeki yağlı boya raspaları ve duvarlardaki çimento sıvalar alındı. Yapı üzerindeki muhdes eklentiler kaldırılmıştır. Bu çalışmalar sırasında kubbede, kasnaklarda, kubbe geçişlerinde, pandantiflerde özgün kalem işi süslemeler ve bezemeler bulunmuştur. Ayrıca ahşap yüzeylerde özgün boyamalar mevcut. Onlar da açığa çıkarıldı. Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü’nden aldığımız gerekli izinler doğrultusunda çalışmalarımıza devam edilmektedir. Bu çalışmalar sonunda restorasyon çalışmalarını başarılı bir şekilde çalışmaları düşünüyoruz” dedi. Gün yüzüne çıkarılan süslemeler 250 yıllık Gün yüzüne çıkarılan kalem işleri ve süslemelerin 250 yıllık olduğunun tahmin edildiğini anlatan Uzun, şöyle konuştu: “Yapılan çalışmalar kapsamında ana kubbede yağlı boya süslemeler vardı. Bunların rasmasını yaptığımızda altından kök boya ile yapılmış özgün eski döneme ait süslemeler ortaya çıktı. Bunların dışında pandantiflerde bitkisel süslemeler açığa çıktı. Ve dört halifenin isminin yazılı olduğu 'Cihar-ı Yari Güzinler' açığa çıktı. Ahşap yüzeylerde tavan göbeklerinde gölgeli kök boya ile yapılmış süslemeler ortaya çıktı. Bölge Müdürlüğümüz tarafından alınan izinler doğrultusunda restorasyon çalışmalarına devam ediliyor. Bu açığa çıkan kalem işlerinin, süslemelerinin tamamlamaları yapılıp özgünlüğüne uygun şekilde ortaya çıkarılacaktır. Camide çıkan süslemelerde ilgili Bölge Müdürlüğümüz ve yüklenicimiz tarafından gerekli malzeme analizleri ve laboratuvar çalışmaları yapılmaktadır. Caminin tarihsel sürecine bakıldığında çıkan kalem işleri ve süslemelerin 200 ila 250 yıllık olduğu düşünülmektedir.” Ulu Cami’nin yapısı hakkında da bilgiler veren Uzun, “Caminin 12 tane ahşap sütün üzerine kurulu ana bir kubbesi var. Bu ahşap sütunlar özgün kendi sütunlarıdır. Üzerinde şu anda vernik katmanı temizliği yapılıyor. Ayrıca caminin ahşap minberi özellikli bir minber olup üzerinde kitabesi bulunmaktadır. Camimizin yapılış tarihini bu minber üzerindeki kitabeden tarihlendirebiliyoruz. Üzerinde geometrik ve bitkisel motiflerin bulunduğu döneminin en önemli minberlerinden birisidir” diye konuştu. Mimar Sinan tamir etti, IV. Murad zamanında da restorasyondan geçti Tokat Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nde görevli Şube Müdürü Mustafa Uzun, Ulu Cami’ye tarihsel açıdan bakıldığında Selçuklu dönemi bir yapı olduğunu ancak zaman içerisinde meydana gelen depremlerde aldığı hasarlar sonucunda değişik zamanlarda restorasyon yapıldığını anlatarak, "Bunlardan en önemlisi Mimar Sinin tarafından yapılan çalışmadır. Mimar Sinan kendi yazdığı eserde Çorum Ulu Cami’de onarım, yenileme çalışmalarında bulunduğundan bahsetmektedir. Bunun dışında en önemli çalışmalardan birisi de IV. Murad zamanı yapılan çalışmadır. Sultan 4. Murad, Erivan seferine giderken Çorum’da konaklar ve burasının onarılmasını emreder. Ulu Cami, 4. Murad zamanında restorasyon geçirir ve ondan sonra camimizin bir diğer adı da Muradı Rabi Cami olarak anılmaktadır" şeklinde konuştu. Uzun, Bölge Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalarda başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve çalışmalara türlü desteği veren Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürü ve personeline teşekkür etti. (İHA)

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Kasım, 2025 20:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

Samanlıkta işlenen cinayetle ilgili yargılama devam etti

Kastamonu’da samanlıkta balta ile öldürüldükten sonra çuvala koyup dereye atılan vatandaşın vefatıyla olayıyla ilgili sanıkların yargılanmasına devam edildi.
Olay, 17 Temmuz 2023 tarihinde Kastamonu’nun Merkez ilçesine bağlı Ahlat köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye nazaran, meskenden ayrıldıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan 57 yaşındaki Satı Doğruoğlu’nun cenazesi, Kastamonu Vilayet Jandarma Komutanlığı grupları tarafından dere yatağında, çuval içerisinde bulundu. Takımlar, çuvalın izlerinin köyün yaklaşık 300 metre yakınındaki Behice Ç.’ye ilişkin konutun samanlığına kadar devam ettiğini tespit etti. Jandarma grupları, samanlıkta yaptıkları incelemede, 57 yaşındaki Satı Doğruoğlu’nun balta ile öldürüldükten sonra cesedinin çuvala koyulduğu ve sürüklenerek dereye atıldığını belirledi. Olayın akabinde gözaltına alınan Behice Ç. ile eşi Bayram Ç. ve oğlu Ümit Ç., isimli makamlarca tutuklandı.
Olayın akabinde şüpheliler hakkında "kasten öldürme" hatasından açılan dava, Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Duruşma salonunda tutuksuz yargılanan sanıklar Bayram Ç., Ümit Ç. ile maktulün yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu. Bakırköy Ruh ve Hudut Hastalıkları Hastanesine sevk edilen tutuklu sanık Behice Ç. ise duruşmaya katılamadı.
Duruşmada savunma yapan Bayram Ç. ile oğlu Ümit Ç. hatasız olduklarını söyleyerek, beraatlarını talep etti.
Behice Ç.’nin avukatı Hasret Çiftçi ise, müvekkilin taciz edilmek istendiği sırada baltayla kendisini savunduğunu ve bu sebeple en üst düzeyde tahrik kararlarının uygulanması gerekğini belirterek, "Olay yasal müdafaadır, bu farklı, birde tahrik indirimi verilmesi zaruridir. Müvekkilim, 2,5 yıldır cezaevindedir. Yargılamanın uzamasından kendisinin de bir kusuru ya da kabahati yoktur. Şu etapta kanıtlar toplanmıştır, kanıt karartma durumu, kaçma kuşkusu yoktur. Kendisi konut kadınıdır. Tüm bu konular göz önüne alınarak müvekkilimin isimli denetim kuralıyla tahliye edilmesini talep ederiz" dedi.
Mahkeme heyeti, Behice Ç.’nin İstanbul İsimli Tıp 4. İhtisas Konseyinde cezai ehliyetinin olup olmadığına dair rapor alınmasını ve bu raporun dönüşünün beklenmesini kararlaştırarak, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Bizi sosyal medyadan takip edin