Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
19 Kasım, 2024 00:15 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Zonguldak’ta normal doğum eylem planı tanıtıldı

Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmeti Başkanlığı tarafından Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Prof. Dr. Kemal Karakaya Konferans Salonunda, Normal Doğum Eylem Planı anlatıldı.
Düzenlenen programa BEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Servet Karasu, İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Bilal Cin, Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Uzm.Dr. Pınar Menderes Turhan, Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Ümit Çavuş, Sağlık Hizmetleri Başkan Yardımcısı Aydın Şanlıoğlu, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hande Aydemir, Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Özlem Elmas ve Doç. Dr. Güneş Çakmak Genç katıldı.
Programda İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığında görevli Uzman Sevil Çelik tarafından Normal Doğum Eylem Planı Sunumu yapıldıktan sonra, BEÜ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Neonatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cumhur Aydemir burada yaptığı konuşmasında şöyle dedi:
"2023 yılında doğurganlık hızının en düşük olduğu illerden biri olan ilimizde yüksek sezaryen oranı ile mücadele önceliğimiz olmalıdır. Son yıllarda sezaryen oranlarındaki artış, ülkemizde ve ilimizde önemli bir sağlık sorunu olarak öne çıkmaktadır. Sezaryen tıbbi gereklilik durumlarında hayat kurtarıcı bir müdahale olmakla birlikte, tıbbi zorunluluklar dışında tercih edilmesi durumunda hem anne hem de bebek sağlığı üzerinde kısa ve uzun vadeli olumsuz etkiler oluşturabilmektedir. Ayrıca anne sütü ile beslenmenin gecikmesi ve bağlanma süreçlerinde aksaklıklar da sezaryenin olumsuz sonuçları arasında yer almaktadır."
Normal Doğum Eylem Planı programının ardından bir açıklama yapan İl Sağlık Müdürü Uzm.Dr. Ertuğrul Güner ise şunları söyledi;
"Türkiye’nin sağlık sistemi, her bireyin sağlığını korumayı ve geliştirmeyi esas alan köklü bir yapıya sahiptir. Bakanlık olarak en büyük önceliklerimizden biri, toplum sağlığını en üst seviyeye taşımaktır. Bu hedef doğrultusunda, kadın ve çocuk sağlığı, sağlık politikalarımızın en önemli unsurlarından birini oluşturmaktadır. Bu nedenle normal doğumu teşvik etmek, sezaryen oranlarını düşürmek ve anne-bebek sağlığını iyileştirmek amacıyla "Normal Doğum Eylem Planı" hazırlanmıştır. Planımız, yalnızca sağlık hizmetlerini iyileştirmeyi değil, aynı zamanda tıbben gerekli olmayan sezaryenin tercih edilmesini önlemeyi ve normal doğumun yaygınlaşmasını hedeflemektedir. Ebelerimizin rolünü güçlendirmek, doğumhanelerimizin anne dostu hastane standartlarına uygun hale getirilmesini sağlamak ve doğum yapılan kamu, üniverste ve özel sağlık kuruluşlarımızın tümünde Gebe Okullarının etkinliğini arttırmak öncelikli hedeflerimizdendir. Bakanlık olarak bir yandan güvenli doğumu ön planda tutarken diğer yandan da gebenin rahatını, huzurunu, konforunu ve mahremiyetini dikkate alan hastane ortamlarında doğumu teşvik etmekteyiz. Bebeklerimiz dünyaya en iyi şartlarda gözlerini açsın diye biz Sağlık Müdürlüğü olarak bu süreçte anne ve bebeklerimizin yanında olmaya kararlıyız."

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
12 Haziran, 2025 22:22 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Karabük’te zarar tespiti yaptı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Karabük’te zirai dondan etkilenen meyve bahçelerinde incelemelerde bulundu.

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, beraberinde Karabük Ziraat Odası Başkanı Hasan Benlioğlu ve ilçe oda başkanları ile birlikte Karabük’te zirai don nedeniyle zarar gören meyve bahçelerini inceledi.
Afetin şiddetinin de giderek arttığına dikkat çeken Bayraktar, "Eksi 25-30 dereceleri gören tek ısı değerleriyle karşı karşıya kaldık. Buna hiçbir ürünün dayanması mümkün değildi. Hiçbir ürünümüz de zaten dayanmadı. Şimdi tabii mevsim kaymaları yaşıyoruz. Kışın kar yağışı bekledik Türkiye'de birçok bölgemizde Karabük de dahil olmak üzere kışın yeterli yağışları alamadık. Yeterli kar yağışı olmadı. İlkbaharda yağışlarını bekledik. Fakat ilkbahar yağışlarını beklerken ilkbahar ayında kışı yaşadık kar yağışıyla karşı karşıya kaldık. Arkasından gelen don hadisesi maalesef başta meyve olmak üzere birçok ürünümüze de zarar verdi. Tabii zarar gören illerimizden bir tanesi de Karabük ilimiz. Türkiye genelinde 65 ilimizde zarar söz konusu. Karabük ilimizde de yine ceviz, badem, elma, kiraz, vişne gibi ürünlerimiz ve bunun yanında diğer meyvelerimiz de yüzde yüzlere oranlarda zarar gördü. Allah böyle bir afeti bir daha göstermesin. Bu gerçekten tarihimizin en büyük afeti. Biliyorsunuz birkaç sene evvel bir deprem yaşadık. Bu da tarımda yaşadığımız bir deprem gibi bir afet. Şimdi burada tabii özellikle böyle bir afet karşısında üreticilerimiz örgütlerini yanında görmek istiyor" dedi.

"Destekleri üreticimize veremezsek bu afet bir miktar daha göç oluşturabilir"
Bayraktar, "Tarihin en büyük afeti karşısında gerekli desteklerin bu manada çiftçimize verilmesi fevkalade önemli. Çiftçilerimiz özellikle bankalara borçlu olarak üretim yapıyorlar. Tarım Kredi Kooperatiflerine borçlu olarak üretim yapıyorlar. Oralardan aynı ve nakdi kredi kullanıyorlar. Şimdi çiftçilerimizin böyle bir süreçte özellikle bazı bahçelerimizde ağaçlarımız ciddi zarar gördü. Çiftçimizin borçlarının birkaç yıla ertelenmesi önem arz ediyor. Çünkü çiftçimiz böyle büyük bir afetle karşı karşıya kaldı ki bu borçları ödeyebilme kabiliyetini kaybetti. Zarar gören bahçelerimizin daha fazla bakıma ihtiyacı var. Yani bahçelerinde kalabilmesi için ve bu özellikle zarar gören bahçelere tabii daha fazla masraf etmesi de gerekiyor. Daha çok bakım yapması gerekiyor. Onun için nakde ihtiyacı var. Biz bu destekleri üreticimize veremezsek bu afet bir miktar daha göç oluşturabilir. O zaman ne olur? Üretici olan çiftçi şehre gittiğinde tüketici oluyor. Peki çiftçimiz tüketici olursa üretimi kimle yapacağız? Yani tüketicileri nasıl besleyeceğiz? Üreticiyi şimdi desteklemezsek tüketici haline getirirsek ne yapıyoruz? Tüketenin oranını arttırıyoruz, sayısını arttırıyoruz ama üreten azalıyor burada. Üretim ayağı yani üretimdeki arzdaki Allah muhafaza azalma ülkenin gıda güvenliğini sağlama noktasında ciddi problemlerle karşı karşıya kalmamıza sebebiyet verebilir. Yani göçü önleme noktasında da destek istiyoruz" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin