Son günlerde bir Şeyh Sait tartışması başladı. Kimilerine göre kahraman, kimilerine göre hain olan Şeyh Sait, en doğru tanımla bir gerici isyanın önderidir. 1925 yılında daha Cumhuriyet iki yaşında iken İngilizlerin kışkırtmasıyla, isyana kalkışmış bir yobazdır. Bunun başka bir tanımı yoktur. Şimdilerde adı bir yere verilecek diye çıkarılan tantana da gündemi değiştirmekten başka bir amaç taşımamaktadır. Şeyh Sait, İngilizlerin desteğiyle bir gerici kalkışma başlatmış ve susturulmuştur. Türkiye'yi aydınlığa taşıyacak Cumhuriyet Devrimlerine karşı, "din elden gidiyor" masalıyla günahsız insanları isyana kışkırtan Şeyh Sait, bölge halkından gerekli desteği de bulamamıştır. Ancak, hainler her kötüden bir kahraman yaratma alışkanlıklarını bu olayda da yıllarca sömürmüşlerdir. Bugün yapılan da budur. Tepe takla uçuruma giden ülkede gündemi olaya etnik unsurları da katarak değiştirme çabasıdır. Bu soytarıların karşısında Allah'tan Atatürk gibi bir önderimiz vardı ve olay çok zarar vermeden sonlandırıldı. Şimdilerde, birileri yine bu alçağı kahraman yapma derdine düşmüşlerdir. Bazıları da, bu konuyu tarihe bırakmak gerekir diye suya sabuna dokunmayan açıklamalarla geçiştirmek yolunu seçmişlerdir. Olayın tarihçilere bırakacak bir yanı yoktur. Olay eski gibi görünse de yenidir. Ve ulus bu olayın tanıdığıdır. Şeyh Sait, bu ülkeye dost değil, düşmandır. İngiliz Ajanı olmasa bile İngiliz kuklasıdır. Kahraman ardında onlarca savaş olan Mustafa Kemal Atatürk'tür. Atatürk'ün partisi yapay gündemlerin ardına takılıp, bu gerçekleri anlatmaktan çekinmemelidir.