Ihlas Haber Ajansı tarafından
01 Nisan, 2024 11:56 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

1 kilogram ürün için 510 bin lif gerekiyor

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen ve "dünyanın en pahalı baharatı" olarak adlandırılan safranda 1 kilogram ürün elde edebilmek için 510 bin lif gerekiyor.

Boya, yemek, kozmetik, ilaç ve gıda gibi birçok alanda kullanılmasının yanı sıra; hücre yenileme, hafızayı güçlendirme, astım ve solunum yolu hastalıkları, sindirim ve diş eti güçlendirme gibi birçok etkisi bulunan safran bitkisi, Ağustos ayında ekimi yapılırken, Ekim-Kasım aylarında boyu 15-30 santimetre uzunluğa geldiğinde hasadı yapılıyor. Safranbolu'da 3 bin 500 yıllık geçmişe sahip, Bizans döneminde Batı Anadolu'da ticareti yapılan, Osmanlı döneminde de önemini koruyan safran, "milli bitki" ünvanını alırken Avrupa Birliği Komisyonu tarafından coğrafi işareti tescillendi. 1 gramı 250 liradan satılan safranda 1 kilo ürün elde edebilmek için 510 bin lifin toplanması gerekiyor. Safran soğanının Ağustos ayında dikiminin yapıldığını belirten safran üreticisi İsmail Yılmaz, 15-30 Ağustos tarihlerinde dikilmesi en uygundur. Bir dönüme yaklaşık olarak 200 kilogram gibi bir safran soğanı dikimi yaparız. 1 kilogram safranı ilk dikimde 8 dönüm alandan elde edebiliriz. Çünkü az verdiği için. İkinci yıl dört dönüm alandan, üçüncü yıl bir dönüm alandan 1 kilogram safran elde edebiliriz. Yaklaşık olarak 1 kilogram safran 170 bin çiçekten elde edilir ama her çiçekte üç tane safran lifi vardır. Bunu 3 ile çarpmamız gerekir. O da yaklaşık olarak 510 bin kırmızı lif elde etmiş oluruz” dedi. “Tadından ziyade şifası için kullanılır” Safranın faydalarından ve kullanım alanlarından bahseden Yılmaz, “Safranın en büyük özelliği hücre yenileyici olması. Sakinleştirici, yatıştırıcı ve uykusuzluğa iyi gelir. Metabolizmayı hızlandırır, vücut direncini artırır. Kanserde çok kullanılıyor. Alzaymır da kullanılıyor. Gözdeki sarı noktada ve depresanda kullanılıyor. Bunun yanında yemeklerde kullanılır. Tadından ziyade şifası için kullanılır zaten” diye konuştu. Yılmaz, “Safranbolu safranını diğer safranlardan ayıran özellik içindeki etken maddelerin daha yüksek olmasıdır. Diğer bölgelerde üretilen safranlara göre muhtemelen iklimden dolayıdır ki safranal maddeler daha yüksek” ifadelerini kullandı.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
03 Mayıs, 2025 21:35 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Öğr. Gör. Eroğlu: “Dezenformasyon artık ulusal güvenlik meselesidir”

Karabük Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Hukuk Bölümü'nden Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun artık ulusal güvenlik meselesi olduğunu ifade etti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun bir zihin manipülasyonu aracı olduğunu ve çağın en sinsi tehditlerinden biri olduğunu belirtti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dijital şiddetin bir türü olarak dezenformasyonun bireyleri, kurumları ve hatta devletleri nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde değerlendirdi.
Eroğlu, dezenformasyonun kasıtlı olarak yayılan yanıltıcı bilgilerle kamuoyunu yönlendirme amacı taşıdığını belirterek, bu kavramın günümüzde dijital şiddetin bir türü hâline geldiğini söyledi.
Birbirine kelime olarak benzeyen kavramların anlamlarının farklı olduğunu belirten Eroğlu, "Dezenformasyon, mezenformasyon ve malenformasyon kavramları sıklıkla birbirine karıştırılsa da her birinin farklı anlamlar taşıdığını ifade eden Eroğlu, şöyle konuştu: "Mezenformasyon kötü niyet olmadan yapılan yanlış bilgi paylaşımıdır. Malenformasyon ise doğru bilginin, kamuoyunu yanıltmak amacıyla fikrinden koparılarak sunulmasıdır" dedi.
Yapılan araştırmalara göre yalan haberlerin, doğru içeriklere kıyasla altı kat daha hızlı yayıldığını vurgulayan Eroğlu, bunun nedeninin bireylerin bilgiye kolay erişme arzusuyla doğrulama zahmetinden kaçınmaları olduğunu söyledi.
"Dijital medya çalışanları da basın mensubu statüsüne alındı"
Dijitalleşmenin medya üzerindeki etkilerine de değinen Özçağlar, artık haberlerin büyük oranda dijital ortamda üretildiğini ve yayıldığını, bu durumun ise basın mensuplarına daha fazla sorumluluk yüklediğini belirtti. Kamuoyunda "Dezenformasyon Yasası" olarak bilinen 7418 Sayılı "Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''un da bu süreçte önemli bir yasal düzenleme olduğuna dikkat çeken Özçağlar, internet haberciliğinin "süreli yayın" olarak kabul edilmesinin ardından dijital medya çalışanlarının da basın mensubu statüsüne alındığını söyledi.
Dezenformasyonla mücadelede bireylerin de sorumluluk üstlenmesi gerektiğini kaydeden Eroğlu, dijital içeriklerin hızla silinebildiğine dikkat çekerek, "Ekran görüntüsü almak ve Noterler Birliğinin e-Tespit sistemi gibi araçlar, yalan haberlere karşı delil oluşturmak açısından büyük önem taşıyor." dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.