ZONGULDAK ’ın Ereğli ilçesinde bir grup madenci, 7 Mart 1983 yılında Türkiye Taş Kömürleri Kurumu (TTK) Armutçuk Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında meydana gelen kazada hayatını kaybeden 103 madenci için toplanan 13 milyon TL'lik yardımın hak sahiplerine dağıtılmasını istiyor. Konuya ilişkin açılan açılan davanın mahkemede reddedilmesinin ardından madenciler, temyizden gelecek kararı bekliyor. Kdz. Ereğli ilçesi Kandilli beldesinde faaliyet gösteren TTK’ya bağlı Armutçuk maden ocağında 7 Mart 1983 tarihinde meydana gelen grizu patlamasında 103 madenci hayatını kaybetmişti. 103 madencinin yakınları için Valilik ve Amele Birliği kanalıyla yurt içi ve yurt dışında yardım toplanmıştı. Toplanan yardımlar 31 yıl içerisinde yaklaşık 13 Milyon TL'ye ulaştı. Kendileri için yardım toplandığı bilgisine ise 1 yıl önce Amele Birliği Yönetimi’ne seçilen şehit madenci çocukları Çetin Yiğit ile Metin Artırmak tesadüfen öğrendi. "13 MİLYON TL'DEN TESADÜFEN HABERDAR OLDU" Babasını 1983 yılındaki maden kazasında kaybeden 28 yıllık madenci Amele Birliği Yöneticisi Çetin Yiğit, kendileri için toplanan 13 milyon TL yardımdan 30 yıl sonra tesadüfen haberdar olduklarını belirterek, Çalışma ve Sosyal Güveliği Bakanlığı’na bu paraların hak sahiplerine geri ödenmesi için yaptıkları taleplerinin ise reddedildiğini iddia etti. Bunun üzerine Ankara İdare Mahkemesi’ne dava açtıklarını ve bu davanın da aleyhlerine sonuçlandığını ifade eden Yiğit, davayı şu anda temyize gönderdiklerini belirtti. Yiğit, gazetecilere konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Bizler 31 yıl önce bu acıyı beraber yaşadık. Ben babamı 31 yıl önce burada şehit olarak verdim. 12 yaşındaydım, 8 kardeştik. Bugünlere kolay gelinmedi. Zorluklar içerisinde geldik. Bizim adımıza o zamanlarda yardım kampanyası başlatılmış. Bu yardımların ne şekilde geliştiğini bilmiyorduk. O zamanlar yaşlarımız ufak, annelerimiz cahildi. Bizleri yönlendiren kimse olmadığı için bunları bilmiyorduk. Daha sonra zaman süreç işledikçe 30 yıl sonra biz Amele Birliğine, Metin Artırmak arkadaşımız ile birlikte seçildiğimizde bu yıl öğrendik. Öğrendikten sonra ben o 31 yıl önceki acıya geri döndüm. O yardımların fona dönüştürülmesi çok acı bir gerçek oldu. Bu olayı şehit aileleri ve arkadaşlarımla paylaşma gereği duydum. Sorumluluk hissettim. Olayı Amele Birliği yönetimine taşıdık. Yönetim konunun kendileri ile ilgili olmadığını ve Çalışma Bakanlığının yönergeyi yürüttüğü ve oraya müracaat etmemiz gerektiği belirtildi. Bizler de şehit aileleri olarak müracaat ettik. Bize fonun 10 yıllık olduğu, 10 boyunca bu fondan yararlandırıldığımız, 18 yaşını doldurduktan sonra da fondan yararlanamadığımız ifade edildi. Fondaki para ise 1983 yılındaki meydana gelen grizu faciasından dolayı oluşan bir para. 83 grizusundaki şehitlerin eş ve çocuklarına dağıtılması için biz Çalışma Bakanlığından gelen ret cevabından dolayı dava açmak zorunda kaldık. Mahkemeden bize ret geldi. Biz de temyize başvurduk. Şu anda temyiz sürecini bekliyoruz. Biz şunu istiyoruz. Fon kurulması iyi bir şey. Bu fon kurulurken dönemin valisi, sendika başkanı, SGK bölge müdürü ve Amele Birliği başkanı bu fonu kurarken bu ailelere sormaları gerekirdi. Sormadan bu fonu kurup da bizlerin haberdar edilmemesi gerçekten üzücü bir şey. Bu fondan maden şehitleri ve kaza geçirenler yararlanıyor. Ancak Kozlu'da 1992 yılında meydana gelen grizu faciasından sonra yine fon oluşturulmuş. Kampanya akabinde Valilikte para toplanıyor. Amele Birliği valilikte toplanan para için müracaat ediyor. Valilik parayı veriyor. Bu para Amele Birliği tarafından hak sahiplerine teslim ediliyor. Bizler de 1983 yılındaki grizu faciasında toplanan 13,5 milyon (13,5 trilyon) liranın bu faciadaki ailelere dağıtılması için dava açtık. Dava açmak zorunda bırakıldık. Biz yine buradan şehit aileleri ve çocukları olarak haykırıyoruz. Kendimde bir mağdur olarak. Bu paranın 83 grizusundaki ailelere dağıtılmasını istiyoruz" dedi. AYNI SIKINTILARI SOMA'DAKİ AİLELER YAŞAMASIN" Soma’da yaşanan maden faciasında 301 madencinin hayatını kaybetmesinin kendi acılarını yeniden tazelediğini ifade eden şehit madenci çocuğu Baki Tura, şunları söyledi: “Madencilik gerçekten meşakkatli ve zor bir meslek. Madencilikle ilgili bugün bilen bilmeyen herkes yorum yapıyor. Bu konuyla ilgili fikirlerini açıklıyor. Özellikle Soma'daki facia sonrasında görevli savcının yapmış olduğu açıklamalar sonrasında o kazanın nasıl olduğu konusunda bazı intibalar uyandı. Olmaması gereken, yaşanmaması gereken bir kaza ve 301 madenci meslektaşımız hayatını kaybetti. Geride yüzlerce dul ve yetim kaldı. Bu acıları dindirebilmek için ülke çağında bir yardım kampanyası başlandı. Bizler şunu talep ediyoruz. Bizler için de yurt içinden ve dışından yardım toplandı. Bu yardımların bize ulaştırılmadığını tam 30 sene sonra öğrendik. Bunun neden dağıtılmadığı konusunda sorduğumuz da tatmin edici sevap alamadık. Bu konuda 1 sene önce dava açtık. Mahkeme sonucu da bizleri tatmin etmedi. Konuyu Danıştay'a taşıdık. Danıştay sonucunu bekliyoruz.”