Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
26 Temmuz, 2024 20:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 4dk
Yorum: 0

Yüksel Yıldırım: “FIFA bize ders verdi, bu dersi pahalı öğrendik”

Samsunspor Kulübü Başkanı Yüksel Yıldırım, FIFA tarafından verilen 2 dönem transfer yasağının artık onaylandığını belirterek, "Aldığımız ceza, futbolcularla yapılan tek taraflı fesihlerden kaynaklandı. FIFA bize ders verdi, bu dersi pahalı öğrendik” dedi.
Türkiye’de borcu ve futbolcu alacağı olmayan nadir kulüplerden biri olan Süper Lig ekiplerinden Samsunspor’a FIFA tarafından verilen 2 dönem transfer yasağı İsviçre Federal Mahkemesi’nin nihai kararı neticesinde karara bağlandı. Böylece Samsunspor 2024-2025 sezonunda transfer yapamayacak. Kulüp Başkanı Yüksel Yıldırım, aldıkları ilginç cezanın futbolcularla yapılan tek taraflı fesihlerden kaynaklandığını belirterek, “FIFA bize ders verdi, bu dersi pahalı öğrendik” diye yorumladı.

“2 dönem transfer yasağı olup bu yasağı açamayacak olan tek kulüp Samsunspor”
2 dönem boyunca transfer yapamayacaklarının kesinleştiğini ifade eden Samsunspor Başkanı Yüksel Yıldırım, “Transfer cezamız onaylandı. Geçen yıl FIFA kararı öncesi Novikovas ile anlaşmış parasını ödemiştik. FIFA bize, ‘oyuncu sizi affetmiş ama biz affetmiyoruz’ dedi. ‘Samsunspor 4 oyuncuyla tek taraflı fesih yapmış, 5’inciyi de oyuncuyu zorlamışsınız oyuncu fesih yapmış’ dediler. Türkiye’de bugün FIFA’da dosyası olmayan tek kulüp Samsunspor. Bu çok ilginç. Oyunculara borcu olmayan da tek kulübüz ama 2 dönem (1 yıl) transfer yasağı alıp bu yasağı açamayacak olan tek kulüp de Samsunspor. Diğer kulüpler ceza yiyor, oyunculara parasını verince ceza kalkıyor. Dje Dje, Alen Melunevic gibi oyuncuları da tek taraflı fesih etmiştik. Kevin Boli ve Melunovic sözleşme dondurmayı kabul etmediği için fesih etmiştik. İlk tek taraflı feshimiz Dje Dje oldu. Oyuncuların paralarını hemen ödememize rağmen FIFA işçi mahkemesi gibi oyuncuları haklı buluyor. Biz bunu yeni öğrendik. Durumlar böyle olunca FIFA bize ders verdi. Bu dersi pahalı öğrendik. Dünyanın sonu değil, her canlı nasıl ölümü tadacaksa, her kulüp de cezalar alacaktır. Son olarak Galatasaray Tete’yi transfer etmişti. Haksız bulundu ve Ukrayna kulübüne 2,7 milyon euro ceza ödedi. Bu cezalar ödenince bitiyor. Galatasaray’a ‘sen neden böyle bir oyuncuyu aldın, usulsüzlük yaptın, FIFA kurallarını dinlemedin, transfer yasağı veriyorum’ demiyor. İsviçre Federal Mahkemesi nihai kararı verdi ve transfer cezamız kesin onaylandı” diye konuştu.

“Yusuf Erdoğan ve Emre Akbaba ile anlaşmıştık”
Yasak kararı kesinleşmeden önce transfer için anlaştıkları isimler olduğunu vurgulayan Başkan Yüksel Yıldırım, “Adana Demirspor’dan Yusuf Erdoğan ve Emre Akbaba ile anlaşmıştık. Yusuf ile yazılı anlaşmıştık. İşleyelim dedik TFF izin vermedi. Emre Akbaba ile sözlü olarak anlaştık. Transfer tahtasını açamayınca Yusuf Erdoğan’ın sözleşmesini feshettik. O da sonrasında Konyaspor ile imzaladı. 2 tane de yurt dışından iyi oyuncu ile görüşmüştük. Onlarla da bu nedenle sözleşme yapamadık. Her yıl yapılan transferler tutacak değil” şeklinde konuştu.

“Birçok oyuncumuza resmi transfer teklifi var”
Kadro kalitesine yapılan eleştirileri oyunculara gelen transfer teklifleri ile cevaplayan Başkan Yıldırım, “Marius Mouandilmadji’ye 2 milyon euroluk teklif var ama satamıyorum. Flavien Tait’e teklif var. Carlo Holse’ye teklf var. Oliver Ntcham’a teklif var. Benito Raman’a teklif var. Lubo Satka’ya teklif var. Takımdaki oyuncuların yarısını bugün satabilirim. Ligde kalmak istemesem bu oyuncuları satar, cebime de 15 milyon euroyu koyar kenara çekilirim. Bunu yapmıyorum diye kıymetli olmuyor. Oyuncularımıza kötü diyorlar ama tüm oyuncularımıza teklif var” ifadelerini kullandı.

“Samsunspor, geçen yıl yapamadığı sürprizi bu sene yapacak”
Ligi 8 ila 13’üncü sıra arasında bir yerde bitireceklerini düşündüğünü ancak hedeflerinin ilk 10 olduğunun altını çizen Yüksel Yıldırım, “4 büyükler bu yıl inanılmaz takım kuruyorlar. Kendi aralarında çekişme üst seviyede olacak. İlk 4 grubun ardından da bir 4 takımdan oluşan grup oluşacak. Başakşehir’in olacağı kesin, diğerleri tam net değil. Yani bu yıl en az 10 takım küme düşmemek için oynayacak. 4 takım küme düşecek. Bu yıl 19, seneye 18 takımla lig oynanacak. O nedenle bu sene çok kritik. Hoca ve oyuncular bunu biliyor ve ona göre çalışıyorlar. Genç oyunculara bayağı önem verdik. Yunus Emre Çift, Muhammet Ali Özbaskıcı, Bedirhan Çetin, Haluk Mustafa Tan, Enes Albak gibi gençlerden bu yıl umutluyuz. Takımımız iyi ve umutluyum. Zeki Yavru bizde kaldı. Lubo Satka’nın sakatlık dönüşünün iyi olmasını bekliyoruz. Sahada 11 yabancı olacağından rotasyon yapabiliriz. Ait Bennasser, Oliver Ntcham, Carlo Holse yaz dönemini iyi geçirdi. Kanatlar ve forvetlerimiz de iyi durumda. Samsunspor’a hor bakmayalım. Geçen seneden bir arada oynama alışkanlığı kazanmaları ve Thomas Reis’in antrenmanlar yöntemleri ile form yakalıyoruz. Oyunu geride kurma ve domine etme düşüncesiyle performans sergileyeceğiz. Beklentimiz takımın her maç 120 km üzerinde koşması. Sakatlık ve hakem mağduriyetine uğramazsak Samsunspor, geçen yıl yapamadığı sürprizi bu sene yapacak diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu.

“Amacımız, Türkiye’nin 5’inci büyük takımı olmak”
Büyük kulüp olmak için sadece sportif başarının yeterli olmadığını, geçmişte şampiyon olan ya da yukarılarda oynayan birçok kulübün şimdi kapandığını ya da kapanma noktasına geldiğini de belirten Yıldırım, “Samsunspor’a isim sponsorluğu için bazı görüşmeler yaptık. Gelen rakamlar çok komik rakamlar. O komik rakamlara Samsunspor’un önüne isim almayı veya formasına isim almayı düşünmüyorum. Artık Samsunspor’un bir markası var. Amacımız, Türkiye’nin 5’inci büyük takımı olmak. Sportif olarak değil, büyüklük olarak diyorum. Adana Demirspor, Antalyaspor, Göztepe gibi şehir takımları da buna aday. Hedefimiz bu kadar büyükse sadece sportif başarı ile değil aynı zamanda ticari gelirlerle de büyük olduğumuzu göstermemiz lazım. İngiltere’de sahiplerin belli oranda takıma para vermesine izin veriliyor, gerisi gelir yöntemi ile sağlanıyor. Biz de diğer kulüplerden farklı olmak için Samsunspor’u ayakları üzerinde tutmak için bir başlangıç yaptık. İlk olarak takımın önünde yer alan şirketimin adını çıkarttık. Zaten kendi paramı veriyorum. Kulübün tüm paraları benden çıkıyor. Reklamları dışarıdan bulmamız lazım. Büyük ve uluslararası isimlerle görüşüyoruz. Bir sponsor bulamasak da boş çıkacağız. Denk bütçe yapmayı öğreneceğiz” dedi.

“Sermayeme 600 milyon TL para ekledim”
Sadece bu yıl değil geçen yıl da transfer yapmakta zorlandıklarını, harcama limiti kısıtlaması dolayısıyla geçen yıl takım şirketine 600 milyon TL para eklediğini dile getiren Başkan Yüksel Yıldırım ayrıca şunları söyledi:
“Bu yıl başımıza kötü bir şey geldi. Geçen yıl Süper Lig’e çıktığımızda 300 küsür milyon TL harcama limiti ile takımın yarısını kuramıyorduk. Şirket olduğumuz için sermayeme 600 milyon TL para ekledim. Bu para tuz buz oldu gitti. Döviz kuru geçen seneden bu yıla yüzde 50’den fazla arttı. TFF bütçemizi hesap etti. Kayserispor’un tahtası kapalı, oyuncu paralarını ödeyemiyorlar ama 650 milyon TL limit verilmiş. Sorduğumuzda bilançoya göre bunları belirlediklerini söylüyorlar. Biz gerçek limitlerimizi yazdığımız için bu yılki harcama limitimiz az çıktı. Sonuç olarak da kurumsal olmayan ve güvenilir olmayan firmalardan sponsorluk alamayacağız. Bilinen ve uluslararası firmalarla görüşeceğiz.”

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
18 Kasım, 2025 09:50 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

BU MAHALLELER KENTSEL DÖNÜŞÜM BEKLİYOR

Karabük’ün kuruluş döneminden bu yana kentin çekirdeğini oluşturan Yeni, Atatürk, Namık Kemal, Makasbaşı, Kayabaşı ve Bayır Mahallelerinde yer alan 70 yılı aşmış yapı stoğu, uzmanlara göre şehrin deprem riski karşısındaki en zayıf noktası olarak öne çıkıyor.

Kuzey Anadolu Fay Hattı’na yakınlığı nedeniyle 1. derece deprem kuşağında bulunan Karabük’te özellikle bu altı bölgenin acilen kentsel dönüşüm programına dahil edilmesi gerektiği ifade ediliyor.

YORGUN MAHALLELER ALARM VERİYOR

Kent merkezinin en eski yerleşim alanı olan bu mahallelerin büyük bölümü, ekonomik ömrünü tamamlamış binalarıyla “kentsel yorgunluk bölgesi” olarak nitelendiriliyor. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin 2018’de güncellenen standartları dikkate alındığında söz konusu bölgelerdeki yapıların önemli bölümünde taşıyıcı sistem zafiyeti, donatı eksikliği, düşük beton kalitesi, temel izolasyonu bulunmaması ve inşa edildiği dönemin deprem kurallarını karşılamama gibi sorunlar tespit ediliyor. Bu özellikleri nedeniyle pek çok bina “riskli yapı” grubunda değerlendiriliyor.

Yaklaşık 70 yıl önce inşa edilen binalarda çoğunlukla alt gelir gruplarının yaşaması, dönüşüm sürecinin sosyal boyutunu da kritik hale getiriyor. Uzmanlar, yapısal riskin yanı sıra nüfus yoğunluğu, dar sokaklar ve acil müdahaleye uygun olmayan mahalle dokusunun deprem anında büyük tehlike oluşturabileceğini vurguluyor. Olası bir afette en fazla can kaybı ve bina çökmesi ihtimalinin bu bölgelerde olduğu belirtiliyor.

SEÇİM ÖNCESİ VERİLEN SÖZ RAFTA MI KALDI?

Karabük kamuoyunda kentsel dönüşüm beklentisi, seçim öncesinde dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’nın bölgeyi gezerek yaptığı “Buralar acilen toplu kentsel dönüşüme alınmalı. Seçimden sonra başlayalım.” açıklamasıyla artmıştı. Ancak seçim sonrası bakanlık görevinde değişiklik yaşandı ve sürecin henüz resmen başlamamış olması vatandaşlarda belirsizlik oluşturdu.

Göreve gelen yeni Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Karabük kamuoyunda “kentin eniştesi” olarak gördükleri bir isim olması nedeniyle dönüşüm sürecinin hızlandırılacağına yönelik beklenti sürüyor. Bakan Kurum’un Karabük’e olan yakınlığının, dosyanın yeniden ele alınmasına katkı sağlayabileceği ifade ediliyor.

KARABÜK’ÜN GELECEĞİ İÇİN KRİTİK ADIM

Mahalle sakinleri ve şehirdeki kanaat önderleri, konunun yalnızca konut yenilenmesi olarak değil, doğrudan bir yaşam güvenliği meselesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Deprem yönetmeliklerine uygun olmayan, yalıtımsız, fiziksel olarak yıpranmış ve sosyoekonomik açıdan dezavantajlı nüfusun yaşadığı binaların Karabük için ciddi bir risk kaynağı oluşturduğunu dile getiren vatandaşlar, “Bugün olmazsa yarın çok geç olabilir.” diyerek dönüşüm sürecinin başlatılmasını talep ediyor. İş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının da ortak çağrısı kentsel dönüşümün artık siyasi bir gündem maddesi değil, şehrin geleceği için zorunlu bir adım olarak görülmesi önem taşıyor. Uzmanlar, dönüşümün gecikmesi halinde muhtemel bir depremde ağır sonuçlar ortaya çıkabileceğine dikkat çekerek, merkezi idare ve yerel yönetimlerin en kısa sürede ortak bir yol haritası açıklaması gerektiğini ifade ediyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin