blank
Ramazan Öztürk tarafından
03 Kasım, 2024 15:43 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Zafer Partisi Karabük 2. Olağan İl Kongresi Yapıldı

Zafer Partisi’nin 2. Olağan İl Kongresi yapıldı. Tek liste ile gidilen kongrede Parti’nin Kurucu İl Başkanı Sami Tokan yeniden Başkan seçildi. 

Divan Başkanlığı’nı Genel İdare Kurulu Üyesi, Teşkilat Başkan Yardımcısı ve 7. Bölge Başkanı İlhan Alpboğa’nın yaptığı kongrede katılımın yoğun olduğu gözlenirken, Divan Başkanı İlhan Alpboğa kongrede yaptığı konuşmada,  “Ülkenin bir ateş çemberinden geçtiğini belirterek, “Ülkemiz Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizlerinden birisini yaşarken bu ekonomik krizi aşma konusunda Türk Halkı’nın önüne bir umut koyamayan, bir program koyamayan Cumhur İttifakı’nın şimdi Anayasa değişikliği ve tekrar terörle müzakere süreçlerini Türk halkının gündemine taşıdıklarını görüyoruz. Esasen Anayasa değişikliğiyle PKK terör örgütüyle yeniden müzakerelerin başlaması arasında da bir nedensellik bağı olduğu anlaşılıyor.
Amaç; Anayasayı değiştirirken PKK terör örgütünün terörü bırakması için talep ettiği düzenlemelerin de yapılması anlaşılan. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir terör örgütüne onun taleplerine teslim olması anlamına gelecektir. Kabul edilebilir bir gelişme değildir. Üstelik, şurası çok nettir ki terör örgütü artık sadece Türkiye’de değil, Suriye’nin kuzeyinde ABD ve İsrail’in desteğiyle güçlü bir yapılanma da oluşturmuştur.
Türkiye’de terörle müzakere demek, aynı zamanda Suriye’de PKK/YPG tarafından kurulan yapının Suriye’den ayrılarak bağımsızlaşmasını kabul etmek ve Irak’ın kuzeyindeki PKK terör örgütü ile de mücadeleyi sona erdirmek demektir. Bunun Türkiye’nin menfaatlerinin aleyhine olacağı ve Türkiye’nin orta vadede çözülmesini beraberinde getirileceği hiç tartışmasız bir gerçek olarak ortadadır. Bundan dolayı Zafer Partisi olarak biz buna şiddetle muhalefet edeceğiz.

Türkiye’yi yönetebilecek kadroyu çıkartmak hedefindeyiz. Zafer Partisi Türk Halkı’nın karşısına kurultaydan sonra bu seçkin kadroyla ve Erdoğan’ın bırakmış olduğu, bırakacağı molozu kaldıracak programıyla çıkacaktır.

Karabük özelinde de adına Cumhuriyet şehri dediğimiz bu şehrin kalkınması, hak ettiği hizmetlerden yeterince faydalanabilmesi için çaba sarf edeceğiz. Parti programımızda da yer alan 4 DENİZ 4 BÖLGE Sistemi ile Filyos Limanı Projemiz de gerçekleştiğinde bölgemiz ve Karabük ağır sanayin önemli merkezlerinden birisi olacaktır" dedi.

Kongre sonrası Sami Tokan Başkanlığındaki Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu:

"Nevzat Çengel, İsmail Yücel, Zafer Dikmen, Fatih Aydemir, Şenol, Ergin, Saim Öziç, Sevgi Ertaş, Şule Ercoşkun, Duygu Turgut, Özkan Atay, Cemallettin Yılmaz, Nuri Yıldırım; Oğuzhan Şahin, Halil Aktaş, Ferdi Bursa, Mehmet Aksoy, Tekin Sezgin, Umutcan Karabasan"

İl Disiplin Kurulu’na ise; Ali Ayhan Şensoy, Oğuzhan Dönmez, Oğuzhan Özbey, Recep Kocakaya, Onur Nak, Murat Aslan, Mustafa Kara seçildi.

Üst Kurul Delegeleri’ne de Sami Tokan, Yasemin Odabaşı, Haluk Demir seçildiler.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Temmuz, 2025 13:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİR ÜLKE İÇİN EN TEHLİKELİSİ !

Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir!
Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.

Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden
Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor;
"İnsan aklı kadar görür.
Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir.
Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır.
İnsan yığınları yalancıya kızmaz.
Kendiside yalancıdır da ondan.
İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der.
"Yığın", "toplum" değildir.
Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."

Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir..
Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.

Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.

Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur.
Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz.
Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!

Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler.
Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez!
Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!

Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz?
Yığın mıyız?

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.