"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" anlayışına sahip olanlar koskocaman Osmanlı'nın batmasında saltanatın önemli payı olduğu bilinci içinde; milletin devlet üzerinde hak ve yetkileri olduğunu ortaya koyabilmek için bu kurumu sonlandırmışlardır.
Böylece; millet cumhuriyet düzeni içinde seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur.
Yani; artık insanlar padişahın kulu olmaktan çıkarılmış, cumhuriyetin yurttaşı, Allah'ın kulu haline gelmişlerdir.
Cumhuriyetin insanları yurttaş haline getirmesi sayesinde en yoksul insanlar bile okuyarak bir yerlere gelme şansını bulmuşlardır.
Hanedanın ve saltanatın olduğu dönemlerde İslamköylü bir çobanın; devlet okullarında okuyup, mühendis olabilmesine, ardından siyasete atılıp Türkiye'nin en tepesine gelebilmesine olanak olabilir miydi? İşte, kimilerinin beğenmediği o Süleyman Demirel; Cumhuriyet'in kendisine ve kendisi gibi olanlara verdiği nimeti iyi bildiğinden, Cumhuriyet'e tek laf ettirmezdi. Bilirdi onun değerini... Onun için de öldüğünde ardından milyonlarca kişi ağladı.
100 yıllık cumhuriyet dönemine ne yazık ki, bu yönetim sayesinde en tepe noktalara gelmiş bazı zavallılar
"pranga" dönemi diyerek düşmanlıklarını kusuyorlar. Oysa ne görmüşlerse ne kazanmışlarsa ne yapmışlarsa Cumhuriyet sayesinde elde etmişlerdir. Kin kusarak nankörlük ediyorlar ve gözlerini 100 yıl öncesine çeviriyorlar.
Türkiye'yi 100 yıl geriye getirmenin planlarını sinsice yapmışlar, şimdi de uygulamaya geçmek istiyorlar.
Nafile bir uğraştır bu. Türk halkı, Cumhuriyetin kazanımlarının değerini çok iyi bilmektedir ve bu kazanımlardan kolay kolay vazgeçmeyecektir.
Kağızman'ın Akören köyünden bir genç demokrasi sayesinde her makama gelme şansına sahiptir. Tekman'ın Akdağ köyünden bir genç Türkiye'nin her yerinde her türlü işi yapabilmektedir.
Demokrasinin aksayan yanları olabilir... Bunları daha çok demokrasi diyerek gidermek mümkündür. Eğitimde fırsat eşitliği tam anlamıyla sağlanamamış olabilir. Ama, bu giderilemeyecek bir sorun değildir.
Eğer, halen bu ülkede saltanat olsaydı küçük bir tekne reisinin oğlunun cumhurbaşkanı olması gerçekleşebilir miydi?
Saltanatta, seçme-seçilme hakkı verilir miydi yoksul insanların çocuklarına? Ya da o çocukların okumalarına zemin hazırlanabilir miydi? Bunların yanıtı kocaman bir "
hayır"dır. Çünkü, yaşanan gerçekler apaçık ortadadır.
O nedenle, Cumhuriyet'e en çok sahip çıkmamız gereken bir zamandayız.
- yılı bu bilinç ve anlayışla kutlamalı, cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmalıyız.