CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in siyasette gerilimi düşürmek adına attığı adımlar, nedense, parti içi muhalefet ve sol çevreler tarafından eleştirildi. Gerilimden uzak bir siyasetin daha yararlı olduğu gerçeği ortada duruyorken. Türkiye’de özellikle sağ siyasetçiler, dini kullanma özelliklerinin yanına hep gerilimi ve kutuplaşmayı da koymuşlardır. Bu gerilimden ve kutuplaşmalardan beslenirler. Yönetimde oldukları dönemde, kötü giden işleri perdelemek için bunu sık sık yaparlar. Muktedir bir yönetici , bir zamanlar, “Öfke bir hitabet sanatıdır” şeklinde kendine özgü bir özdeyiş uydurmuştu. O nedenle, bilinçli olarak kutuplaşmayı rutin bir hale getirdi. Bu kutuplaştırıcı siyaset hep ona yaradı. Gerekli gereksiz, bağırmalar çağırmalar halkın bir bölümünün beğenisini kazandı. Ona mert adam yakıştırılmasının yapılmasını sağladı. Bu politika karşısında, 2010 yıllarda CHP yönetimi, partiyi esnekleştirme yönüne girdiler. Bunu da, “parti bu politikalarla %25’i aşamıyor” tezine dayandırdılar. O zaman ne yapmalıydı? Makas değiştirmeyi yeğlediler. Esnekleşelim, dediler. Onun için de altı oktan ödün verme, devletçilikten, devrimcilikten, katı laikçilikten uzaklaşma ortaya çıktı. O dönemin Genel Başkanı, “laiklik tehlikededir diyemem”diye iddialı bir çıkış yapmıştı. Aynı zamanda, sağa yönelik ekonomik politikalar geliştirilmesi de bu dönemdedir. Yine, dönemin başkanı “başörtüsü sorununu biz çözdük” diyerek bir yerlere şirin gözükme çabası içine girmişti. Oysa, başörtüsü yasağının CHP ile uzaktan yakından bir ilişkisi yoktu ve 12 Eylül ürünüydü. Mütedeyyin seçmene hoş görüneyim derken, kanaat önderlerine bulaştırdılar o dönemde partiyi. Oysa, mütedeyyin seçmen içinde CHP’ye oy verenler vardı ve onlar Cumhuriyete sahip çıkmada rol de almışlardı. CHP’nin uzak durması gereken din tacirliği yapanlar, din satanlar olmalıydı. Bunlar arasında bir duvar mutlaka örülmeliydi. Çünkü, onlar, kendileri gibi dini siyasete alet eden ve din satan partilerden kopma şansına sahip değillerdi. Bağlı oldukları tarikatlar ve cemaatler o partilerden beslenmekteydi. Durup durukken, bir helalleşme icat edildi o dönemde İzlenen zikzaklı siyasetin son durağı helalleşme söylemiydi. İlk başlarda olan ikili masa sonraları altıya çıkarıldı. İki yıl oturuldu kalkıldı, çay kahve içildi. Sonuç hüsran oldu. 2023’te yapılan seçimler bunun en büyük göstergesi olarak karşımıza çıktı. CHP, Cumhuriyeti kurduğu gibi, ülkeye çok partili yaşamı da getiren ve hiç sorunsuz iktidarı bırakmış, devrimci bir yüce yapıydı. Politikalar üretilmeliydi. Ama, o politikalar böylesine sığ olmamalıydı. Şimdilerde ise, gerilimden uzak, ülke ve insanların sorunlarına yönelik bir siyaset izleniyor. Hep kavga isteyenler bundan hoşnut olmuyorlar. Kayıkçı kavgası yapmak işlerine geliyor. Çünkü, o kolay bir yöntem. Siyaset havasının normalleşmesi, ülkenin ve insanlarının çıkarınadır. Bu bir akıllı siyaset stratejisidir. İlk başlarda belki anlaşılmamıştır ama, şimdi yerli yerine oturmaktadır. Bu politika, partinin ivmesini yükseltmektedir. Muktedir, bu politikadan zarar gördüğünü anlayınca, yine sesini yükselmeye başlamıştır. Demek ki izlenen politika, halk nezdinde kabul görmektedir. Bunun, en somut göstergesi de yerel seçimlerden sonra iktidar partisine anketlerde atılan %11’lik farktır