Ankara'ya gelerek göreve başlamıştı. Ankara’da yaptığı ilk konusmada; "Türkiye ile her zaman harika ilişkilerimiz vardı. Bu olağanüstü olmalı" demişti.
Sn.Sefirle ilgili ilk yazımı " Bu adama dikkat" diyerek o gün yazmıştım. Harika olarak nitelendirdiği 70 yıllık ilişkiler geçmişimizi kronolojik olarak kendisine hatırlatmıştım. İlerleyen dönemde 3 yazı daha kaleme almıştım. Bu beşincisi.

O günlerde, ne hükümet kanadından nede ulusal basındaki yazarlarımızdan bu adama en ufak bir tepki gelmemişti. Şimdi bakıyorum da "Persona Non Grata" lar havalarda uçuşuyor. Günaydın beyler!
Adamın ne olduğunu yeni mi farkettiniz?
Anadolu basınının sıradan bir yazarı olarak, 7 aydır tepki gösteriyorum, siz neden sessiz kaldınız?, Kaleminiz mi mi kırık? Mürekkebiniz mi bitti?
Gazete arşivleri açık. Türkiye'ye geldiği gün yaptığı konuşma üzerine, Mayıs ayı başında tek tepki yazısı yazan benim.
Şimdi, nihayet basından tepkiler gelmeye başladı, çok şükür. Benzer tepkileri hatta daha fazlasını muhataplarından da bekliyoruz.

Adam,

• Türkiyenin ulus devlet sisteminden duyduğu rahatsızlığı her fırsatta dile getiriyor.
• Osmanlı millet sistemini öneriyor.
• İsraille izleyeceğimiz politikaya yön vermeye çalışıyor.
• Cumhurbaşkanımıza meşruiyet bahşediyor!
• Ortadoğu’da ve Suriyede sinsi sinsi oyun tezgahlıyor.
• S 400 ler için "4-6 ay içerisinde bu sorun çözülür Türkiye Rus sisteminden kurtulur" diyor.
• Cumhurbaşkanımızın İsraille ve Netanyahu ile ilgili söylediklerine "Retorik" diyor.

Bu sözler bir büyükelçi'nin haddi midir?
Büyükelçilerin görev ve sorumlulukları bellidir. Bunların neler olduğunu daha önce yazmıştım.

Şimdi, Cumhuriyet karşıtlığında söylemlerinin dozunu daha da artırdı.
"Türkiye Osmanlı milleti sistemine geçmeli" sözlerinin nedeni iyice ortaya çıktı. Barrack, jeoekonomik düzenin 1919 sonrası ulus-devletleşme ile parçalandığını ve bunun tarihsel "refah yollarını" kapattığını iddia ediyor. Yunan gazetesine Türkiyenin ulus devlet modeli 1919'dan beri bizi engelliyor" dedi.

Hatırlayınız, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik "meşruiyet verme" sözleri ile Erdoğan'ın ABD ziyareti sırasında ve sonrasında Türkiye'nin gündemine oturan Tom Barrack “Türkiye için en iyi sistem Osmanlı millet sistemidir. Benim için İzmir, Yahudilerin, Müslümanların, Hıristiyanların bir arada yaşadığı, bu toplulukların harmanlandığı bir örnek. Bu tüm dünyada ve Orta Doğu’da olması gereken bir durumdur. Bence Türkiye, tüm bunların merkez noktası olabilir" demişti.

Adam kararlı, vazgeçmiyor. Şimdi de Yunan gazetesi Kathimerini'ye konuştu. Yine cumhuriyeti ve 1919 sonrasında kurulan ulus devlet yapımızı hedef aldı.

Kathimerini'ye verdiği bu röportajda ABD nin Yunanistan'a desteğini açıkladı.1919 sonrası ulus-devletleşmenin Doğu Akdeniz'in jeoekonomik düzenini kilitlediğini ve ticarete engel oluşturduğunu iddia ediyor.
Hazar'da bulunan enerji rezervlerinin Akdeniz'e açılmasının önündeki en büyük engel Türkiye'in ulus devlet yapısıy mış. Doğu Akdeniz'de yeni bir düzen kurmanın zamanı gelmiş.
Bölgenin ihtiyacı rekabet değil, refah temelli yeni bir işbirliği modeliy miş. Çözüm sağlamak için harekete geçecekmiş. Ulus devlet yapısı nedeni ile Türkiye ve Yunanistan'ın yaşadığı gerginlikler ekonomik akışları dügümlüyor muş.Yeni bir bölgesel düzenin zamanı gelmiş…

Sayın Sefir, bence senin pılını pırtını toplayıp geldiğin yere dönmenin zamanı çoktan geldi de geçti bile.

İlyas Erbay